“ Gidi/yorum/ Dağlarıma ”
-Her sabah paslı demir parmaklı odamdan
Yangın yeri dağlarımla göz göze gelir,
Sevişirdik zirvelerinde o bana hasret,
Ben ona yangındım özgürlüğe koşar gibi’’.
Kurtulurum sana uzandığımda
Yaşanmayan yılların
Bedenimde ki soğuk kurşun yaralarından.
Bir bahar sabahı
Sana gelmek için çıktığım yolda
Nisan yağmurları çiseliyordu.
Düşkündüm özgürlüğe,
Dilimde Nazım’ın memleket türküsü,
Yeşile boyanmıştım senin kollarında
Adımı senden almıştım heybetlim
Mor dağların eşkıyası diye.
Dadaloğlu, Köroğlu, Karacaoğlan gibi
Duygularımı militanca yazacaktım
Senin koyaklarına
Kolluk kuvvetlerine inat.
Şimdi bahar geldi, su yürüdü ağaçlarına
Seni düşledim ulu bir Çınar’ın altında
Anadolunun bakir bir köşesinde
Hiç unutamadım,
Kan içindeki yüzünün kucağıma düşüşünü.
Son sözlerin özgürlük olmuştu
Gözlerime hâkim değildim
Elin elimden kayarken hala gülümsüyordun.
Düşünmüyorum en yumuşak sesi ile gelen ölümü
Sizlere bizleri anlatacağım
Yankılanacak özgürlüğe dair şarkılar
Hadi hep bir ağızdan
yeşil