1 Duygularımı Taşıyorum Şehirden Şehire
Pencerenin önünde sabırsızlıkla beklediğim 'Şehirdışı Nakliyat Aracı' nihayet bizim sokağa doğru dönmüştü. Ani bir hareketle başımı salona doğru çevirdim.
 
Kalbimin atışını ağzımda hissediyordum. Ellerimi birbirine kenetleyip, kurumuş dudaklarımın üzerinde bir süre tuttum. Gözlerim sızım sızım sızlıyordu. 

Duygularımla gözyaşı bezlerimin arasındaki mesafe o  kadar kısaydı ki biri derin bir iç çekse diğeri yaş olarak dışarı süzülüveriyordu. Bacaklarımın titrediğini hissediyordum. 

Salonumun limon sarısı duvarları boyunca gezindi gözlerim. Bu renkte karar kılana kadar katalogtaki  pek çok rengi bakışlarımla soldurduğum gün düştü aklıma.

Benim için dört duvardan oluşmuyordu  bu ev!  Ayrıldığım eşimle; burada mutlu, mutsuz pek çok özel an biriktirmiştik. Yalnız kaldıktan sonra duvarların soğuk kollarını az mı  bedenimde hissetmiştim.   
 
Fıstık yeşili koltuklarım, modası geçmesine rağmen değiştirmeye kıyamadığım eksik taşlı kristal avizem, duvarlardaki tablolarım da acaba yeni evime adapte olabilecekler miydi? Kenetlediğim ellerimi çözüp, zonklayan şakaklarımı dairesel hareketlerle ovaladım. 

Eşyaların ruhu var mıydı ki etkilensin! Benimkisi alışkanlık mıydı yoksa bağımlılık mıydı bilemiyordum. Yoksa ağır ağır deliriyor muydum?

Tek eskimeyen şey kapımın kanarya sesli ziliydi. Bugüne kadar o kadar az çalmıştı ki.  Şimdi üzerine defalarca basıyorlardı. Kim bilir zilim, ne kadar da mutluydu. Antredeki boy aynamda kendime çeki düzen verdikten sonra kapıyı sonuna kadar açtım ve görevlilere “Hoş geldiniz diyerek elimle salonu işaret ettim.  

Ah keşke  taşınma olayına ben de  içeri giren ciddi görünümlü  şirket elemanları kadar  soğuk yaklaşabilseydim.   Ama burası onların evi değildi ve duygusuz olmaları da gayet normaldi. 

Tasnif ettikleri eşyaları itinayla kutulara yerleştiriyorlardı. Adamlar  profesyonellerdi ama yine de “Aman ne olur dikkat edin! diye müdahale etmemek için kendimi zor tutuyordum.  Bir annenin, uyuttuğu bebeğini hiç sarsmadan beşiğine yatırışı kadar hassas olmalarını arzu ediyordum.

“Abla buraya gelebilir misin? 

Bu kalın ve tok ses, oturma odamdan geliyordu.  “Koltuğu sırtlanırken kasasından yere düştü abla! diyordu zeminde pırıl pırıl parlayan inci kolyemi göstererek.  Bu dört duvar belki de ilk defa sevinçten dört köşe olmuş halime rast geliyordu.  Uzun zaman önce kaybettiğim ve umudumu yitirdiğim kolyeme nihayet kavuşmuştum.  Bir kaybım daha vardı: “Anahtarlığım! Belki o da evin bir köşesinden bana “Merhaba sahibim diyecekti. 

Düşünce zincirime yeni yeni halkalar ekleniyordu.  “Abla başka bir şey var mıydı? sorusuyla birlikte birkaç damla gözyaşı süzüldü yanaklarımdan. Titreyen dudaklarımın arasından “Yok bir şey dedim sessizce. 
 
Kapıyı çekip çıkmadan önce  gözlerimi kapatıp evimin kokusunu son bir kez daha içime çektim.  “Elvada güzel evim, elveda şehrim dedikten sonra sadece kendi duyabileceğim bir sesle “Elveda kaderim dedim. 

Yolculuk boyunca hayatımın üzerinden canımı acıtsa da tekrar tekrar  geçtim. Gideceğim şehir olan İstanbul'a bir kamyon dolusu mutsuzluk götürüyordum. 

Yalnız, eşyalarımı eve boşaltmadan önce yapmam gereken önemli bir şey vardı.  İçimdeki tüm olumsuzlukları, hafıza bavulumdaki ağırlık yapan ve zihnimi yoran anılarımı boğazın azgın sularına bir an önce bırakmalıydım.  

İnsanoğlu, küçücük bir şeyini kaybetse onu bulana kadar gözü hep yerde oluyordu.  Fakat kaybedilen maddi bir şey değilse aramak o kadar da kolay değildi. Zihnim tıka basa doluydu. Neleri kaybettiğimi bile unutmuştum. Şimdi sıra onları tek tek hatırlamaktaydı mesela; mutluluk gibi. Hatırlamak başarmanın yarısı olabilir miydi acaba? Denemeye değerdi. 

Aysel AKSÜMER 
( Duygularımı Taşıyorum Şehirden Şehire başlıklı yazı AyselAKSÜMER tarafından 22.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.