Bu güne ait tarihe göz atarsak Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleri'nin dünyaya gelişini hatırlarız.
Çok değerli bir Hak aşıklarından birisidir.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleri, Allahü teâlânın aşkı ile dolmuş evliyânın büyüklerindendir.
1207’de Belh şehrinde doğup, 17 Aralık 1273’te Konya’da vefât etti. Babası Behâeddîn-i Veled de, büyük âlim ve velî idi. Daha çocuk iken babasının kalbindeki feyz-lere kavuştu.
Babası ile Hicaz’a, sonra Şam’a, oradan da Konya’ya geldi. Önce babasının halîfesi seyyid Burhaneddin Tirmüzî’den 9 sene feyz (ders,ilim ) aldı.
Sonra, Şemseddîn-i Tebrizî onu yetiştirdi. Celâleddîn-i Rûmî, ney ve dümbelek (darbuka) çalmadı, dönmedi, raks (şarkı söyleyip oyun oynamak ) etmedi.
Bunları, sonra gelen cahiller uydurdu. Divanında 30 bin, Mesnevîsinde 47 bin beyit vardır. Mesnevîsini nazım şeklinde yazarak, düşmanların değiştirmesine imkân bırakmamıştır.
Pek çok menkıbesi vardır.
Mevlânâ hazretleri ahiret hayatını anlatırken; “Toprağa ekilen hangi tohum toprağın yüzüne canlı olarak çıkmamıştır?” diyerek, toprağa gömülen insanların tekrar canlanacaklarına işaret etmiştir.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’den
Sükût eyledim, “kahrı var” dediler.
Biraz söyledim, “zehri var” dediler.
Sustum, “kahrından susuyor” dediler.
Biraz konuştum, “zehrini kusuyor” dediler
Şiir: Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleri
Kaynak: (Takvim yapraklarından derlenmiştir)