Nedir Allah’ım nedir? Cinnet hâli vesvese,
Çıldırmış kalabalık, kulak veren yok sese.

Yoksul sofralarının, intizârlı seheri,
Merhamet infilâkta, üç on para beheri.

Siyasetçi vizyonsuz, politika tel maşa,
Türk’e Türk’ü diyen yok, Türklük suçluymuş haşâ

Başını kuma sokmuş, eş dostu “ye kürküm ye”
Birisi haykırıyor, “işte çağdaş Türkiye”

Türk’e Türklük memnu’da, her köksüze Hürriyet,
Neşv-ü nevâ bulur mu, o âsûde zürriyet.

Şucu bucu diyerek, böldüler fırka fırka,
Beden deri değişti, dar geliyor bu hırka.

Okullarda ilim yok, titrinden uzak âlim,
Dinmeyen rant kavgası, kese dibine talim.

Vekil poker peşinde, medyada işret hâli
Otellerde hükümet, hamal taşır vebali.

Fuhuşa serbestlik var, katile açık kapı,
Suçluların suçunu, saklıyor çarpık yapı.

Evsâfını kaybetti, asalet adlı konak,
Yetmişinde kuduran, birkaç türedi bunak.

Maskeleri düşüyor, kapanıyor son perde,
Üzülmez hicâbatın, ağladığı o yerde.

Türk’e direk olmaya, çırpınan birkaç çakıl,
Türk’e Türk’ten gayrıyı, kabul eder mi akıl.

Eşgüdüm handikaptır, açılım faraziye,
Kanla alınmış toprak, pay olmaz maraziye.

Masumun gözyaşları, yanakta delik deşik,
Bizi kabul eder mi, yeniden kutlu eşik.

Kemikleri sızlıyor, ecdâdımın mezarda,
İffet sokak lambası, haraç mezat pazarda.

İstiklâl marşımıza, höyküren gizli rafta,
Vatana kastedenle, vatancı aynı safta.

Ana kızından bizâr, kızı şefkatten aciz,
Verasette pazarlık, taciz üstüne taciz.

Milletine haddini, bildiren bir kabalık,
Kefen bezine düğüm, şeceresi sopalık

Gökyüzünü sarsmıyor, Allah Allah sesleri,
Kaldı mı dervişlerin, taş kesen nefesleri.

Ağlıyor cihan şümul, Türklüğün öksüzlüğü
Katran karasına eş, bozulmuş köksüzlüğü.

Nerede Akıncılar, Kartal kanatlarıyla,
Yakut başlı ölümün, mertlik sanatlarıyla.

Toprağın altı Şehit, üstünde haçlı ruhu,
Tam tam dansı oynuyor, parsel parsel gürûhu.

Metresine beş Şehit, şimdi tescilli arsa,
Dokuz boğuma kurşun, kurşun sıkana parsa.

Gönüllere girmiyor, gerçek aşkın nefesi,
Bir ömür ki ömür’e, tam bir hicâp kafesi.

Çanakkale’de şimdi, matem yüklü sahurlar,
Üstünde hora tepen, işgalci anzavurlar.

Ne acı imtihandır, revâ görülen zillet,
Nerede üç kıta’yı, dize getiren Millet.

Yasaklı locaların, bakışlarında talan,
Beyin parazitleri, yalan karbonlu yılan.

Garbın emellerine, alet olmuş bir kesim,
Humanist paranoya, katliam koktu resim.

Kıta üstünden geldi, kanlı çizmeli despot,
Uyu İslam âlemi, sarıyorken ahtapot.

Ve çığlık çığlıkların, çığlığının çığlığı,
Nemelazım cenah’ta, ahmak akıl sığlığı.

Medet ya Rabbi medet, ötelerden haber ver,
Kainâtın mimarı, yalnız sendedir eser.

Vatan için canını, veren Oğuz nerede?
Kurt kapanı gizlenmiş, tahrif olan törede.

Devlet Millet dedikçe, tersyüz edilir bükey,
Devlet Millet içindir, ve Millet için her şey.

Bütün dünya bilmeli, asil Türkoğlu Türk’üm,
Tarihi konuşturur, dillerde gezen türküm.

Kur’ân’ı hak bilmişiz, dilde mühürdür tekbir,
Yer ve gök zikretmeli,bir Allah ve Allah bir.

İşte benim ülküm bu, dalgalansın al Sancak,
Ölürsem toprağımı, o ısıtacaktır ancak..

Makberi – Ahmet Akkoyun……………230//07/2009…..23:20….İst

( Bayrak Ve Vatan başlıklı yazı Ahmet Akkoyun tarafından 31.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.