Serseri Akşamlar…
Biz’li, yaşarken ne olduysa oldu, akşamlara düştü hüzün.
‘Ben’ olmak nasıl bir duygu? Hiç alışamadım.
Sensizliği beceremedim, ellerim terliyor yalnızlığımda.
Gözlerim geceye alışamadı, ölüm sessizliği var akşamlarımda.
Ben, diyemiyorum işte! ‘’Kahretsin’’
Serseri akşamlara mahkûmum; şimdi ölümüne yaşadıklarım.
Karanlık çökünce, yalnız sokaklarda sadece ben ve ayak seslerim,
Gölgem eşlik ediyor birde bulutların arasından’’ ay’’
Gözyaşlarım asılıyor kirpiklerime, sessiz hıçkırıklarım.
Avazım çıktığınca bağırmak geliyor içimden susuyorum.
Boş sokakta bir ben ‘’kahretsin’’ birde ayak seslerim.
Bizi düşünmeden yapamıyorum nede/nler takılıyor boğazıma.
Suçlu belki de; bendim
Çok sevmekti suçum’’ haksızlık’’ bu.
Terk edilen unutulan bir yürek taşıyorum. Yangınlardayım.
Böylemi olmalıydı? Sonumuz hani hep biz olarak yaşayacaktık?
Şimdi çıkmaz sokakların soğuk akşamlarında bir serseriyim.
Sensizliğin avareliğinde, son durağındayım bu aşkın.
Güneşe kapadım gözümün perdelerini.
Dudağımda kırık bir aşk türküsü ellerim cebimde, avaresiyim
Serseri akşamların… M.Bezcigil