Hacı Hasan Efendi
Bin dokuz yüz dokuzda Çaykara Akdoğan´da
Bir güneş doğmuş idi hacı Hasan doğanda
Mehmet Zeki efendi gözünün nuru doğmuş
O nurun intişarı cehli-zülami boğmuş
Küçük yaşta kaybetmiş anne ve babasını
Allah takdir etmişti bir yetim kalmasını
Bin dokuz yüz on dörtte daha dört yaşındayken
Şehit oldu babası cihan savaşındayken
Annesi Akile’nin boynuna sarılmıştı
Artık yetim kalmıştı babadan ayrılmıştı
Altı yaşında iken annesi de ölmüştü
Artık bu yaştan sonra amcasında kalmıştı
Ondan üç sene küçük bir kız kardeşi vardı
Bu iki yetime de amcaları bakardı
Anneannesi sağdı o da yardım ederdi
Onları okşar sever ah yavrularım derdi
Bin dokuz yüz on yedi hepten yetim olmuştu
Anneannesi öldü amcasına kalmıştı
Bir Peygamber varisi benzer Peygamberine
Sünetellahi derler Allahın takdirine
Ömrünün her safhası sünnete uygun idi
Çaykarada son âlim vatanda saygın idi
Peygamberin geçtiği her yoldan o da geçti
Merhum Hasan doğarken onun yolunu seçti
Küçük yaşta başladı ilim talep etmeye
Mahalle camiine her gün gidip gelmeye
Hacı Hamdi efendi camide imam idi
Oradan başlamıştı ilk adım tamam idi
Sarf derslerini aldı Kovacık imamından
İmam Salih efendi çok memnun idi ondan
Zor şartlardan dolayı derse ara vermişti
Bir terzinin yanına çıraklığa girmişti
Hüseyin Sevinç usta meslek öğretiyordu
Altı ayda terk etti okumak istiyordu
Çıraklığı bırakıp kendini ilme verdi
Rahmetullahi aleyh okumayı severdi
İlkokula kaydoldu dörde kadar gitmişti
Fakirlik sebebinden okulu terk etmişti
Daha sora elli de dışardan imtihanla
Diplomasını aldı her şey mümkün zamanla
Üç ahbap Kemal Parlak Hasan Erol'la bile
Yeniden okumaya başladılar şevk ile
Tayyıp Zühtü efendi asıl hocası oldu
Aradığı bu idi kendini onda buldu
İlim talep etmekti gecesi ve gündüzü
Ona yön veriyordu hocasının her sözü
Bu arada merhumun geldi askerlik çağı
Allah'tır takdir eden olanı olacağı
Kura Trabzon'a çıktı sıhhiye onbaşısı
Ondan sorulsa gerek askerlerin aşısı
Askerden döner dönmez Kemal Parlak'ı buldu
İlimi tahsil için onun zemili oldu
Üç dört sene kalmıştı hocasının yanında
İlim tahsil eyledi bu vaktin her anında
O zamanlar çok zordu, yasak idi diraset
Her şeye çare bulur müminde ki feraset
İki arkadaş gece hocasına giderdi
Eğer yakalansalar ziyaret falan derdi
Askere gidip geldi henüz hafız değildi
Altı ay bir müddetle bu konuya eğildi
Kociyos ta oturan hafız Ethem efendi
Ona hocalık etti, zaten caht etti kendi
Derken dirâset bitti ne merasim ne tören
Hocalarından başka yoktu onları gören
Rahlenin arakasından dua etti onlara
Melekler şahit idi bütün bu olanlara
İcazetini aldı Çıfaruksa’ya koştu
Altı ay orda kaldı hocası Mehmet Rüştü
Kıraat derslerini, aşere okumuştur
Kendini hazırladı büyük âlim olmuştur
Örnek bir insan idi Nebiye varis idi
Yaşadığı müddetçe ilme çok haris idi
Hacı Hasan Erol bey yazdı bir nüshasında
Genç iken imam olmuş Eğrisu yaylasında
Bir de Bayburt yaylası Çençül'de imam oldu
Tahsil,talim, kıraat tecrübe tamam oldu
Akçaabat kazasının Hurdimera köyünde
Bir yıldan fazla kalmış,bir ramazan ayında
Cemaat istemişti hatim ile kıldırmış
Mescidi köyün halkı tıklım tıklım doldurmuş
Of'a bağlı Hastikoz köyünde imam durdu
Hem imam hem müderris bu görev dört yıl sürdü
