Bizde kalabalık bir yazar ve şair grubuyla birlikte Havran’daydık.
Höşmerim diyarında oldukça hoş karşılandık. Biz bazı nedenlerle etkinliğin 1.gününe katılamadık. Ancak 2.gününde katılabildik. Dolayısıyla Çanakkale savaşının seyrini değiştiren Havran’ın yiğit evladı Seyit Onbaşı’nın ve yine Havran’lı şair Halil Soyuer’in kabir ziyaretlerinde bulunamadık. Ruhları şad olsun.
1.Höşmerim ve şiir şöleni, BAYŞAD Edremit temsilcisi yazar Emine Pişiren ve şair Gönül Ünver’in öncülüğünde düzenlendi.
Sunuculuğunu da bu iki yazarımızın yaptığı şölen Havran halkı tarafından oldukça ilgi gördü.
7 Eylül 2014 Pazar günü saat 20:30’ da Havran kültür merkezinde düzenlenen Höşmerim ve şiir şöleninde salon tıklım tıklım dolmuş, izleyicilerin önemli bir kısmı ayakta kalmıştır.
Havrandaki bu ilgiyi doğrusu birçok benzer etkinlikte Balıkesir merkezde görmek maalesef pek mümkün olmuyor.
Bu bakımdan bu etkinliğe aktif destek veren Havran Kaymakamı Sn. Yasin ÖZTÜRK’e, Havran belediye başkanı Sayın Emin Ersoy’a, Belediye başkan yardımcısı Sayın Mehmet Yılmaz’a ve Havran halkına verdikleri destek ve gösterdikleri misafirperverlik için teşekkür ediyorum. Uzaktan yakından gelen bütün misafirlere oldukça ilgi gösterdiler, bizleri yalnız bırakmadılar.
Şu hususu da belirtmeden geçmeyelim. 1.Havran Höşmerim ve şiir şöleni Havran Kaymakamı Sn. Yasin ÖZTÜRK ve Havran Belediye Bşk. Sn. Emin ERSOY'un Sponsorluğunda gerçekleştirilmiştir. Kendilerine tekraren teşekkürlerimizi arz ediyoruz.
Ayrıca Balıkesir yazar ve şairlerinin Havrana ulaşımına destek olan Altı Eylül ilçe Belediye başkanı Sayın Zekai Kafaoğlu’na da teşekkür ediyoruz.
Şunu unutmamak gerekiyor. Yerel değerleri, şehirleri ya da yöreleri tanıtmanın en etkili ve kalıcı yolu kültürel faaliyetlerdir. Kültürel faaliyetler yapıldığı yöreye kalıcı eserler bıraktığı gibi(fiziki eser, şiir, makale vb) tanıtımının da en etkili aracıdır.
1.Höşmerim ve şiir şöleni açılışı Havran kaymakamı Sayın Yasin Öztürk, Belediye başkanı Emin Ersoy ve BAYŞAD başkanı yazar Sayın Mustafa Kuvancı’nın konuşmalarıyla başladı.
Bu etkinliğin Havranın tanıtımında büyük rol oynayacağına inanıyorum. Ayrıca devamını diliyorum.
Türkiye’nin çeşitli illerinden Havrana çok sayıda yazar, şair ve sanatçı da iştirak etmiştir. İsimleri tek tek saymaktan ziyade nereden katıldıklarını hatırlatmakta fayda görüyorum.
Gelenler arasında;
Dünya Söz Akademisi yazar ve şairleri.
Kültür Çağlayan Dergisi yazar ve şairleri.
BAYŞAD yazar ve şairleri.
Antalya yazar, şair ve ozanları.
Bandırma yazar, Şair ve Ozanları.
Ankara HAMOY ses sanatçıları vb gibi ciddi anlamda yazar, şair ve sançtılar katılmıştır.
Şölen öncesi kültür merkezinde yazarlar okuyucularına kitaplarını imzalamışlardır.
Kısaca Höşmerim ile ilgili şu bilgileri de kaydetmekte fayda var.
