vakitsiz saatlerde uyandım
vakti gelmiş ayrılığın kucağına
elimi uzatsam pencereden
tutabilirdim gökteki bulutları
biraz daha inat etsem yıldızlarla
yırtıp atabilirdim lacivert atlası
belki de ölüme meydan okuyup
sallandırabilirdim öküzün boynuzunda
yalancı ayı
ama aynaya yansıtamadım
içimde ki sevdayı

ve suyun sesi kesildi
sevginin suskun sureti gibi

besleyebildiğin ölçüde büyüyor nefret
ve besleyemediğin ölçüde küçülüyormuş sevgi
(ben hangi devri kapattım şimdi)

gece nöbetlerinin titremelerine merhem olan
gündüz sayıklamalarıma yanıt bulamadığımdan
vakitsiz saatlerde uyandım
vakti gelmiş ayrılığın kucağına
bir çıkına sarıp arta kalan hayalleri
kuyunun dibine düşen yılan gibi
çıkrığın ipine dolandım
dolandım
dolandım
sonunda yine kana boyandım

Sevil Nizamoğulları
( Suyun Sesi Kesildi başlıklı yazı Nizamoğulları tarafından 9.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.