ateşten bir gömlekle
elimde amel defterim
soldan verilecek mutlaka
(eminim)
oturacağım huzura arsız
yüzsüz pervasız
bütün günahlarım boynumda
yafta
ind el icap vacip
olduğunda
eh kullar fani olunca
vacip olur bu "son"da
yakmış cehennem bütün
odunlarını
bekliyor alevler bizi
heyecanla
hani elleri kuruyan Ebû
Leheb’in işbirlikçisi
odun hamalı karısı Erva
taşımıştı ya
hala o odunlar yanıyor
cehennem kuyusunda
bir kaç odunda bizler
götürürüz yanımızda
hamalız ya toplarız
küfeler sınırsızca
daha da alevlenir ateş
bizler odun taşıdıkça
alışmışız yanmaya yakmaya
nasılsa
bu fani dünyada da....
ahrette de yanarız kuluz
ya
aldırmayız hiç harama
helâle
saldırırız gönüllere
yıkarız viran eyleriz
sahipsiz bulunca
yapacak ustası yok
nasılsa
ahh bizler ne kadar da
gafiliz
doğruluk yerine ihaneti
belleriz
hak diye adalet diye
şeytan yolunda pinekleriz
ahh bizler ne kadar da
sefiliz
biz çamurdan
şeytan ateşten
bilmem ki neden
şeytanın ateşinde pişeriz
de
bir illallah çekmeyiz
“hamdım piştim yandım
elhamdülillah”
senin aşkının ateşi yeter
de artar bana
Ya Habib Allah sakın
bizleri şeytana uydurup narında yakma
g.öz))
Bu denizde ne ölmek var
bize
Bu denizde ne gam ne
keder
Bu deniz alabildiğine
muhabbet
Bu deniz iyilik ve
cömertlikten ibaret
Sen senliğini koy gel,
bende benliğimi koyup geleyim. İkimiz BİR’de buluşalım, dalalım hakikatler
ırmağına. İyilik, güzellik adına ne varsa bu ırmakta var..
Mevlana