HARİTALI SALDIRILARA HARİTALI CEVAP

Zaman zaman Türkiye topraklarının bir kısmını kendi sınırları içinde gösteren, haritalar yayınlayan ülkeler çıkar.

Türkiye’den gösterilen tepkilerin şiddetine göre ya yanlışlık olmuş denir ya da duymazdan gelinir.

Bu haritalar uluslararası toplantılarda bile karşımıza çıkarılıverir.

Haritaları görünce sinirlerimiz gerilir, ashabımız bozulur.

Yayınlanan bu haritalar Türkiye üzerinde tarihsel emelleri olanlarca sık sık karşımıza çıkarılır.

Ülkemizi bölünmüş gösteren bu haritalar, bazı ülkelerin tarihsel ideallerinin su yüzüne çıkan halidir.

Bunlar karşısında etkisiz ve sonuçsuz sözlü tepkiler gösteririz.

Sonra unutulur gider bir başka haritalı saldırı olana kadar.

Birçok devletin (istisnaları hariç) gelecekle ilgili idealleri ve planları vardır.

Bilindiği kadarıyla böyle ideallerden yoksun istisnai ülkelerden biriside Türkiye’dir.

Türkiye’nin bilindiği kadarıyla öyle büyük bir ideali ve yol haritası yoktur.

Olsaydı bunlar kamuoyunca bilinir ve eğitim programlarına bir şekilde yansırdı.

Fakat hiçbir eğitim kademesinde bunun izlerine rastlanmamaktadır.

Bunları söylemekle başkalarının topraklarını alalım, onlara saldıralım manasında söylemiyoruz.

Söylediğimiz şudur.

Gelecek yüz yılları hedeflemeyen, yol haritalarını bu günden oluşturamayan ve planlarını yapamayanların gideceği yol sınırlıdır.

Onun için toplumumuzun üzerinde ittifak edeceği ve uğrunda gönülden ter dökeceği ortak hedefleri olmalıdır.

İdealler ülkelerin hem gelişmelerinin ve güçlenmelerinin hem de savunmalarının itici gücüdür.

İdeal olmalıdır ki gece gündüz demeden bu yolda her fert mesai sarf etsin.

Birbirine çelme atma peşinde koşacağına birbirinin önünü açsın.

İster istemez insanın aklına şu sorular takılıyor.

Türkiye’nin ideal sahibi olmasında sakınca mı var?

Yoksa bu konuda bilmediğimiz yasaklayıcı hükümler mi mevcut?

Türkiye şamar oğlanımı ki herkesin emellerinin hedef tahtası olsun.

Ülkemiz aleyhine gelişen birçok olaya şöyle bir bakalım.

Birçok yakın ve uzak ülke Türkiye’nin Topraklarıyla ilgili haritalar yayınlar.

Yayınlanan bu haritalar tüylerimizi diken diken eder.

Neden?

Çünkü her yayınlanan haritada bir bölgemiz başkalarının sınırlarına eklenmiştir.

Ancak bunlara karşılık Türkiye’nin hedeflerini! İçeren bir harita yayınlamak kimsenin aklına gelmez.

Gelse de bir yerlerden korkulur, vazgeçilir.

Kısaca haritalı saldırılara haritalı cevap veremeyiz.

Kimileri Anadolu’yu kendi toprakları içinde gösteren haritalar yayınlar ve Megola idea’dan (Yunanlılar)  bahseder.

Bizlerin ise beş yüz yıl hâkim olduğumuz topraklarla ilgili bırakın haritayı sözlü olarak bile hiçbir iddiada bulunamayız.

Çünkü bizde ideal sahibi olmak bir şekilde damgalanmanıza yeter.

ABD başkanı Obama asılsız Ermeni iddiaları konusunda aleyhimize büyük felaketten ve katliamdan bahseder.

Ona, Irak’ta, Afganistan’da vb. yerlerde yaptığınız katliam ve vahşetler neyin nesidir diyemeyiz.

Ermeniler doğu Anadolu’yu içine alan büyük Ermenistan haritası yayınlar, bizim buna karşılık haritalı bir cevabımız yoktur.

Birileri güneydoğu bölgemizi de içine alan arz-ı mevut’tan(İsrail) bahseder, yaşadıkları toprakların tapu belgeleri elimizde olmasına rağmen hiçbir karşılık veremeyiz.

Bir başkası Hatay bölgemizi(Suriye) kendi sınırları içinde gösteren haritalar çıkarır, onlara dünkü vilayetimizdiniz otur yerine diyemeyiz.

Bir başkasının sıcak denizlere(Rusya) inmek için dünya incisi İstanbul ve boğazlarımızı içine alan büyük idealleri söz konusudur.

Buna karşılık Orta Asya’yı batıdan kuşatacak Beyaz denize(Rusca:Бе́лое мо́ре) ulaşma gibi bir hedef koymayı beceremeyiz.

Aşiret lideri(Barzani) diye küçümsediğimiz bir başkası büyük Kürdistan’dan söz edip topraklarımızın bir kısmını haritada sınırlarına dâhil eder, bunun da bizde haritalı bir karşılığı yoktur.

Bu örnekleri daha çoğaltabiliriz.

Tüm bu gerçekler karşısında neden bizimde böyle ideallerimiz olmasın?

Haritalı saldırılara haritalı cevaplarımız bulunmasın.

( Haritalı Saldırılara Haritalı Cevap başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 5.07.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu