Yozgat’ın Kültür elçisi olarak bilinen Ahmet Sargın öğretmenlikten emekli olduktan sonra kendisini gazeteciliğe ve edebiyata adamış, güler yüzü ile kültür programlarında yer edinen değerli bir yazardır.
Kendisiyle yaptığımız bu röportajımızı sizlerle de paylaşmaktan gurur duyuyoruz.
* F.Ç.KABADAYI: Sayın Sargın, kendinizi tanıtmanızı istesek bize neler söylersiniz? Ahmet Sargın Kimdir?
* A.SARGIN: 1954 yılında Yozgat Merkez Kırım Köyünde doğdum
İlkokulu Kendi köyümde, ortaokul ve liseyi Yozgat’ta okudum.1974 yılında Yozgat Merkez Haydarbeyli İlkokulunda öğretmen vekilliği yaptım. Yazı çalışmalarına da öğretmen vekilliği yaptığım dönemde başladım.
1975 yılında Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümüne kayıt yaptırdım. Konya da hem çalışıp hem de okuyarak hayata hazırlanmaya çalıştım. Eğitim Enstitüsün deyken yerel ve ulusal basında yazılarım araştırmalarım yayımlandı.
Konya Selçuk Eğitim Enstitüsünden 1978 yılında mezun oldum ve Sivas ili Gemerek İlçesi Karagöl Ortaokulu Türkçe öğretmenliğine atandım. Siyasi ve anarşi olayları nedeniyle can güvenliğinden Yozgat Merkez Ortaokuluna tayin yaptırdım.
Isparta Büyükgökçeli Kasabası Ortaokulundayken l989 yılında bu görevinden istifa edip Yerköy Yeniçağ Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Müdürü olarak göreve başladım. Anadolu Ajansı Yerköy muhabiri olarak basında görev aldım. Yerköy Gazetesinde Yazı İşleri Müdürlüğü, Gelişen Yerköy Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği, Delice Radyo ve Delice Tv Haber Müdürlüğü yaptım.
Yozgat Bayrak TV de “Bozok Şiir Akşamları” ve “Gündem” Programı ile şiir ve sanatseverlerin ilgisini toplamayı başardım. İleri Gazetesinde günlük köşe yazarlığına başladım. Sorgun da ikamet eden Araştırmacı Yazar Emekli Öğretmen Durali Doğan’la birlikte Yozgat bölgesindeki Aşık- Ozan ve Yazarları toplayarak Şiir Şölenlerinde buluşturdum. Yazılarımı, araştırmalarımı ve şiirlerimi yerel basında yayımlanarak yayın dünyasına girdim.
Emeklilik dönemi yaklaştığı için 1997 yılında yeniden müracaatla öğretmenlik görevine döndüm. Yozgat ta faaliyet gösteren bir anonim şirketin matbaa müdürü olarak ticari faaliyetlerde bulundum.
Yozgat ili Sakarya İlköğretim Okulu Türkçe öğretmeni olarak göreve başladım. Bu okulda 2002- 2003 döneminde Türkiye genelinde açtığım "Kitap Bağışı" kampanyası ile 7 bini aşkın kitap toplayarak kendi okulumda büyük bir kütüphane kurdum. Yozgat İleri Gazetesi köşe yazarlığım devam etti. 2004 Eylül ayında kendi isteğim ile emekli olup resmi görevine son verdim. Halen Bilgi Sürücü Kursu Müdürlüğü, Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanlığını ve Yozgat İleri Gazetesi Köşe yazarlığımı sürdürmekteyim.
İlk yazım çalışmalarına öğretmen vekilliği yaptığım Haydanbeyli'de başladım. Isparta Özgül Yayınları Yayım kurulunda görev aldım. İlimiz Gaziantep, İlimiz Şanlıurfa, Türkiye Haritası Katalogu gibi eserlerin hazırlanmasında bulundum. Bu yayınevi tarafından “Halk Masalları” ismiyle 8 adet masal kitabım çıktı. Yazılarında: Ahmet Taşkın, Abdullah Ecevit, Mehmet Emin, Alperen Selçuk, Sargın Ozan, Garip Ozan, Ahmedi, gibi mahlasları kullandım. “Yozgat Sevdası” ile birlikte 14 adet yayımlanmış hikâye ve araştırmalarım bulunmaktadır...
