Geçmeyen bir geçmiş tadında...




Yağmur toprağa düşünce 
toprağın büyüleyen kokusu çeker seni çiftlik caddesine
çatılarn saçaklarından izlersin yağmuru
ellerini uzatır, avuçlarını açarsın gök yüzüne
bir ışık huzmesi süzülür işte o an gözlerine
mısralarm avuçlarına dolsun istersin
bir is bulutuyum sanırsın gök yüzünde 
rüzgarla havaya karışır ,
yağmurla dökülürüm ellerine...
Mısralara benzetirsin beni 
şiire , gazele
bir şairin hüzünlenipte 
kağıda kaleme doyamadığı buğulu bir geceye belki de
Çiftlik caddesine çıkarsın yine gece çökünce şehre
tüm şehri arşınlar durursun hece hece
hatta şehrin bütün ışıklarını yıldızlarla takas eder kalbin
koşar adım yürürsün çiftlik caddesine
bizi çiftlik caddesine bağlayan
 o ıssız sapağın bitişiğinde ağlarsn belki de 
şafak , işte o an atar sende...
Gözlerini oğuşturup baktığnda ,
hüzün kaplı manzara durur karşında
koyu siyah tona bezenmiş, demirden raylı dış kapı
ve hemen bitişiğinde ,
koca mahallenin tek bakkalı
aklına gelirmi bilmem bunca anı
ben , hiç unutmuyorum !..

     Halil Uzuntaş
( Çiftlik Caddesi başlıklı yazı Halil Uzunts tarafından 5.08.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.