Höşmerim bu güne kadar Balıkesir merkezin bir tatlısı olarak ün yapmıştır. Fakat bu şölen dolayısıyla Höşmerim’in aslında Havran kaynaklı olduğunu öğrendik.
Höşmerimin kısaca hikâyesi şöyledir.
“Osmanlı’nın son dönemlerinde Askere giden evin tek erkeği Mehmet, savaşlar nedeniyle uzun yıllar vatan görevini yaptıktan sonra huzurla Havrandaki yuvasına ve eşi Ayşe'sine kavuşur.
Ayşe çok sevinçlidir ve heyecanlıdır. Çünkü Eri askerden dönmüştür. Nasıl sevinmesin ki?
Neticede askere giden eşi savaşlardan ‘Sağ salim’ çıkıp evine avdet etmiştir.
Kısa bir hoşbeş ve sohbetten sonra ansızın gelen Erinin karnının aç olduğunu düşünür. O'na çabucak bir şeyler hazırlaması ve sofra kurması gerekmektedir. Fakat savaş zamanı olduğu için evde yokluk yaşanıyordur.
Evde çalışan başka erkek de olmadığından, evlerinde fazla yiyecek bir şey de yoktur.
"Ne yapsam acaba?" diye düşünürken, evin direğinde asılı duran yeni yaptığı taze peynir gözüne ilişir. Hemen karar verir.
"Ben bu peyniri pişirip bir yemek yapayım" der kendi kendine.
Taze peyniri direkten hemen alıp tavaya koyarak pişirmeye başlar.
Peyniri hafif ateşte pişirirken evde bulunan az miktarda kalan irmikten de (un) koyar. Sonra aklına yumurta gelir. Hemen yumurtayı kırar ve yemek renkli olsun diye içine sadece yumurtanın sarısını ilave eder. Biraz daha karıştırır.
Bu sırada yine aklına elde kalan cüzi miktardaki şeker gelir. Yemeğin içine bu şekeri de ilave eder ve koyulaşıncaya kadar karıştırır. Karıştırır ama nasıl bir yemek olduğunu da bilemez tabi.
Yemek göze güzel gözüküyor ve güzel kokuyordur ama tadı meçhuldür.
Ayşe, alelacele Mehmet'inin önüne sofrayı koyar.
Fakat bir taraftan da pişirdiğim yemeği Mehmet’im beğenecek mi diye merak içindedir.
Ayşe Mehmet’ine, buyurun Erim sofraya der.
Mehmet, Ayşe’nin telaşla hazırladığı yemeği iştahla yemeye başlar.
Mehmet yemeği biraz yedikten sonra Ayşe merakla sorar.
“Hoş mu Erim? Hoş mu Erim?”
Yiğit Mehmet’i cevap verir.
“Hoş, Hoş eline sağlık.”
Yapılan bu yeni yemeğin adı, 12 yıl askerlikten sonra evine dönüp eşine kavuşan Mehmet’in çok beğenmesinden dolayı “Hoş mu erim” yemeği olarak kalır.
Hoş mu erim, kulaktan kulağa, dilden dile dolaşarak “HÖŞMERİM” e dönüşmüştür. Zamanla bu yemek, yemekten ziyade tatlılar arasındaki haklı yerini almıştır.
Böylece Höşmerim Havran İlçesinin tarihi, yöresel ve kültürel tatlısı oluvermiştir.
Şahsen bendeniz il dışına gittiğimde hediye olarak öncelikle Höşmerim’i tercih ediyorum.
Burada yetkililere şu hususu hatırlatmadan geçmeyelim. “Höşmerim’in en kısa zamanda patentini almalarını tavsiye ediyorum.
Yoksa böyle tanıtıcı şölenlerle, şiirlerle Höşmerim tanıtıldıkça, ünü Avrupa, Asya vb coğrafyalara ulaşınca Yunanlıların ve benzerlerinin patentini alıp dünya pazarlarına sürmesi yakındır.
Onun için en kısa zamanda Höşmerim’imizi kaptırmadan patentini alıp sahip çıkalım.
Aklımız sonradan gelmesin.