Online Üye
Online Ziyaretçi
Kırmızı kart var elimde.
Gösteriyorum yanlış yapanın yüzüne habire: “Al sana, al sana!” diye…
Haine, müfteriye, öteberiye, kurabiye yürekli olana… Çakıyorum alnının tam ortasına: “Al sana al sana!” diye…
O kadar bariz yanlışlar var ki bu yanlışlıkları yapanlar bunların farkında dahi değil! Kırmızı kart bu yüzden çok önemli. Farkındalık oluşturmak adına çekinmeden göstermek lazım. “Al sana al sana!” diyerek hem de. Göğsümüzü gere gere, başımızı dik tuta tuta, yüzümüzü ak ede ede hem de.
Toplumun kırmızı kart gösteren akil adamları olmalı her zaman. Bunlar toplumun Don Kişotları olmalı aslında. Sahte kahramanları yıkmalı, yalan sevdaları yerle bir etmeli.
Kırmız kart var elimde.
Sadece yeşil sahalarda yok, sadece hakemlerde yok. Herbirimizde var esasında; yüreğimizde, beynimizde! Kullanmak için cesaret lazım, hamaset edebiyatı değil feraset lazım.
Gönlü itip kalkana, köküne bağlı olmayana, dininin icabını yerine getirmeyene, diline sahip çıkmayana, suyunu temiz tutmayana, yeşilini korumayana, toprağını satana kırmızı kart lazım.
Okumayana, yazmayana, çalışmayana, çabalamayana; gayretkeş, çilekeş, sebatkâr, vefakâr, cefakâr olmayana kırmızı kart gerek.
Emrindeki askerleri yok yere ölüme sürükleyenlere, maiyetindeki memurları haksız yere ezenlere, çalışanları yok sayıp çalışmayanları iltifata boğanlara, adam kayıranlara, torpil yapanlara, şikecilere, rüşvetçilere, yardakçılara bardak bardak baldıran zehri içirmek gerek ve onları saha dışına koyacak kırmızı kart icap edecek.
Kırmızı kart var elimde.
Trafikte hata yapana resmen gösteriyorum, kurtuluşu yok. Fahiş fiyata mal satanın gözlerine sokarcasına kırmızı kartı gösteriyorum. Yalan atanın yalanını başına kakarcasına gösteriyorum. Daha ne olsun, hak edene hak ettiğini bildiriyorum.
Hakemler bir tek topçulara gösteriyor kırmızı kartı, olmaz. Küfreden seyirciye de göstersin. Stadın koltuklarını yakıp yıkana da…Bu yüzden hakemlerede gösteriyorum kırmız kartı, televizyondaki onlarca yorumcuya kırmızı kart gösterme cesaretinde olmadıkları için.
Kırmızı kart var elimde.
Gelen geçene gösteriyorum. Yol geçen hanı olmuş hak hukuk çünkü. Yere tükürene basıyorum kırmız kartı. Cins cins yüzüme bakıyor. Asıl nesli tükenen maganda kendisi farkında değil.
Uluorta küfredene çakıyorum hemen kırmızı kartı. Neler oluyor diyemeden toplum dışı oluyor.
Vatana kastedene, milleti katledene, ihaneti yol kabul edip kat edene, barışa çalım atıp savaş çığırtkanlığı yapana kırmızı kart gösteriyorum.
Kırmızı kart var elimde.
Aşkı üç kuruşa indirenlere kırmızı kart gösteriyorum.
Aşkın karizmasını çizenlere, aşka ihanet edenlere, aşkı geçici heveslerine araç edenlere, aşkı rezil edenlere kırmızı kart gösteriyorum.
Düşmüşe acımayana, ölmüşe Fatiha okumayana, görmüş geçirmişe hürmet göstermeyene, gitmişe el sallamayana, küsmüşe el uzatmayana, tükenmişe destek olmayana, ağlamışa mendil olmayana kırmızı kart gösteriyorum.
“Al sana, al sana” demek istiyorum gazetelerin üçüncü sayfalarında boy gösteren kadın katillerine.
Çocuk tecavüzcülerine…
Ellerinde molotoflarla içi tıklım tıklım dolu olan belediye otobüslerine saldıranlara…
Tek rakibim Türk Hava Yolları diyen uzun yol şoförlerine…
Maçlarda ve düğünlerde havaya ateş açıp güya erkekliklerini sınayan hadımlık şehir magandalarına…
Buraya çiş edilmez yazısına muhatap olan tenha yer çişçilerine…
Buraya çöp dökülmez bercestesine muhatap olan çöp atıcılara…
Kırmızı kart gösteriyorum.
Kırmızı kart var elimde.
Gazetelere mevzu olan olumsuz herkese, her şeye.
Televizyonlara düşen ve kötü örnek olan herkese, her şeye.
Çerez aşklara, çitoz sevdalara, çıtır sevgililere…
Güdük dostluklara, paçoz arkadaşlıklara…
Direkt kırmızı kartlık bir toplumda yazacak kart gösterecek o kadar şey var ki!
Gerisi üç nokta…