Bedir, asırlarca üstüne beyitler yazılmış şanlı gazileri mukaddes şehitleriyle İslam’ın ilk zaferi. Yeni toprağı değiştirilen alemi saracak olan bu mukaddes ağacın tabir-i caizse can suyu. Öyle bir zaferler silsilesi ki yola çıkılmasıyla başlayan harbin neticesiyle bitmeyen. Algısı, idraki de öyle olmalı muhakkak. Göz zahiri görse de insan batını keşfte maharetli olmalı ki dünyaya gelirken üzerinde bulunan etiketin mahiyetine de erebilmeli. Bedir’e bir avuç müslüman ile bir güruh putperesetin çölde yaptıkları savaş demek ve o gözle olayı değerlendirmek okyanusun en derin yerinin ancak onu boylayan yer olduğunu düşünen adam kadar sığ, üstünkörü bir bakış. Oysa neler görmeli. İmanın tek başına bile olsa milyon inkarı dümdüz etmesi olarak idrak etmek, aynı Hz. İbrahim’in tek başına bütün putları kırması gibi. Tevfik Fikret’in “Hak bildiğin yolda gerekirse tek başına dahi olsa yürüyeceksin.” kelamının tespiti mahiyetinde düşünülecek mevzuu. Aynı ruhu defalarca gösteren İslam mücahilderi için bir zafer garantörüdür Bedir aynı zamanda. Sislistre’de 80 bin Rus askerine karşı 10 bin imanlı yürek, tek bir yürek halinde cenk edip zafere nail olurken Bedir’in tahayyülü içinde şeksiz bilmekteydi ki Sahib’ül Alemin’in(c.c) tevcihine mazhar olan şanlı zaferin tahayyülü bile bir zafer sebebi.

Bedir teslim olanların, söz dinleyenlerin, samimi olanların sembolü. Hani mübarezesinde ilk çıkanları beğenmiyor ya Utbe ailesi, işte aslında görünüyor ki karşıda neye inanıp neye inanmamayı önemseyen bir grup yok, saf kibir, gurur mevcut ki değiller miydi bunlar Azazil’i İblis-i lain’e çeviren. Bedir kibrin, gururun, özgüvenin, samimiyete, ihlasa, tevekküle (Hakk’a(c.c)güvenmek) yenildiğ yer. 

Peki Bedir nereden çıktı, sadece bir kervanı koruma dürütüsü müydü yoksa öncesinde ilan edilen muahenete (kardeşliğe) ve dünyanın ilk Anayasası olan Medine Sözleşmesi’ne karşı bir hareket planı mıydı? Dönemin bütün güçlerinin iktidar dayanağı  olarak gördükleri unsurların; kölelik, para, mal ve soy üstünlüğü, kadının ikinci sınıf olması gibi; ilgasının veya adalet terazisi ile eşitlenerek tanzim edileceğinin ilan edilmiş olması Bedir’deki tarafları daha farklı bir gözle incelememize de sebep olmalı diye düşünüyorum. Bir tarafta ticari kaygıları tek kavgaları olmuş, para ,mal, güç hırsından başka bir şey düşünmeyen önlerindeki hakikatin en hakiki halini bile göremeyecek ölçüde kör olan bir zihniyet ve yanında düşünmeyen, idrak etme derdinde olmayan gücün salt akışına kendini kaptırmış ve dünya düzeninin alem-i hayevanda olduğu gibi ancak güçlünün yanında olmayı gerektirdiği zannıyla kendine ninni söyleyen ya da taassub seviyesinde kan bağı adıyla desteklediği kundakçıya kendinin tutuşturtup ebedi ateşin yakıtlarından biri haline gelen bir yığın. Diğer tarafta ise hakikati bulma yolunda sormayı, araştırmayı düstur edinen, alem-i insaniyye olarak düşündüğü hayatta üstünlüğün ancak Rabb’ül Alemin’e(c.c) olan kulluğun neticesinde olduğunu bilen ve bu üstünlüğüde ancak O’nun(c.c)bilebileceğinin farkında olarak herkesi bu düzende eşit olarak gören, dünyevi isteklerin hiçbir şekilde gayeleri arasında olamayacağı bir grup. İşte şimdi bakmak gerekli bugün durduğumuz yer Bedir’de Resulullah’ın (s.a.v) yanı mı? Medine Sözleşmesi ile belirtilen “içinizden biri kötülük etti mi akraba ya da itibarlı olmasına bakılmaksızın bunun karşısında durunuz” ve “müslümanlar hiçbir müslümanı ağır bir maliyet altında yalnız bırakmazlar” maddelerinin yanında mıyız? Yoksa itibara, özgüvene, paraya, mala, yanlış olduğunu düşünsek bile çoğunluğa, güce yapılan tazimlerle kuyuların diğer tarafında mı?

 

Vesselam……. 

 Mehmet Şahan

( Bedir Savaşı Hakkında Kafa Yormalar başlıklı yazı Şahan tarafından 8.06.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu