İnsan kavramının anlaşılmaması, insanî olmayan davranışları, duruşları insana yaftalama, tabileştirme (doğallaştırma) çabasında olan beşerin devekuşunun kafasını kuma sokarak saklanma çabasından başka bir şey değil. Bile isteye yapılan bu dezenformasyon “hümanizm”  cephesine mensup toplamaktan öte, antik pagan rahipleri ya da şamanlar gibi natüralist zümreleri de peydahlamakta. Ne acıdır ki farkında olunmayan bu tuzak çok sayıda insan adayını pençesine düşürmekte. Alçaklığı, riyakarlığı, yalancılığı, merhametsizliği, doyumsuz para, güç ve makam sevgisini insanî özellikler olarak vurgulayan, her insanın bunları taşıdığı fikri zehriyle kafaları örsle çekiç arasına alanlara karşı durmadan mücadele etmeli. Tolkien, ki tanırsınız belki Yüzüklerin Efendisi serilerinden, Silmarillion isimli eserinde kötü karakterler olarak lanse ettiği Ork ırkını Elf isimli iyilik sembolü ırktan kaçırılıp dönüştürülenlerden oluştuğunu anlatır. Aslında temel bir noktadır ki hayvanlar arasında fiziksel farklılıklar türün karakteristik özelliği olmayıp benzer davranışları sergileyenler tür oluşturmakta. Davranış olarak yukarıda sayılan özelliklere sahip olanlar ile tam aksine; diğergam, dürüst, cömert, alçakgönüllü, kanaatkâr; sahip olanlara aynı ismi vermek fikri hezeyanlardan bir yığın daha demektir.

Fransız İhtilali’nden bu yana Robesspiere ile kurulmak istenen beşeri din oluşumunda yaşadıkları başarısızlıkla da coşkulanan şeytan ilhamıyla, Fransa’da Diderot ve Voltaire, Almanya’da d’Holdbach,Marks,Engels ve İngiltere’de Adam Smith,Darwin ve türevleri ısrarla eşrefü’l mahlukatın bu şerefli bağını kesmek ona bu dünyaya aitlik hissi verdirmek için ellerinde geleni yapmışlar, soyunu maymun, tarla faresi ve bilumum hayvanata götürmekten, manevi olan bütün duygularını hiçe sayıp maddecilik adı verilen güdümlü roketleriyle taaruz etmekten, bütün yaşamsal ihtiyaçlarımızı daha önce olmadığı kadar üst sıralardan merkez-i ömre perçinlemekten ve bir hayvan gibi av arayan, kalacak yer bakan, hakimiyet alanından ve neslinin devamından başka bir düşüncesi olmayan bir beşer sürüsü oluşturmaktan geri durmamışlardır. Bugün bunları düşünce tarihinin localarına oturtanlar farkında olarak yahut olmayarak bu sürüye koyun arayışı içindedirler. –İzm’lerin savaşı ile ambale olmuş beyinler nefsin şehvaniyet, kibir, hodgamlık özellikleri kullanılarak kolayca kandırılmakta ve elde ettikleri hayatı “insan gibi” yaşamak zannedecek kadar haysiyetsiz, omurgasız bir türe dönüştürülmekte. Bu savaşta, mücadelede daima teyakkuz halinde bulunmalı ve eşref-i mahlukatın şerefini iade etmeli ve bu şerefin mahiyetini duyurmalıyız. Katl, öldürme eğer insanın fıtratında olsaydı öldürdüğü zaman gömmeyi de bilirdi ama onu ancak bir kargadan öğrendi.

Derdimiz insan, hümanizma adı verilen ve odağında insan olduğunu iddia eden halbuki hedef tahtasının tam ortasına insanı koyan ve onu hayvan sürülerine çevirerek idare etme hayaline kapılan Hindistan kaçkını üç beş merkandist Veda düşkünü eliyle şekillenmiş, hatta söylenmemiş ama algı noktalarına bir din mesabesiyle Adam Smith, Marks ve benzerlerinin çabalarıyla oturtulan bu düşünce(!) sistemi en kanlı savaşçılardan daha tehlikeli en zalim yöneticilerden daha merhametsiz tüm silahlarıyla insanı alt etme çabasındayken tam da bu an, Derdimiz İnsan……  


Vesselam.  


Mehmet Şahan

( İnsan Kavramının Anlaşılmaması Üzerine başlıklı yazı Şahan tarafından 10.05.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu