ŞAİR-YAZAR MAHMUT ÖZKOCA’YLA ŞİİR VE EDEBİYAT ÜZERİNE SÖYLEŞİ
Çamlık Gazetesi olarak: Eğitimci şair, yazar Mahmut Özkoca’yla şiir ve edebiyat üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Gazeteci- Yazar Ahmet Sargın tarafından hazırlanan bu röportajı sizlerle paylaşıyoruz:
A.SARGIN: Sayın Hocam, Kültür sanat üzerine oldukça başarılı çalışmalar yapıyorsunuz. Seçkin eserlerinizle edebiyat dünyasında adınızı sıkça duyuran bir eğitimcisiniz. Bu vesileyle sizi okuyucularımıza tanıtmak istedik, kısaca kendinizi bize tanıtır mısınız?
M. ÖZKOCA : Öncelikle nezaketiniz için teşekkür ederim. Yazmaya 9 yaşında başladım. İlk şiirimi mahalledeki Pazar yerinde gördüklerimi şiire uyarlayarak çocukça bir şiir yazmıştım. Aynı yaşlarda başladım kitap okumaya günlük abartısız söyleyeyim yüzlerce sayfa okudum. Burada her tür kitap demek isterim çünkü tek düze okumak insanı geliştirmez tak aksi bağnaz-yobaz ve kinci yapabilir. İlkokul –ortaokul ve liseyi Antakya’da okuyup Diyarbakır’da lisan eğitimimi tamamlayıp öğretmen oldum. Tabi öğretmen olana dek 4 kitabım yayımlanmıştı. ilk kitabımı da matbaacı geçmişim olduundan kendi matbaamda eski teknoloji ile kendim basmıştım. Gönüller Açılınca ismiyle çıkmıştı. 3. Şiir kitabım Dicle Ünv tarafından bastırılmıştı. Sonra araştırma inceleme kitabım Ey Diyarbakır Diyarbakır 1996 da çıktı. Sonra ürettiğim eserler 3’er 5’er çıktı. Çocuk kitapları içerisinde çocuk şarkıları, çocuk tiyatroları, çocuk öyküleri, çocuk masalları var. Sanırım 65 kadar şuan piyasada kitabım var. Bu arada kitaplarımın bazıları çeşitli dillere de çevrildi.
A.SARGIN: Sizi izlediğimiz kadarıyla başarılı, sevilen bir eğitimcisiniz, şiir ve edebiyat da en sevdiğiniz alan; kültüre sevdalı bir öğretmensiniz. Şiir ve edebiyat tutkusu sizde nasıl başladı ve nasıl devam ediyor ?
M. ÖZKOCA :Rahmetli dayım 1980’li yıllarda bana kitaplar vermişti onları okuyarak, okuma alışkanlığı kazandım. Bir de şunu söylemem lazım insanın içinde olmalı derler ya ben bilgi edinmeyi çok seviyordum. Bu nedenle okumak kendime yaptığım en iyi şeydi. Çünkü çok çeşitli eserler okuduğunuzda ufkunuz genişliyor. Bu gün insanların en büyük eksikliği kulaktan duyma bilgilerle fikir sahibi olmaları değil mi?
A.SARGIN: Mahmut Hocam, Şiirin dışında öğrencilere yönelik kitap çalışmalarınız da var, biraz da onlardan bahseder misiniz?
M. ÖZKOCA : Uzun yıllardır çocuk öyküleri yazıyordum ilk kitap seti 2013 yılında 11 bin takım olarak yani 110 bin basıldı Akademi Uluslararası Yayıncılık tarafından ve sonra 6 bin takım daha basıldı ve tükendi. Bundan gurur duydum nedeni ise; benim öykülerim tamamen kendi öğrencilerimin yaşamlarından kurgulandı yani öz kimliğimizin öyküleri. Kitapta geçen çocuk isimleri içinde Şaban, Ayşe, Fatma, Emine, Ahmet, Göktuğ, Rıfat, Kayra, Yıldırım v.b. gibi toplumda kullanılan okulda sınıfta yaşayan çocuklarımızın isimleri. Maalesef ülkemizde yenilikçilik adı altında yabancı öykü ve masal kitapları çok fazla çünkü büyük miktarlarda baskı yapıyorlar ve maliyetler düşük oluyor böylece aileler mecburen olsan ucuz diye o kitapları çocuklarına alıyor. Oysa; sizin de çok güzel kitaplarınız var biliyorsunuz, yerli çocuk yazarların milli ve manevi değerlere özan gösteren yazarların kitapları alınmalı ve okunmalı. Benim yayımlanan 45 kadar kitabım ve 280 civarı da yayınlanmak üzere hazırladığım çocuk öykü ve masal kitaplarım var. İnşallah yakında set olarak azar azar piyasaya çıkacak.
