BAYRAMLAR ÜZÜNTÜNÜN OLDUĞU DEME YABANCIDIR

Birkaç gün sonra bayramı buruk yaşayacak, dünyanın dört bir yanında aynı inanca sahip insanlar.

Onlar, yaşadıkları acılarla nasıl bayramı yaşayacak?

Onlar, bayramın birleştirici yönünü unutmamalıdır.

Onlar, çaresizliklerle baş başa bırakıldıkları ortamda, ezilmişliklerinin verdiği acılarla, toprağa verdikleri yakınlarına mı yansın yoksa her gün üstlerinden eksik olmayan insan öldüren, çevreyi yakıp yıkan, yaşama alanlarını ortadan kaldıran ateşli silahlara karşı mı korunsun?

Onlar, yeryüzünü kana bulayanlara beddualarını eksik etmezken, açılan ellere verilecek cevabın geç olmamamsı için daha bir bilenir, umuda.

Onlar, umutsuzluğun red cephesinde, hakkın sadece haklıya ait olduğunu, susuzluktan çatlayan, damlaya hasret toprağa kanlarını yeşerecek filizlerin daha gür çıkması için akıtırken, rahat döşeklerinde, her şeyi olağan karşılayanlara karşı alnı açık başı dik dururken, kendilerini hayata bağlayan verilmiş sözün yerine gelmesi adına her anları kahırla karılsa da mutlu bir bekleyişin içindedir, daima.

Ey Can!.. Önümde dünya haritası var. İnsanlığın huzursuz olduğu toprakları kalemle işaretlerken, işaretlerin çoğaldığı ve eksik olmadığı coğrafyamda, medeniyetimin topraklarında bunca kahrın, acının oluş sebeplerini sen de bilmektesin. Başka diyarlarda ekonomik atraksiyonlarla insanlığı açlıkla terbiye etme stratejisini uygulayanların, yaşadığımız coğrafyada kendilerine biad edilmesi için ateşli silahları konuşturduğunu bilmektesin.

Ey Can!.. Yaşam döngüsünde merhamete yabancı olanların döktükleri kanlarla yok oluşları gün geçtikçe yaklaşırken, kendilerini hala barışın, huzurun güvencesi ilan edenlerin zulümle hiçbir şeyin abad olmayacağını kavramamalarına ne denilebilir?

Çocuklara bile kıyan anlayışın sergilediği vahşete el çırpanların mutluluklarını gizleyen yüzlerindeki maskeler, aslında bir tiyatro sahnesinde oynanan oyun gibi hakikati ifade etmekten oldukça uzaktır.

Yaşlılara, kadınlara, çocuklara, hastalara dokunmanın, onları incitmenin hak ihlali olduğunu belirtenlerin, kendilerini haklı gösterme adına sergiledikleri aymazlık, dile getirmedikleri çıkmazları bir bir su yüzüne çıkınca demokrasi kaçkını olmaktan öte bir şey yapmayan, somut bir şeyler ortaya koymayan anlayış sistemleri, mevcut yapılarının gittikçe çürümesi karşısında güneş altında buz misali gittikçe eriyen yapıları, kokuşmuşluğun zirvesinde iken, hakları gasp edilenlerin yanında yer almanın da kendilerine karşı durmak manasındaki tavırları, suyun başını kesip, aşağılarda suyu bulandırdıkları iddiasıyla suçsuz olanları imha plânından farksızdır.

Yeryüzünü cehenneme çeviren davranışların cenneti hayal edenleri, tavırlarından vaz geçirmek ve tek başına söz sahibi olduklarını tescile yönelik açıklamalar, yeryüzünü gittikçe yaşanılamaz hale döndürüp, kendi egemenlikleri dışında her şeye karşı çıkmanın tablolaşan manzarasında Yaratıcı’ya da meydan okumanın diğer yüzüdür.

Ey Can!..Bu vahşete insanlık seyirci kaldığı müddetçe, ne kan durur ne gözyaşı biter.

Ey Can!.. Bayramların huzur ve barış içinde geçirilmesi temennilerine baktığımda, içimde olanlara ve bitenlere karşı öfkem durulmuyor.

Ey Can!.. Yeni elbiselerimi giyip, evimden dışarı çıkamıyorum.