Sorgun Şair- Yazar Ozanlar Derneği, Yerköy Halk Âşıkları ve Yozgat Şairler Derneği kurucuları arasında yer aldım, Sorgun Ozanlar Derneği Başkanı Araştırmacı, şair, yazar Durali Doğan ile birlikte 1997, 1998 ve 2000 yıllarında Sorgun, Yerköy ve Çiğdemli'de Şiir Şölenleri düzenledim.2006 yılında Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Derneğini kurarak Sürmeli Festivalleri Şiir Şölenlerinin düzenleyicisi oldum. YOŞAY- BİR den ayrılarak bir grup arkadaşımla birlikte YOŞAY- DER'i kurduk. Birçok kültür ve sanat programın hazırlanmasında etkin rol aldım. Bu vesileyle Yozgat’ta âşık, ozan ve şairlere ev sahipliği yaptım, Yozgat’ın tanıtımına büyük katkı sağladım.
Şiir ve yazılarında yaşadığı olayları öne çıkarıp memleket sevdasını, Mili ve manevi duyguları, vatan aşkını ve vatan özlemini dile getirdim. Hece ölçüsüyle şiirler yazmakta eserlerini yerel ve ulusal gazetelerde paylaşmaktayım. Plaket, Katılım Belgesi, Teşekkür, Takdir, Maaşla Ödüllendirme gibi birçok ödül sahibiyim. 2011 Yılında yayımladığım “ Yozgat Sevdası” isimli eserimle Yozgat’ın tanıtımına büyük katkıda bulunduğumu düşünüyorum. Şair ve Yazarlarla Yaptığım “Röportajlar” bir kitap olacak özelliktedir.
Evli ve üç çocuk babasıyım ve kendimi "Yozgat'ın Fahri Kültür Elçisi" olarak tanımlıyorum. Ülke genelinden pek çok şair ve yazarla görüşmelerim devam etmektedir.
Eğitimci Yazar Durali Doğan‘ın hazırladığı Yozgat Şairler Yazarlar Ansiklopedisi ve Araştırmacı, yazar Ihsan Işık tarafından çıkarılan 10 ciltlik "Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi'nde yer aldım. Ayrıca birçok Şiir Antolojisinde şiirlerim yayımlandı.
İLESAM Yozgat il temsilcisiyim, 2006 yılından beri Yozgat ta yapılan Sürmeli Festivali Şiir Şölenlerini hazırlamaktayım.2013 Yılında da” Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği’ni 2. kez kurarak yeni bir oluşumla şiir ve edebiyat dünyasında emin adımlarla yoluma devam etmekteyim.
* F.Ç.KABADAYI: Eğitim hayatınızda hiç unutamadığınız bir anınızı bizlerle paylaşır mısınız?
* A.SARGIN: Uzun yıllar görev yaptığım bu şahsiyetli- kutsal meslekte elbette yüzlerce hatıramız oldu. Bunların içinde unutamadıklarımız var. Mesela Haydarbeyli Köyü maceralarımı hiç unutamıyorum. Bir gün boyunca üzerimden geçen yağmurları, kırık köprüden geçtiğimiz günleri, Rahmetli Halil’in otobüsü ittiğimiz günleri, fare kovaladığım o günleri unutamıyorum. Yine ilk görev yaptığım Sivas- Gemerek Karagöl Ortaokulu hatıralarımı hiç unutamıyorum.
7. sınıfın Türkçe derslerine giriyorum. Hatırladığım kadarıyla sınıfta birçok öğrenci okuma yazma bilmiyor. Bunun mücadelesini verdim. Bir veli okulda beni ölümle tehdit etti. Görev aşkımız var hiç tınmadık. Ama onlar kazandı, hafta sonu Cuma günü o sınıfta öğrencilerle kavga ettim. İstiklal Marşı töreninde taş yağmuruna tutulduk. Dört fedakâr öğretmenle ( Halis Murat Halil Faydacı, Musa Mert ve ben) kendimizi savunduk. Olay mahkemeye intikal etti ve savcı bizleri tutuklama kararı verdi. Malum siyasi entrikalar… Mahkeme serüveni tam anlamıyla maceraya dönüştü. 4 Öğretmen arkadaşlara yazdığımız o dilekçeyi halen saklıyorum, yıl 1979.
