Ruhum dallarında yedi veren acılarla

Günlerimi eskitiyor

Dünlerime tuz basıyorum

Yanına yarınları hapsederek…

 

Ne seni bulabiliyorum bu zifiri karanlıkta

Ne kendimi

İçimde kopan kıyametler,

Ve

Kırılmamak için can çekişen kalemimle

Kızıldan siyaha dönen bir günde

Sana şiirler kuruyorum yine.

 

Hüzünbaz bir gönülde

Bir sonbahar vakti,

Eski kitaplar arasında biriktirdiğim

Yalnızlığımla sarıyorum seni

 

Sonra içimin çöl ateşinden

Sesleniyorum sana;

Dinle

Bana susacak kadar ben

Konuşacak kadar bir sen lazımsın

Diyorum…

 

 

Mutluluğa kurulabilecek

Ütopyalar için ruhumda biriktirdiğim tebessümler

Ölüm tehlikesi olan tellerde

Asılı kaldı…

 

Son viyadükte kaybettik

Birbirimizi

Sen gitmeliydin

Bense

Gitme

Demekten öteye gidemedim.

 

 

Kullanılmış tüm gülücüklerini

Bana bağışlıyor şimdi dünya

Sen;

Ömründeki tüm gitmeler için

Elvedalar

Topluyorsun azığına

Gitme diyenleri duymamak için

Çığlıklar yerleştiriyorsun kulaklarına

 

Ürpertir bu coğrafya ,

Bu serüven ikimizi bir anda

Yüreğimdeki senler

Birer birer düşerken gözkapaklarıma

İntiharına ramak kalmış cümleler

Yakıyor

 

Geceye savrulan küfürlerse

Sensizliğe isyanda…

 

Kuşların gitme diyen nidası kulaklarımda

 

( Ruhum Dalları Sensizliğe İsyanda ... başlıklı yazı nazlı can tarafından 4.01.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.