Devlete memur olmak asla istemiyordu
Zühd hayatını seçmiş şüpheli yemiyordu
Bir çok arkadaşıyla istişare ederdi
Onların sayesinde sonunda karar verdi
Arkadaşlardan biri hacı Dursun Güven di
Hocaları bir idi Tayyip Zühtü efendi
Müracaat eyledi vaiz olmak istedi
Kısa bir müddet sonra Of'ta imtihan verdi
İmtihanı kazandı Akçaabat'a atandı
Akçaabat halkı onun sohbetine tadandı
Bir buçuk aydan sonra Of'a naklini aldı
Dört yıl of merkezinde vaaz olarak kaldı
Hem vaiz hem de imam Hastikozda kalırdı
Vaazı vermek için Of'a gider gelirdi
Hem imam hem müderris,vaizdi aynı anda
İnsan neler yapmaz ki irşat aşkı olanda
Dokuz yüz kırk sekizde Çaykara kaza olmuş
Hacı hasan efendi Çaykara'ya naklolmuş
Bu arada evinde tedrisat veriyordu
Ünü ülkeyi sarmış her dem ilerliyordu
Nasibi olan herkes rahlesine oturdu
İmkân verilse ona dünyayı okuturdu
Mütevazı haliyle büyük işler başardı
İlmiyle amil idi gereğince yaşardı
Her ilme vakıf idi tükenmeyen havuzdu
Talebelere müşfik, örnek bir kılavuzdu
Çaykara'da son âlim en son müderristi o
Her anı zikir idi her anı tedristi o
Talebeleri yazın epeyce azalırdı
Hacı Hasan efendi buna çok üzülürdü
Derdi herkesin yazı benim için kış olur
Talebe hasretiyle yollara bakış olur
Herkes güze girerken o yaza girer idi
Tullabını görünce o hep böyle der idi(tullab=talebeler)
Birçok talebesi var saymakla liste bitmez
Şiire muhaliftir buna sayfalar yetmez
Ancak bazılarını zikretmeden geçilmez
Hepsi de üstün zatlar kıymetleri biçilmez
Fakirullah Bilgini Ali Fikri Yavuzu
Mustafa Ayık hoca Mehmet Celal Yavuzu
Seyfettin Ayık hoca Yusuf Bilgin müftümüz
Yunus Vehbi Yavuz bey, takva, vera zühdümüz
Yusuf Şevki Yavuzla, Cevdet Yavuz hocamız
Bunlar ilimde yıldız daha var onlar camız
İki Ramazanoğlu İsmail'le Süleyman
İkisi de önemli bilgileri pek yaman
Onun medresesinde yetişti çok mollalar
Mehmet Ali,Yahya'yla, Mehmet, Şükrü Sula'lar
Hepsi de birer rehber hepsi birer ışıklar
Fahrettin hoca ile Hasan hoca aşıklar
Bu kadarla iktifa, etmek gerek sayı çok
Hepsini teker teker anlatmaya mecal yok
Yaşayan alimlerden yazılmayan üzülür
Yunus Vehbi Yavuzun kitabında yazılır
Şiir bu, kitap değil beni mazur görünüz
Bana dua ediniz cennet olsun yeriniz
Çaykara halkı ondan her kes feyiz almıştı
Sohbetini dinleyen hepsi hoca olmuştu
Vaaz dinlemek için köylerden gelirlerdi
Buna devam edenler her şeyi bilirlerdi
Çaykara sayesinde özel bir yer olmuştu
Hapishanesi bile çok zaman boş kalmıştı
Hacı Hasan ismini tüm Türkiye bilirdi
Alimler ulemalar ondan fetva alırdı
Tam kırk sene az değil bir yerde mekan tuttu
Son nefesine kadar gece gündüz okuttu
Kırk yıl ara vermeden bu işe verdi önem
İcazet verdi durdu tam yirmi iki dönem
Yirmi ikinci dönem son dirâset olmuştu
Ömrü vefa etmemiş artık vade dolmuştu
Onun talebeleri hiç ortada kalır mı?
Üstat vefat edince icazet'i alır mı?
İşte böyle bir anda oğlu ve talebesi
Yunus Vehbi Yavuzun hemen yükseldi sesi
'Ben babamın yolundan devam eder giderim
Ona vefa borcum var bir kısmını öderim
Hak eden her kim varsa alır icazetini
Ben imtihan ederim her hoca namzedini'
İcazetini verdi derslerini bilenin
Yerine konmuş en son halkası silsilenin
Mikdat bal der ruhuna okuyalım fatiha
Böyle büyük bir âlim yetişir mi bir daha
Mikdat Bal