Can güvenliğinden hepimiz tayınımızı çıkardık. Benim tayinim ise maceraya dönüştü. Her vardığım kurum: ”Git görevine başla, biz senin can güvenliği sağlayacağız “ diyordu ama benim can güvenliğim yoktu. Sivas Vali Yardımcısı da makamından kovdu: ” Git görevine başla biz senin can güvenliğini sağlarız” diyordu. Son bir umutla Adeta yalvararak: “ Kaymakam bey yazıyı imzalamazsanız istifa edip gitmek zorunda kalacağım” diye Gemerek Kaymakamından o yazıyı koparıp soluğu Yozgat Merkez Ortaokulunda aldığımı biliyorum.
* F.Ç KABADAYI: Kitaplarınızla, hazırladığınız antolojilerle kültür camiasında oldukça tanınan bir isimsiniz. Bunun yanı sıra şairliğiniz de var. Şiir mi gazetecilik mi diye sorsak neler söylersiniz?
* A.SARGIN: Fatma Hocam, ben şiirden de gazetecilikten de yazarlıktan da kopamam. Bunlar benim vazgeçilmezim. Benim oyuncaklarım olmadı, elimde dolaşan kitaplarımdan başka… Benim arkadaşlarımda olmadı kitaplardan başka… Benim özelliğim yalnızlıktı, çaresizlikti ve yalnız kalma düşüncesiydi. Yalnız kalınca da dostlarınız hep kitaplar oluyor. Bir mektup arkadaşım vardı yıllarca yazıştık onunla.
Gazetecilik tutkum hiç eksilmedi, gazeteciliği, şiiri ve köşe yazarlığını ben bir tutku, bir sevda, bir aşk olarak yapıyorum. Bu benim sevdam. Vazgeçilmez alışkanlığımdır. Yaklaşık 20 yıldır bu iki mesleği birlikte yürütüyorum. Bu alanda ödülüm çok ama bir de “ Kınama” cezam var. Memursun yazamazsın diye ceza da aldım yani.
Türk Edebiyatına olan sevgim ve tutkum milli ve manevi değerlerle bir anlam kazanmış olup, milli edebiyatın hayranı ve hizmetkarı olan bir yazarım. Türk insanının derdi sıkıntısı ve duyguları benim de sevdamdır.
Şiir çok- şairde çok, şiir kitapları yayınlayanlar binlerce. Bu alanda ciddi bir yığınaklık söz konusu… Tanınmış ünlü yazarların dışında kalan şairlerin eserleri alınıp okunmuyor. Bunun yargılanması soruşturulması gerekir. Herkes biz nerde hata yapıyoruz diye kendini sorgulamalı? Ben şairim demek ve ortaya çıkmak cesaret işi ama bir de çok ciddi bir iddia bu… Günümüzde şiirin edebiyatın sorgulanması, tartışılması ve konuşulması gerekir diye düşünüyorum.
Bir de “ Şiir- edebiyat sanat için mi, Toplum için mi?” olmalı. Bu da tartışılmalı… Şiire ve sanata siyasetin bulaştırılmasını sevmiyoruz. Ama bu şu anlama gelmez şairin yazarı siyaseti olmaz. Olur tabi ki, ancak siyasallaşan şair ve yazar kendini toplumdan uzaklaştırır. Belli bir grubun adamı olmak istemeyiz. Şair- yazar ve ozan toplumun dertlerini sıkıntılarını ve sorunlarını anlatmak zorundadır bunu yabana atamayız. Toplumuna yabancılaşan değerlerini hor gören yazarı- şairi de alkışlamayız elbette.
* F.Ç.KABADAYI: Yozgat’ta her yıl düzenlediğiniz Sürmeli Festivalleri hakkında bilgi verir misiniz?
* A.SARGIN: 2006 Yılından beri düzenli olarak “ Sürmeli Şiir Şölenlerini” devam ettiriyoruz. Birçok ilden konuğumuz oldu. Yine birçok ilde yapılan Kültür- Sanat Programlarına konuk olduk. Bu vesileyle yüzlerce ozan, şair ve gazeteciyle tanışma fırsatımız oldu.
1994’lü yıllarda başladık şiir şölenlerine, önce kendi şehrimizde, kendi bölgemizde gerçekleştirdik. Yozgat, Sorgun, Yerköy, Akdağ, Sarıkaya derken bölgemizdeki tüm şair yazar ve âşıklarla diyalogumuz oldu. Toplantılar yaptık, kendi aramızda müzakerelerde bulunduk. TV programlarımız oldu, basınla iç içe olduk. Bunlar bizi Türkiye geneline taşıdı. “Bozok Şiir Akşamları ve Sürmeli Şiir Şölenlerimiz“ devam edecektir.