A.SARGIN: Değerli Hocam, izlediğimiz kadarıyla eğitim ordusunda başarılı bir görev yürütüyorsunuz. Hem göreviniz hem de eserlerinizle ilgili aldığınız ödüller de olmalı biraz da bunlardan bahsetmenizi istiyoruz?
M. ÖZKOCA : Evet çok sevdiğim iki işi yapıyorum hem eğitimciyim hem yazar olarak çocuklara yararlı olmak mutlu ediyor. Çok sayıda ödülümüz var.
A. SARGIN: Hocam, 40’ın üzerinde eser yayınladınız. Bunlardan geri dönüş aldıklarınız da vardır. Eserlerinizin okunma oranı ve çok satanlar arasındaki yerini de öğrenmek istiyoruz?
M. ÖZKOCA : kitaplarım 300 binden fazla okuyucuya ulaştı. Okuyucularımdan da bu güne kadar hep olumlu dönüşler geldi. İnternette hatırı sayılır yayınevlerinde satışa çıkan örneğin Azrail’in Gözyaşları romanımız kitap365’te uzun süre ilk sıralarda yer aldı. Diğer satış sitelerinde de kendi alanında ilk sıralardaydı. Şu an 3. baskı çalışmaları yapılıyor. Bu roman ayrıca İngilizce ve Azerbaycan Türkçesine çevrilip Us Yayınlarından okuyucuyla buluştu. Ve 1. baskıları tükendi.
A. SARGIN: Son çıkan eserlerinizden biri olan “Azrail’in Gözyaşları” romanı bizi de etkiledi, hüzünle okuduk. Suriyeli mülteci kardeşlerimizin dramını anlatan bu eserinizle ilgili duygularınızı da almak istiyoruz?
M. ÖZKOCA: Savaş acılarla doludur. Kendi topraklarını savunmak hariç başka ülkelere saldırmak vahşettir. Biz Atatürk’ün dediği gibi “savaş zaruri olmadıkça cinayettir.” Sözüne inanan bir milletiz. Romana konu olan çocukların kısa hayatlarında yaşadıklarından insanlığın ders alması gerekiyor ama yüzlerce yıldır yaşanan savaşlar ve milyonlarca insanın ölmesinden ders alınmadı ve alınmayacak gibi görünüyor. Roman ilk iki hafta birçok sitede çok satanlar listesinde yerini aldı. Okuyanların kesinlikle gözyaşlarına hakim olamadıklarını biliyorum.
A.SARGIN: Şairlik ve yazarlık yeteneğinizin yanı sıra sizin bir de fotoğrafçılık yönünüz var. Biraz da bu çalışmalarınızdan bahsetmek istiyoruz. Fotoğraf sergileri ve bu çalışmalar nasıl gidiyor?
M. ÖZKOCA : Ben yazar şair olarak T.C. Kültür Bakanlığı İLESAM üyesi olmakla birlikte yaklaşık 35 yıldır da fotoğrafçıyım. Bu bağlamda yine Kültür Bakanlığı GESAM üyesiyim. Yurtiçinde 40 tan fazla ve yurtdışında 6 ülkede sergilere katıldım. Fotoğraf ile şiir arasında da bir bağlantı var zaten gördüğümüz herşeyi şiire mısra olarak alıyoruz. Yine gördüğümüz herşeyi doğru bakış açısı ve kompozisyonla kadraja alabiliriz..
A.SARGIN: Hocam: Yozgat ile Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneğinin çalışmaları hakkındaki düşüncelerinizi de öğrenmek istiyoruz?
M. ÖZKOCA : Yozgat’ta defalarca bulundum. Sizin önderliğinizde düzenlenen şiir günlerine ve etkinliklere katıldım. Yozgat’ı seviyorum. Testi kebabını da unutamam! Şair ve azarlar kitabında olmaktan da mutlu oldum. Dernek bir çok ildeki derneklerden daha planlı organizasyon yapıyor bu nedenle başta başkan olarak size ve ekibinize teşekkür ederim.
