Günlük yüzlerce kelime ve söz duyardım.Ama hiç biri bu kadar içten ve samimi gelmemişti.Adam çok candan ve çok duyarlı bir şekilde söylüyordu;
---Bizim Ahretlik diye, söze başladı.Şık giyimli ve güler yüzlü biriydi.Boynunda kravatı bile vardı.Boylu-boslu yakışıklı da sayılırdı.
Kardeşlik sık sık duyulan bir sözdü.Ama Ahretliği ilk defa duyar gibi oldum.Oysa bu sözü ve anlamını da iyi biliyordum.Ağızdan çıkış şekli bütün dikkatimi çekti.Adama ve konuşmalarına iyice kulak verdim;
---Çok iyi biriydi diye devam etti.Çocuklara hem annelik hem de babalık etti…Ben yıllarca dışarlarda çalıştım.O evde hem çocuklara baktı hem de evin geçimini sağladı.
Konuşmalardan bir şeyler anlamaya başlamıştım.Yine de dayanamadım sordum;
---- Kim bu Ahretlik Allah aşkına?
Daldı!..
Derin derin uzaklara baktı.Gözlerinin çok sulandğı,içinden bir şeylerin koptuğu belliydi.Başını kaldırdı.Yüreğim“Cız!”etti.Ben de onunla birlikte üzülmeye başladım.O devam etti;
---Geçenlerde kaybettik.Allah gani gani rahmet etsin.
---Amin,dedim!
Sustu…
Havalara baktı.Gözlerini yere dikti.Konuşmaya devam etti;
---O benim eşimdi.O gitti.Yakında ben de onun yanına gideceğim.Öteki dünyada yine birlikte olacağız.Yani ebedi dünya olan Ahrette…Onun için ben ona hep Ahretlik derdim.O da bana bakar,güler geçerdi.
Bu kez ben sustum.Ona bakamadım.Gözlerimi yere diktim.Ayak ucuna doğru baktım.Dalmışım.
---“Acaba eşimde benim Ahretliğim olacak mıydı? O kadar hayat yaşadık.Hiç böyle şeyler aklımıza gelmedi.İkimiz de düşünmedik bile…”
Sanki aklımdan geçenleri anlamıştı!Cevap verdi;
---Herkesin eşi ona Ahretliktir.Bu dünyanın bir de ötesi var.Asıl önemli olan öteki dünya!Bu dünya gelip geçiçi.Yani fani dünya!Öbür dünya da ise ebedi bir hayat var.
Başımı kaldırdım.Yüzüne baktım.Gözleri gülüyor, yüzü parlıyordu.Yüzünde sanki bir nur vardı.Hafif kırlaşmış saçları,düzgün traşlı sakallarının altında bam başka bir yüz taşıyordu.Ölümden korkmadığı belliydi.Onun için bu kadar rahat konuşuyordu.”Güzel Ölüm!”sözünü duymuştum ama bir insana bu kadar yakıştığına ilk defa şahit oluyordum.Adamın yüzünde ölüm korkusu değil,mutluluk sevinci vardı sanki…
---Allah rahmet etsin,dedim.Çok çekmiş olmalı?
--- Yok,dedi.Çok çekmedi ama çok büyük zorluklar geçirdi.Erkeksiz ev geçindirmek o kadar kolay mı sanıyorsun?Ben ekmek parası için hep dışarlardaydım.Yanında çok bulunamadım.Ona destek olamadım.Sağolsun, Ahretlik evin bütn yükünü omuzladı.Bizi ve çocukları kimseye muhtaç etmedi.
Durdu.Uzaklara baktı.Dayanamadım,çocukları sordum;
---Çocuklar ne oldu,peki?
----Ha!..Onlar mı? Biri hakim.Bir avukat.Biri de doktor,dedi.Doktor,kızım.Diğer ikisi erkek.Damadım da doktor.
----Güzel,dedim.Ne mutlu sana!Bütün çocukların okumuş.Sen de artık onların birinin yanına gidersin.
----Yok,dedi.Ahretliğe söz verdim.Bundan sonra evimizi ben bekleyeceğim.Bir yere gitmek yok.Onlar gelirse ne ala!
--- Hayırlısı olsun,dedim.”Allah bize de böyle bir Ahretlik ve ömür nasip etsin diye dua ettim!”
Yine içimden geçenleri anlamış gibi;
---Amin!Dedi.Amin.
Daha konuşamadık.Vedalaşıp ayrıldık.
İşte bizim AHRETLİK HİKAYESİ!Çıkarılacak o kadar çok ders var ki?
Kemal DOĞANAY