Karanlık gecelerin koynunda barınır
Fahişe duygular
Ve
Nemli bir rutubet kokusu yayılır ortalığa
Havada bir melodram
Ondandır ki her gece
Bir fahişe doğurur bu havalar...

 

Ardından
Hoyrat bir rüzgar savrulur kafkasların yamacından
Eşkiya bir yürek firar eder ten beyazı fahişeye
Ve intikam çanları çalındığında
Fahişenin kollarında bulur eşkiya kendini
Sarılır eşkiya, sarılır sımsıkı
Tüm şehvetiyle...

 

Savunmasız ve korunmasızdır artık fahişe
Bin çığlığı...
Bir eşkiya suskusuna yenik düşmüştür ve
Suskusu olmuştur fahişenin son çırpınışları...
Çığlıklarsa boşuna
Her şey bitmiştir artık...
Kır bir atın terkisine yüklenirken tüm utançlar
Vakurlu...
Bir o kadar da amiyane...

 

Zamanın çirkef yüzüne dalarken gözleri
Kirpiği bir ok gibi saplanır yüreğine fahişenin
Ve her saplanışlarında yüreğinden
İki damla kan süzülür acı ile
Her acı bir çığlık oluşturur dudağında
Tıpkı martıların tiz çığlıkları gibidir bu
Bazılarınınsa
(O)nur diye övündükleri
Kuru bir ağacın kovuğuna gizlenmiş
Utançlarıdır aslında...
U t a n ç l a r ı !

 

Kardelen
Serap Sönmez

( Fahişe Ve Eşkiya başlıklı yazı KARDELEN tarafından 10.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.