Babaannem İle Hasbıhaller - 3
Rahmetli babaannem yüz yaşının
üstünü gören nadir insanlardandı. Dedem biz doğmadan vefat ettiği için tanımazdık,
sadece adını bilirdik Mahmut Dede diye...Çoğu zaman ev de oturur, sessiz sessiz
ibadetini yapar, ara da huysuzluk eder gelinleri kızdırırdı (annem ile
yengem)...
Bir gün yine ev de çok canı sıkılmış olacak ki, annem ile yengemi çileden çıkarmış,
zırt dükkana bir telefon acilen babama, ''annen bizi deli ediyor, Ahmet araba
ile gelsin, amcasını da alsın bir yerlere götürsün gezdirsinler'' Babamdan mesajı
alınca küçük amcam ile hemen ev de bittik, biraz da işlerden uzaklaşırız bahane
ile...
Zar zor merdivenleri indirdikten sonra, arabaya bindirdik doğru Atatürk Orman
Çiftliği'ne direksiyonu kırdık. Bizim eve de çok yakın zaten beş dakika ya
sürer; ya sürmez. Kadın biraz orman çam havası alsın, neyse arabadan hep
beraber indik tahtadan bir sıraya oturttuk. Amcama bir iki göz kırptıktan
sonra, anladı durumu amcam. ''Yaaa babaanne şu karşı köy bak işkabil ne güzel
evler filan var, yanında Orcuh, onun yanında bizim köy Sirya'' Amcam da''Bozacının
şahidi şıracı''misali ''He anne he bak bütün köyler orada yayılmış
duruyor''babaannem dese ki ''Ula buraya kadar geldik oraya da götürün da
beni''yandığımızın resmidir...
Biraz çam havası aldıktan sonra, yakınlarda dolaşan seyyar çay satan bir
delikanlı yanaştı yanımıza, amcam''Anne çay içer misin'' dedi. Bu şivesi ile
''içah oğul'' dedi. Birer çay da amcam ile ben aldık. O arada nereden aklına
geldiyse gelmiş, çaycı oğlana döndü''Ula yegen sen hangi köydensin de bakem işhabilden
mi, orcuhtan mı, siryadan mı?'' Amcam ile ben elimizi alnımıza götürdük,
birbirimize de süzgün bakarak''Yandığımızın resmidir emica''dedim...O da bana
dönerek''Sorma yegen ki hiç sorma'' Çaycı oğlana kaş göz işareti yapıyoruz ara
ara, baştan anlamadı, sonradan biraz jeton düşünce''Ben Siryalıyım ana''dedi.
Babannem amcam ile bana dönerek''Ula bu bizim köydenmiş da''dedi. Yine oğlana
dönerek''De bakem kimlerdensin sen'' Biz de yan tarafta yerlere yatarken
gülmekten, azıcıkta kızarıp bozarıyoruz haliylen. Ben oğlanın kulağına eğildim
çaktırmadan''Aman yegen bizi mahçup etme mollaoğlugil'denim ben '' de dedim. Oğlan
da bizim ona bellettiklerimizi aynen söyledi. Babaannem tekrar lafı aldı ağzına
''Siz ilen biz ahrabayıh bilin mi, senin deden, benim dedem ile gan gardeşiymiş
hemi de bacanahmışlar, aynı bacılarnan evlenmişler zaar, bir de bizim büyük
büyük dede Derviş ağa vardı, o da senin nineni vermemişler de onu almış gaçırmış
gönül ırızası ilen bildin mi''Oğlan ne cevap versin''Aşşağı tükürse sakal,
yukarı tükürse bıyık''çok zor bir durum, hem onun için hem bizim için...
Amcama yine kaş göz işareti yapınca, oğlan da uzaklaştı oradan. Babaannem bize
dönerek''Ula siz bişe beni gandırıysiz, ha bura ne Sirya'ya benziy, ne İşhabil'e,
ne de Orcuh'a emme eyi olduydu da hava aldıh hava. Amcam da hem bana hem
babaanneye dönerek''Biz de hava aldık biz de seni de işletmek ne zormuş Sadiye
Sultan meğerse''
Bir de meşhur çiftlik dondurması yedikten sonra doğru yolun evini tuttuk...
(
Babaannem İle Hasbıhaller - 3 başlıklı yazı
AhmetZeytinci tarafından
14.01.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.