Hikaye / Yaşamdan Hikayeler

Eklenme Tarihi : 19.10.2015
Okunma Sayısı : 801
Yorum Sayısı : 0
Günün Yazısı

Bu Yazı 20.10.2015 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.
Yazar, sürekli yargılanan dört olgudan bu sefer Zaman olgusunu sanık kürsüsüne çıkarmıştı.

“Hâkim; “Evet. Hızlı bir şekilde akıp gitmeniz neticesinde insanların ellerinde bulunan fırsatları kaçırmalarına neden olmanız dolayısıyla yetersiz, merhametsiz, acımasız davranışlarınız ve kurşuna dizilme istemi ile burada bulunmaktasınız. Sorunuz var mı?” diyerek sözü Zaman’a verir.”

“Zaman; “Yok sayın hâkim.” diye yanıtlar ve yüzünde anlaşılamayan bir ifade yer alır.”

“Hâkim; “Öyleyse, lütfen buyrun.” der ve Zaman’ın savunmasını bekler.”

“Zaman, başı öne eğik bir durumda; “Sayın hâkim, öncelikle bu yetersizlik, merhametsizlik ve acımasızlık üzerine çok basit bir örnek vererek başlamak istiyorum.” der ve başını kaldırıp hâkimle göz göze gelerek devam eder; “Eğer ben yetersiz olsaydım, merhametsiz yada acımasız sizi temin ederim ki ne insanların beni yargılama istemiyle size gelecek zamanları ne de sizin beni burada yargılamak için bir zamanınız olurdu. İnsanlar; beni şikayet edecek vakti bulurlarken nasıl olur da beni yetersizlikle suçlarlar?” yüzünde zafer kazanmış ama kibrine yenik düşmemek için aşırıya kaçmayan birinin masum tebessümü vardı.”

“Sayın hâkim, benim hakkımda çok konuşurlar. Tıpkı diğer arkadaşlarım gibi… Madem ben bu kadar kötüyüm o hâlde zamanını değerlendirebilen insanlar bunu nasıl yapıyorlar? Sizce onlarla aramda bir rüşvet ilişkisi mi var dersiniz? Yani parası olana yetiyorum da parası olmayana yetmiyor muyum? Yok böyle bir şey hâkim bey. Nice parasız yada parası olup da esareti altında bulunmayan insanlara yettiğim zamanlar da oldu, merhametli olduğum zamanlar da. An oldu “Vakit, nakittir.” dediler. Evet, ama nasıl bir vakit, nakitti? Bugün git yarın gel metoduna sığınan birçok kişi bu sözün altında yer edinmeye çalıştı. Gelene “Naktin varsa vaktin olur.” dediler. Nakti olmayana da “Bugün vaktimiz dolu yarın gelin.” dediler. Tabi, herkes değil. Belirli bir kesim.”

“İnsanlar sözleri istedikleri gibi kullanmaya başladılar sayın hâkim… “Acele giden ecele gider.” ve “Acele işe Şeytan karışır.” dediler ama isteklerinin de anında olmasını arzuladılar. İnsanlar kendileriyle çelişkiye düştüler. Şimdi bir düşünün sayın hâkim. Bazı yemekleri yemek için pişirmek gerekir. Yani bunun için bile zaman lazım. Yada daha açık bir ifade ile ben, lazımım… Yada boş bir tarla düşünün. Oraya ekim yapın. Ektiğiniz anda ekinleriniz çıkar mı? Hayır. Belli bir zamanın geçmesi, orada belli bazı işlemlerin yapılması gerekir değil mi? Yani herkes istiyor ki armut piş ağzıma düş. İyi de olmayan armut nasıl pişsin? Önce armudun var olması gerekmez mi sayın hâkim? Bunun içinde gerekli ekim dikim işlemleri yapılmalı ki burada da ben devreye giriyorum. Yani Zaman.”

“Sonra Zaman susar ve kısa süreli bir sessizlik olur. Hâkim, Zaman’a; “Savunmanız bu kadar mı?” diye sorar.”

“Zaman; “Evet, sayın hâkim. Daha ne diyebilirim ki. Karar vermeniz için savunmamda verdiğim örneklerimin kâfi geleceğine inanıyorum. Tabi ki, karar sizin.” der ve yine başını öne eğerek hâkimin son sözlerini beklemeye başlar.”

“Hâkim; “Peki öyleyse. Karar! Şikayetçi tarafın yapmış olduğu suç iddiaları ve yargılama neticesinde bulundukları talep göz önünde tutularak, söz konusu sanığın savunmasına başvurulmuştur. Sanığın, mahkemeye sunduğu deliller yeterli görüldüğünden hakkındaki suçlamalardan beraatine ve kurşuna dizme isteminin iptaline, ayrıca şikayetçi tarafın bu konularda eğitilmesine ve eğitmesi yönünde geliştirilmesine karar verilmiştir.” diyerek tıpkı Kader gibi, Zaman’ın da beraatinde karar kılmıştır. Hâkim, Zaman'ın yanına giderek sorar; “Beraat ettin mutlu musun?” ve Zaman; “Zaman gösterecek sayın hâkim.” deyip yüzüne bir tebessüm kondurur.”
 
( Dört Sanık - 2 Numaralı Sanık Zaman başlıklı yazı 4harf1kelime tarafından 19.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu