Hayata baktım, kendi kendime. Yaşadığım senelere dalıp gittim.

Ben bu dünyada kırk altı sene nasıl yaşamışım?

İnandıramadım, kendimi. Çoluk-çocuk, beni yalanladı, açıkçası.

Bunca sene yaşadığımın ispatı oldu, açıkçası…

Bir yirmi sene sonrasında düşledim kendimi, hayal aynasında.

Bembeyaz sakallı, kamburu çıkmış, gözlük numarası ilerlemiş, elinde bastonuyla zor yürüyen,  yalnızlığı iyice artmış acınacak bir ihtiyar…

İrkildim, nefsim birdenbire… O zamana kadar yaşamam meçhul.

Nasıl düşlerdir böyle kurdurduğun bana.

Kim, bunca sene yaşamayı garanti edebilmiş?

İki dakikaya kadar da yaşayıp yaşamayacağını bilmeyen biz değil miyiz?

Ey Nefsim, beni kendine düşman kılma.

Bilmektesin ki dünyada olanla bitenle arama bir engel koyamam.

Bilirsin bir yerde aç olan varsa aç kalmaya mahkûm kılarım, seni.

Bir başkası aç yatarken tok yatmanın benim kitabımda yeri yok, olmadı ve olmayacak…

Bir yerde insanlar umutsuzluğa kapıldı mı ben onların acısını kendime mal ederim, kendi sıkıntım bilirim sıkıntılarını ve rahatı düşünemem sımsıcak evde, yumuşak döşekte ve onlarca nimetin ardı sıra dizildiği sofralarda.

Ben, ülkemin aynasında görüneni yalancı görüntülerle değiştiremem.

İlimle irfanla boğuşup duranları hoş görmedim, hoş görmem mümkün değil, olmadı ve dahi olmayacak.

Yeryüzünü kim ve kimler kana bulamışsa, bulamak istemişse, insana ve insanlığa acı çektirmiş ve çekecekse onlara övgü düzmem, benden beklenmesin; dünyaya ne kadar insan gelmişse, gelecekse, göçmüşse onların sayısınca beddua onların ve onları takip edenlerin üzerine olsun.

İnsana tebessümü haram kılan ve kıldıranlar kim ise onların bir daha gülmemesi, benim kârım olmalıdır.

Ondandır, benim huzurumun bozulması.

Ondandır, gamla yüklü duygu kervanına şiirler düzmem, yazmam, düşünmem ve kendimi kaybetmem.

Ey Nefsim, ben bu durumda yeryüzünde olanla bitenle alakamı kesemem.

Nerede bir insan yaşıyorsa o benim kardeşimdir, o benim canımdan bir parçadır, bu biline.

Ben insanlığını unutanlara insan olduklarını hatırlatmak isterim, daima.

Onlar ki insan olmadıklarını halleriyle hareketleriyle belirttikçe bazen yapabileceğim bir şey, bir şeyler kalmıyor, kolum kesik, kanadım kırık halde ruhumdan damıttığım hüzünle satırlara akseden duygularım, fikrin önünde bend teşkil eder ve sana dair söyleşileri yazmaktayım, kendi iç dünyamda.

Ey Nefsim, benim sana bir sitemim olmaz, olmadı, olmayacak…

Bilmekteyim ki sıkıntılar yerini bir gün rahata terk edecek. 

Bilmekteyim ki her darlıktan sonra bir genişlik vardır, var olacaktır.

Bilmekteyim ki her kış yerini bolluğun olduğu bahara bırakır yaşadığım topraklarda.

Bilirim ki her coğrafyada yağmur yağmaktadır, gökyüzünden.

Fakat gönlümün çorak yüzüne rahmet olabilecek yağmurlar beklenmededir, gönlüme düşeni yeşertecektir, gelen rahmet.

Dirilecektir, bende âlem.

Bende yeşerecek umutların her fidesi ekilecek yeryüzüne.

Fakat sen hiçbir zaman böbürlenme.

Sen hiçbir zaman bununla övünme.

Bak ben derken insan olan herkesi kast ediyorum, açıkça.

Ben insanın olduğu her yerde ruhen varım, mana olarak varım.

Ey Nefsim, başka söyleyecek ne kaldı, seninle söyleşilerimizde.

Eminim, sen de muzdaripsin olan biten karşısında.

Hep coğrafyalarımda mı göz yaşı olacak, hep boynu büküklük benim insanıma mı talih kuşu bilinecek ve hep damarlarımdan akan kanla mı sulanacak topraklar?

Ben kalemi bırakıyorum, şimdi.

Ben ellerimi havaya açıyorum, yazmayı bırakarak.

Ben O’na yöneliyorum, olana bitene karşı.

Ben O’na sığınıyorum, insan sûretine bürünmüş olanlara karşı.

Ben O’na yalvarıyorum, insanların konuştukları dillerle. Arapça, Türkçe, Farsça, Kürdçe, İngilizce,… Affetsin bilmediğim dillerle konuşan insanlar beni..

…..

Türkçesi:Ya Rabb!.. Bizi yalnız bırakma!...

İngilizcesi:Or LORD .. Do not leave us alone

Arapçası:و الرب.. لا تتركنا وشأننا!..

Farsçası:یا خداوند.. آیا از سر ما به تنهایی نیست!...

Fransızcası: Ou le Seigneur .. Ne nous laissez pas seuls! .. .

Almancası: Übersetzung: Entweder Herr .. Lasst uns nicht allein! ...

Kürdçesi: Ya Yezdan…Mé tené bernedé, nehelé

….

Ey Nefsim, daha ne dile getireyim? Söyle unuttuğum var mıdır, belirtmediğim?

Söyle Ey Nefsim!...

( Nefsimle Söyleşiler-3 başlıklı yazı MehmetALİ tarafından 3/23/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.