1 Üç Nokta
Bir fâ'il bir de mef'ûl vezni kaldı hafızamda Arapça'dan... Edebiyat bölümünde okumanın, okulun sonuna yaklaşmanın ağır yükü çöküyor gün geçtikçe omuzlarıma. O kadar derin, kapsamlı bir ilim... Öyle ya dört sene okumakla bitmez ama işte mezun olduğun gün edebiyatçı olacak ya adın. Edebiyatın e'sini, b'sini, y'sini, t'sini... bileceksin ya! Artık sen sormayacaksın, başkaları sana soracak, bilemezsen de çok ayıp olacak!

Kafiyeli bir sonla bitirirken ilk paragrafı, zihnimde cümleler, kelimeler yarışıyor. Ev arkadaşlarım uykuda... Sessizliği bozan tek şey buzdolabının sesi. Ne çok seviyorum üç noktayı... Üç noktalı cümleleri... Koymamam gerektiği halde "üç nokta" koyuyorum. Neden nokta değil sanki?
Bu bir vazgeçilmez değil aslında, vazgeçtiğim o kadar çok şey varken hayatta. Vazgeçmeyi öğreniyor da insan hata yapmamayı öğrenemiyor nedense. Hatalar büyütür ya insanı, "Büyüdüm, yeter!" diyorum da... Büyümemişim demek ki.

Bendeki düzen takıntısı nereden geliyor bilmem. Bir kitap okursun, bitirince yenisini okursun, bu şekilde birçok kitap okursun.(Normali budur.) Namık Kemal okumadan Dostoyevski'ye geçemediğim için şimdiye kadar okumam gereken pek çok kitabı henüz okumuş değilim. Aşmaya çalışıyorum bu durumu.
Not hatırına ezberlerken çoğu bilgiyi, ertesi sene hiçbir şey hatırlamıyoruz işte. Ziya Paşa'nın "Şiir ve İnşâ"sı var şimdi aklımda, Ahmed Hâşim'in "Yollar"ı, Cenab Şehabeddin'in "Elhân-ı Şitâ"sı...
Mezun olduğumda hangisini ne kadar hatırlayacağım acaba?

Yorgunluktan bıkmışken zihnim, kalbim bir aldatılmışlığın acısını çekerken, gözyaşlarım yol bulamadı hâlâ kendine. İçimde bir yere tıkanıp kaldılar ya bundan sonra akarlar mı onu da bilmem.
Bir Nazan Bekiroğlu kitabı aldım bugün elime. Neden bu saatte kaleme sarılayım yoksa? Her okuduğum şey böyle yazma arzusu uyandırmıyor da içimde. "Arka arkaya gelen cümlelerde benzer kelimeler kullanmak rahatsız ediciliğini yitirmiştir bir anda..." demiş.

Düşündüğüm şeyi yazmış: Bir fasid daire gibidir ya bazen yazmak. Kendini aşamaz insan, değil iki cümle iki yazı da benzer birbirine. İnsan kurduğu cümlelerden sıkılır da alışır yine de, bir tek o değildir çünkü bunu yapan.
Düşünmek, hissetmek,yazmak...
İnsanî duygular işte... Sevmek, güvenmek, inanmak gibi. Birileri sarsıp gitse de ara sıra yeniden başlayacağını bilmek gibi. "İnsan olduğunu bilmek."

Yeniden sevebileceğini, yeniden güvenebileceğini ve herşeye rağmen yeniden inanabileceğini bilmek! "-e bilmek" tasvîrî fiili ki insanın hayatında en önemli şey değil midir YAPABİLMEK?!
( Üç Nokta başlıklı yazı gizem--colak tarafından 13.06.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.