Ey Can!.. Yapılan dualara- emin ol-   “Amin!..” diyemiyorum, demem gereken yerde susuyorum.

Ey Can!.. Bayram sabahı, ilk işim mezarlık ziyareti olacak, her bayram olduğu gibi. Mezarlıkta ruhuna Fatiha okuyacağım bu mekânın sahiplerine, geçmişte yaşanan bayramları özlediğimi söylemeden geçemeyeceğim. Ben inanıyorum ki onlar sesimi duymaktadır ve onlardan yardım isteyeceğim, yine bu bayramda.

Ey Can!... Bu bayram da her bayram olduğu gibi keder içindeyim, acılar eksik olmuyor, yüreğimden.

Ey Can!.. İnsanlığın selameti için, kardeşliğin yeniden ikâmesi için, her beldenin emin olması için, gözyaşının dindiği, acıların bir daha yaşanmayacağı, insanın huzurun tadına vardığı, her dinden ve milletten insanın kendi yaşantısında özgürleşeceği, paranın ve vahşetin değerini yitirdiği, hırsın ve kinin ve de öfkenin törpülendiği, gittikçe yok olduğu bir hayatı, bu bayram günlerinde ne kadar özlüyorum, bu hasretle ne denli tutuşan yüreğimin kaleme akseden yansıması olan hislerimi, daha nasıl ifade edebilirim, açıkça, aşikâr?

Ey Can!.. Bayramların insanlığı bir araya getiren, birleştiren, yek vucut kılan özellikleri, hayata geçirilmedikçe, ben bir yetimin saçlarını okşamaktan, ağlayan bir çocuğun gözyaşını silmekten, elleri böğründe duran çaresiz insanların acılarına ortak olmaktan, elimdekini onlarla paylaşmaktan uzak durmayacağım. Ben kendi bayramımı aslî sıfatlarına uygun yaşamadıkça, başkalarının yaşadığı, yaşamak istediği bayramların asla bayram olmadığını haykıracağım.

Ey Can!..  Açlıkla, susuzlukla terbiye edilmek istenenlerin, ocakları başına yıktırılanların, topraklarından sürülenlerin, ambargolarla yok olmaya sürüklenenlerin, sadece insan olma sıfatlarına uygun yaşamak idealini yaşatmak için düşünenlerin bile yaşama hakları ellerinden bir bir alınırken, sahte tebessümlerin yüzlerde olan yansıması karşısında ben, yazmaya devam edeceğim.

Ey Can!.. Ya bu benim bayramım değil ya da kutlanan bayramlar bana ait değil.

Ey Can!.. Kardeşliğe, dostluğa, insanlığa açılan birer kapı olan bayramların bayram olarak kutlanması, yaşanması elbette ortak dileğimiz olmalı.

Ey Can!.. Bakma yazdıklarıma, beni müşkülpesent gösterenlerin, umutsuzluk kuyusunda boğulduğumu zannedenlerin tavırlarına.

Ey Can!.. Ben bayramların bayram gibi yaşanmasını istiyorum..

Ey Can!.. Bayramların bayram gibi yaşanma isteği bir suç olmamalı.

Ey Can!.. Bu duygularla bayramın, bayramımız mübarek olsun.

Ey Can!.. Bil ki her bayram, müjdecisidir, yaşanan sıkıntıların, çekilen acıların son bulması için.

Ey Can!.. Biz bunu istiyoruz, Rabbımız olan Allah’tan ve bunun için kendisine duada bulunuyoruz: Rabbim, her bayramı gözyaşı içinde, kalbi kırık biçimde yaşamaktan dolayı elem içindeyiz. Bize istediğimiz bayramları yaşatacağın günler uzak olmasın, ömrümüzden. Açılan elleri boş çevirme, bizim her üzüntümüz, mutluluğumuza razı olmayanların sevincidir. “Kahhar” sıfatınla onlara yönel,” Rahman” sıfatınla bayramları yaşamak isteyen bize çıkış kapılarını açık tut!..”

27.08.2011


( Ey Can 20 Bayramlar Üzüntünün Olduğu Deme Yabancıdır başlıklı yazı MehmetALİ tarafından 27.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.