* F.Ç KABADAYI: Şiir sizin için ne anlam ifade eder? İyi şiiri nasıl tanımlarsınız?
* A.SARGIN: Şiir benim için her şeydir. Aşkım, sevdam, dostum ve en yakın arkadaşımdır. Ancak şiirde ulaştığım nokta henüz benim için yeterli değildir. Serbest şiir de yazıyorum ama ben “ Hece Ölçüsü” nü seviyorum. Şiir benim en yakın ve ne sevgili dostumdur. Şiiri en etkili yol olarak görüyorum. Gönüllere sımsıcak akan şiirin sıcak dostluğudur. Şiir sevgidir, şiir samimiyettir, şiir anlatımın özüdür.
Türk Halk Edebiyatını bilenler şiiri yabana atabilirler mi? Ozanlarımız, aşıklarımız, destanlarımız, manilerimiz, ağıtlarımız, ninnilerimiz bize bunu anlatmıyor mu? Türk edebiyatının ve Türk Kültürünün hayranıyım, Türk kültürünün çağlara hükmetmesi gerektiğine olan inancım beni çalışmaya sevk ediyor.
İyi Şiir nasıl olmalıdır? İyi şiir kurallarına uygun, anlatımı keskin, ezberlenmesi kolay olmalı? İnsani ve duygularını en etkin anlatan anlatım şeklidir şiir. Elbette ki, şiir yazmanın bir de duygu, düşünce ve ilham yönü vardır. Yani şiir Allah vergisidir dersek yanlış ifade etmiş olmayız. Bu yeteneği geliştirmek de bize düşüyor. İyi şiir yazmak için kurallarına uyulmalı ve güçlü şairlerin eserleri okunmalıdır derim.
* F.Ç.KABADAYI: Her Pazar akşamı Yozgat FM’ e konuk olarak katılıyor ve dinleyicilerinizle buluşuyorsunuz? Sizce radyo programları yeterince kesime ulaşabiliyor mu?
* A.SARGIN: İfade ettiğim gibi ben TV ve Radyo programları yaptım. Bu programların çoğu da Âşık-Ozan ve Şiir Programlarıdır. Röportaj ve köşe yazımda da şairlere ozanlar yer verdim, vermeye de devam ediyorum. Çok mükemmel ve başarılı yayınlarımız da oldu. Gerçekten de şiir severleri ekran başına” Mıhlamayı” becerdik diyebilirim. (Bu ifade bir köşe yazarının ifadesiydi)
Şimdilerde Yozgat’ta Ulusal anlamda yayın yapan bir Tv yok. Biz de o alanı YOZGAT FM’le doldurmaya çalışıyoruz. İnternet ortamında yayın yaptığı için bu radyo şu an dünyanın her yerine ulaşıyor diyebiliriz. Ancak programı duyurmanız gerekiyor bir de frekansının bilinmesi gerekiyor. “ Sürmeli Şiir Akşamları” adını verdiğimiz bu program her Pazar saat 18.00 de yayımlanıyor.
* F:Ç. KBADAYI: YOŞAYDER başkanı olarak ne gibi projeleriniz var kısaca bahseder misiniz?
*A.SARGIN: Kültür – Sanat alanında çalışmalarımız devam edecek. Şiir Şölenlerimiz devam edecek. Köy köy, ilçe ilçe, okul okul sürdüreceğiz. Ozanlarla-âşıklarla ve şairlerle dostluğumuz bitmeyecek… Şiiri edebiyatı biz tutku olarak yapıyoruz. Türk Edebiyatına yeni isimler kazandırmak temel amacımızdır. Bizde bu çalışmalar bir sevda olarak devam ediyor, inşallah da devam edecek. Amacımızın içinde Yozgat’ın tanıtımı da vardır. Biz memleket sevdalısıyız, Yozgat Sevdası bizim sevdamızdır.