A.SARGIN: Sayın Hocam, Sosyal Medya ve bilgisayar oyunları çocuklarımızın zamanını fazlasıyla alıyor ve onlara olumsuz anlamda zararlar da veriyor, bu konuda siz ne söylemek istersiniz?
M. ÖZKOCA : Her çağın kendine özgü teknolojik gelişmeleri oluyor. Son 30 yıla baktığımızda bilgisayar ve bilgisayar paralelinde cep telefonları tabletler çok gelişti. Elbette dikey yapılaşma ile çocuklar mahalledeki sokaklardan evlerindeki odalarına ve bilgisayarın cep telefonlarının başına geçti. Biz elbette bol kitap okunmasından ve bilgisayar telefonlardan oyunlar oynanmaması yönünde fikre sahibiz. Ama çocukların mahallelerde artık kendi aralarında oyunlar oynama şansları pek yok. Bu durumda anne babalara çok iş düşüyor mümkün oldukça çocuklarıyla ev içi oyunlar oynamalı ve parklara gitmeliler. Yine mümkün olduğunca okuldan mahalleden apartmandan akranlarıyla oynamaları yönünde ortam oluşturmaları gerekiyor. Burada da maalesef hem baba hem anne çalışıyorsa yine çocuk yalnızlığa ve dolayısıyla bilgisayar ve telefonlara mahkûm kalıyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen şu yapılabilir; planlayarak kontrol altında izin verilir. Böylece derslerini kitap okumayı ihmal etmez. Birde derslerinde başarısız olurlarsa ceza vermek yerine imkanlardan kısıtlamak yerinde olur. Yani çalışan kazanır, bir prensip haline gelirse ve tehdit olmazsa çocuk planlı çalıştığında hem başarısının arttığını hem de oyun oynayabildiğini görür böylece zamanla kendi planına uyar.
A.SARGIN: Saygıdeğer Hocam, hoş bir sohbet oldu teşekkür ederiz. Son olarak okurlarınıza, sizi sevenlere ve Yozgatlı hemşerilerimize ulaştırmamızı istediğiniz bir mesajınız var mı? Arzu ederseniz bu mesajı da alalım.
M. ÖZKOCA : Ben teşekkür ederim sayın hocam. Yozgatlılar birbirine tutkun ve yardımlaşmayı seviyor. İnşallah yine Şiir günleri yaparsınız ve aranızda olurum. Okurlarım için çok yakında biri yeni ikisi genişletilmiş 2. Baskılar olmak üzere 3 kitap piyasada olacak. Kitap fuarlarında inşallah bir arada oluruz. Sevgi ve saygılarımı sunar bol okumalı günler dilerim.
ben senin direnmelerini sevdim
kızdığında kaşlarını çatmanı
gözlerinden attığın kurşun bakışlarını
gülünce ağzında patlayan kahkahalarını sevdim
ve çok çok uzaklara bir ülkeye giderken
yüzüme bakmadan hiç düşünmeden
gitmeni sevdim.
ben senin, hayallerimi kurşuna dizmeni
her bir umudumun gözlerine çektiğin mili
yağmur altında gelmeyeceğini bile bile beklemeyi
alnımdan kaderimi alıp
uzun yolculuklara çıkmanı sevdim
avuçlarına aldığın kalbimi parçalara ayırıp
dünyanın dört bir yanına atmanı sevdim
kara gözlerinde kaybolan benliğimi
uzun siyah saçlarında yitip giden gençliğimi
yıllar sonra geldiğinde
sönmüş volkanlardan gökyüzüne savrulmuş
küller gibi dumanlı gözlerinin soğukluğunu
beni sevmeye direnmeni sevdim
ben senin, beni hiç görmeyişini
uzaklarda yanan bir lambanın
kör ışığıyla bakmanı
ellerini ellerimden alışını sevdim
yanağından akan yalnızlığı
tutup ellerinden alıp gitmeni
dudaklarını gözlerini bana vermeyişini
göz kapaklarını kapattığında
yüreğime sapladığın kirpiğinin
verdiği acıyı sevdim
(
Eğitimci Yazar Mahmut Özkoca İle Söyleşi başlıklı yazı
Ahmet SARGIN tarafından
2.03.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.