Toplumların ruhsal sağlığını bireylerin enerjileri ile eylem düzeyleri arasındaki farktan meydana geldiğini söylemiş ünlü filozof Sidney J. Parner. İnsanın tatmin edilmemiş gereksinimleri aynı yetersiz beslenmeden hasta olan bir kişi nasıl hasta olursa, o denli hastadır. Bu temel ihtiyaçlar fizyolojik, güven, sevgi, saygı ve içsel enerjiyi doğru bir şekilde kullanabilmektir. Şarkın ' Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' felsefesinin yerini günümüzde batının 'Yaşa yaşat.' felsefesi almaya başladığından bu yana kendisiyle barışık,yaşamdan lezzet alan bireylerin sayısında artış fark edilmektedir.Coşkulu bir yaşam için geçerli bazı kuralları Cornegie'nin Dost Kazanma' kitabından aktarmak istiyorum:

1-Yaptığınız işi sevmek

2-Kendini yüreklendirmek

3-Heyecanlı kişilerle bir arada bulunmak

4-Bizi heyecanlandıran düşünceler üretmek

İnsanın yaşam heyecanını öldüren zehirler ise korku, öfke, şüphe gibi olumsuz duygulardır. Bir insanın düşünceleri ne ise kişi odur.Yaşamını tümden değiştirip beyaz sayfa açmak isteyen kişi öncelikle düşüncelerini değiştirmek zorundadır. Düşünceler davranışlaru,davranışlar alışkanlıkları,alışkanlıklar da huyları belirler.Karakterimizi belirleyen huylarımızdır.İçindeki çocuk hala cıvıl cıvıl fiziki görüntüleriyle de içsel enerjilerini dışa yansıtan pozitif kişilerle çevremizde sık sık karşılaşıyoruz. En küçük bir aksilikle karşılaştıklarında hemen beyaz bayrak gösterip sonbaharı görünce kış uykusuna hazırlanan kişilere de rastlarız öte yandan. Küçük mutlulukları es geçip ufacık bir olumsuzluğu abartan bu kişileri hem kendisini hem de çevresini kurt gibi kemirerek yaşam enerjilerini aşağıya çektiklerinden olsa gerek, enerji hırsızları olarak tanımlanıyorlar. Güzellikleri göremeyenleri görmezden gelmek zorundayım; sağlığımdan sonra en değerli unsur olan zamanım. Kanatlanıp uçmaya, dünyayı fethetmeye hazır kişilerle olmayı yeğliyorum. İçinde ritm duygusu olan bu kişileri ilk görüşte tanımakta zotlanmıyorum. Onlarla bir arada olduğum vakitlerde yaşam enerjilerimizin birbirine akarak güçlendiğini hissedebiliyorum. En iyi hayatta kalıcı olan bu kişiler, sorunlarla başa çıkma konusunda eşsiz bir beceriye sahiptirler. İşler iyi gitmediğinde kendini kurban gibi hissedip başkalarını suçlayan, çöküntü yaşayıp saldırgan davranışlar sergileyen çoğu insanlardan birisi de sizseniz dayanıklılık konusunda bilinçli çalışmalar yapmanız gerekiyor. Hayatta kalıcılar, işler iyi gittiğinde daha az enerji harcarlar. Onlar kötü gün dostudurlar adeta. Dünyayı kendileri için daha iyi bir yer haline getirme konusunda bencil gibi algılansalar da bencil olmayan sinerjik karakterler olarak tanımlayabiliriz bu kişileri. Zamanlarını boşa harcıyormuş gibi görünürler. Sadece kendilerini ve dünyayı tanımaya çalışmaktadırlar. İnsanların hayatla barışık olup olmadıkları gözlerine bakılarak kolaylıkla anlaşılabilir. Sürekli hareket halinde, düşüncelerini hayata geçirme çabası içindeki kişiler fiziksel ve zihinsel olarak da formdadırlar. Endişe, korku ve şüpheyi; yaşam enerjisini düşüren tehlikeli düşmanlar olarak algılarlar. Mutluluğu insan önce beyninde yaratır. Olumlu düşünmekle başlayabilirsiniz işe. Düşünceler davranışlarımızı belirler. Güzel görüp güzel düşünenlerdir hayattan keyif alanlar. Başarısızlıklara üzülmek yerine nereye kadar gidebileceğimizi görmek için daha fazlasını hedeflemeliyiz. Hayat okulunda sınanmadan ders alınmayacağını unutmayın.

EN İYİSİ HER ANIN TADINI ÇIKARMAYA BAKIN.

Nilüfer DURSUN...
( Yaşam Koşusu Ve Başarı başlıklı yazı Nilüfer Dursun tarafından 10/20/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.