Çalışmalarımız devam edecek, bundan sonraki hedefimiz çalışmalarımızı Türk Dünyasına duyurmak olacaktır. Bizler de Türk Edebiyatının hizmetkârlarıyız. Kültür elçileri olarak değerlendirmelisiniz bizi… Milli ve manevi değerleri terennüm etmeyen yazar- şair bizim kültür elçimiz olabilir mi? Edebiyat “ Edep” kökünden geliyor, edebi olmayan insanın, toplumların edebiyatı ne anlam ifade eder? Bizler edeple edebiyata tutkun kalan insanlarız, Siz de öyle değil misiniz Fatma Hocam?
*F.Ç.KABADAYI: Şiir yazmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir? Türkiye de şiir kitaplarının çok satılmamasının nedeni ne olabilir?
* A:SARGIN: Şiir bir tutkudur devamlılık ister. Ünlü şairleri ve eserlerini okumanız gerekir. Şiiri kurallarına uyarak yazarsanız bir anlam ifade eder. Kuralsız rastgele yazılan eserler şiir demek anlamsızdır. Şiirin kurallarını öğreneceksiniz, şiir merakınız olacak, Mevla da o yeteneği size vermiş olmalı ki başarı gelsin. Binlerce şiiriniz olur ama sizi tanıtacak bir şiir yazarsınız o sizi anlatmaya yeter. Kitaplar içinde bu böyledir. Ümitsizlik başarı getirmez. Azim, çaba ve gayrette devamlılık başarı getirir. Gençlere ve şiir severler tavsiyemiz biz de ve dünya edebiyatında ünlü- tanınmış başarılı şairlerin eserlerini defalarca okusunlar… Ve şiirde kuralı- ölçüyü önemsesinler, kuralsızlık başarı getirmez bu böyle bilinmeli.
* F.Ç.KABADAYI: Edebiyat alanına ilginizi nasıl keşfettiniz? Bunun öğretmenlik branşınızla ilgisi var mıydı?
* A.SARGIN: Kendinizi keşfedemezsiniz, sizi başkaları keşfeder ve “Yaz “der. Beni daha çok öğretmenlerim teşvik etti. Yazılı kâğıtlarımı kompozisyon yazılarımı okuyan öğretmenlerin” Aferin Oğlum” deyişleri bana güç kazandırdı. Defalarca hatıra defteri tuttum, anı defterlerim oldu. Şiir defterlerimde yüzlerce şiir vardı. Benim ninnilerim Keremlerle, Aslılarla, Ferhat ve Şirinlerle başladı… İlk okuduğum kitaplar bunlardı.
İlk yazım çalışmalarım öğretmen vekilliği yaptığım Haydarbeyli Köyünde başlamıştı. Şiire daha sonra başladım. Tabi ki işin içinde sevda var, aşk var, sıkıntılar yoksulluklar var… Bir de 68 yılların “ milli ve manevi “ duyguları, memleket sevdamız… Pek çok âşıkla-ozanla görüştüm hepsinde buna benzer sevdayı, aşkı ve sıkıntıyı buldum… Yani her aşığın bir “ Ahı var”.
*F.Ç.KABADAYI: Ahmet Hocam bizi kırmadınız zaman ayırdınız çok teşekkür eder, bundan sonraki hayatınızda başarılar dileriz. Yolunuz ve bahtınız açık olsun.
* A.SARGIN: Fatma Hocam çok teşekkür ederim. İnan ki hiç zamanım yoktu, sizin hatırınız için kendimden zaman çaldım. Ben zaman fakiri bir insanım… Hayatımı tırnaklarımı kullanarak kazandım… Siyasi destekle ve şansımla bir yerlere gelmedim… Şükür başarımda alın terim ve tırnaklarım var…Onun için de boş zamanım yok benim.. Ama size zaman ayırdım ben de teşekkür ederim ilginize…
Siz de Edebiyat dünyasında önemli isimlerden birisisiniz. Sizi ve eserlerinizi takip ediyoruz. Kaleminizi ve anlatımınızı önemsiyorum ve kayda değer bulduğum içinde destekliyorum… Türk edebiyatında özellikle “ Türk Hikâyeciliğin” de sizi önemli isim olarak takdim etmek istiyorum. .Sizi de tebrik ediyor başarılar diliyorum… Size ve okuyucularımıza saygılarımı sunar en kalbi duygularımla selamlarım…Yolunuz ve bahtınız açık olsun..
Hikaye ve Roman Yazı
Fatma Çetin Kabadayı- nın Söyleşi Yazısı