Hani güneş doğar ya,
Karanlık gecenin üstüne .
Hani şafak söker, gün ağarır.
Hani canlanır doğa ,
Kuşlar, yuvalarından havalanır.
Balıkçılar ağlarını toplamaya başlar,
Kepenkler kalkar, tezgahlar açılır.
Bir yerlerden sıcak simit kokuları yayılır.
Bir sahilde şekerler atılır çaylara, karıştırılır,
Bir nefes deniz kokusuyla, ilk yudumlar alınır.
Gün başlar bu koca şehirde,
İlk vapur iskeleden, ilk banliyö, gardan ayrılır.
Dolar caddeler koşuşturan insanlarla,
Hepsi bir yerlere yetişme telaşında.
Kimi işine, kimi aşına ,kimi aşkına...
Şimdi tüm bunları bırakıp olağan akışına,
Gelelim asıl mevzuya , yani sana, yani bana .
Bu koca şehirde güneş kime doğar bilmem,
Benim güneşim hiç batmaz ki ,sen varken yanımda.
Deniz kokum tenin, ilk iskelem sensin .
hep sen olacaksın, son istasyonumda .
Kepenklerim hep açık, tezgahım hep renkli
Benim işyerim senin kalbin, çalılşırım gönüllü.
Koşuşturmam sanadır, telaşım sana ,
Sen bir şeker tanesi, sen ağzımın tadı,
İnce belli bardaktaki demli çayıma.