Seviyorken
çılgınca sen hiç anlamadın ya
Sanma ki güleceksin aşk var
oldukça solda
Yangın yeriyken gönlüm sen hiç tınlamadın ya
Eden bulur sevdiğim kurtuluş yok bu yolda
Sadakat duygusunu severken düşünseydin
İhanet ettin aşka
sonun bil ki nedamet
Affedemem ki asla giderken düşünseydin
Gönlü viran eyledin sana da yok selamet
Güldürmedin bir defa gönül denen hanemi
Şu biçare sevdamın narıyla yanacaksın
Dağıttın sen cismimi ezdin her bir tanemi
Ömrün boyunca beni hicranla anacaksın
Geç de olsa anladım gönül gözün
kör imiş
Fetânet yoksulusun gördüm hinlik çok sende
Her insan dayanamaz aşkın
özü kor imiş
Duyarsız yüreklere hiç eyvallah yok bende
Bırakmadım kadere ahım senle her yerde
Allah mutlaka acır bakıp da şu halime
Hayır aramam artık zamansız
gelen şerde
Çekeceksin elbette merhamet yok zalime
Anladım mutluluk yok hep kahırmış çekilen
Nasip değil yaşarken bana ruşen sevgiden
Gönlümün dergâhına zakkum oldu ekilen
Ben de payımı aldım bana düşen sevgiden
Beni anlamadın ya
naçar bıraktın burda
Ömür denilen handa perişan solacaksın
Hesabın zor olacak yarın öderken orda
Ateşlerle kavrulup küllenip kalacaksın
g.öz))
Ruşen: Parlak, aydın. Belli, âşikâr
Fetânet: Zihin açııklığı. Çabuk kavrayış ve anlayış. Sağlam anlayış.
Müteyakkız oluş. Peygamberlerin sıfatlarından biridir.