ÇAĞIRSAYDIN
BENİ
Çağırsaydın
beni,
Çağırsaydın
kapınızdaki çakılları toplardım,
Hani damlaya
damlaya göl olur ya,
Hanenize
dört duvar olurdum,
Duvarlarınıza
sır olurdum…
Çağırsaydın
beni,
Çağırsaydın
ekmeğinize tuz, aşınıza şeker olurdum,
Hani yâr
evin tadı ve tuzudur ya,
Evinizin
evladı olamam belki de,
Ama evladınıza
yâr olurdum,
Çağırsaydın
beni,
Çağırsaydın
beni,
Çağırsaydın
bahçenizdeki gazelleri toplardım,
Harallara
basardım,
Belki
tandırınıza yakacak olurdum, ateş olurdum,
Hani yufka açarsanız belki diye…
Belki de yumurtalı dürümünüze nasip olurdum…
Çağırsaydın beni…
Çağırsaydın beni,
Bayramlık şeker çocuğunuz olurdum,
Eli öpülesice annenin, babanın ellerinden öperdim,
Hani yetimim ya, öksüzüm ya…
Belki bayramım olurdunuz..
Çağırsaydın…
Hani olur ya çağırmazsan,
Yok be gülüm üzülmem…
O zamanda ben çağırıyorum seni,
Çağırıyorum işte seni, sizi…
Duacı olursunuz belki,
Hani arife günü kabristana gidilir ya…
Hani kabristanda adı sanı olmayanlara da dua edilir ya,
Belki de duacım olurdunuz,
Çağırıyorum seni, çağırıyorum sizi…
Vuslat-ı Mor
24.10.2012 – 16:25