Dizleri kanıyor gölgemin
çok üşüdü nefsine tutsak yüreğim
İçimdeki teslimiyete kaçıncı çizik atışım
En büyük sarsıntı ruhumdaki kıyametin,

Ey sevgili...
uhudun zirvesinde kanıyor hasretim,
keskin bir uykunun kundağında
kabuslar eşliğinde yaşayan ölü benim...

Affet ey nebi...
şems olup düşemedik dünyanın siyahına
bülbül gibi çağlayamadık sevdana ,
ahh bu nefsin kölesi canıma
perişan bir ruhtan ötesini veremedim...

Yuvarlanıyorum çığdan kopmuş kar tanesinin bakışlarında
üşümüş damarlarım kanarken 
ıslanmış güneşler çağırıyorum avuçlarıma,
ateşe su taşıyan serçe kadar layık olamadım sana...

Nasıl yandığımın resmidir parmak izimdeki çile
ümitler sallanırken hasretin sol kafesinde
yaşadığım yitik kenti ört üzerime
cübbene iliklenen yama kadar masum olamadım..

şimdi ben yolların tozuna karışmış
umudunu yitirmiş yaşamlar kadar hansız,
büyük bir boşluğun ortasında
kaçacak sımsıcak bir yürek arıyorum

Alevlerin bağrında Üşüyorum ey nebi...
el uzat kalbimin kıvrımlarına
ruhumun sinesini karartmadan günah
benide al yanına!

                       Halil Uzuntaş
( Ey Sevgili başlıklı yazı Halil Uzunts tarafından 23.01.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.