Korkuluk
Günün yavaş yavaş solar nefesi ,
Son tomurcuk dalda
Son kuş yuvada susar
Ecel gibi çöker gece
Siyah bir kefene sarılır
Ay parlar yürek gibi kabirde
Sayılır saniyeler,
Bir sabahlık zaman vardır mahşere
Ayaklar basar tekrar toprağa
Üveyikler ötüşür,dikenli çalılıklarda
Umud kaskatı kesilir
Gün yarıyken dik yokuşlarda
En çoklar varya en çoklar
En çok sevilenle en çok nefret edilen.
Otururlar
Tam şuramda kucak kucağa.
Azamet nasıl bir şeydir Allah'ım?
Bir bakışla kör eder mi insanı
Ya güvensizlik ?
Ocaksız ev,
Düğmesiz mintan gibidir.
Ortalığa döker,yetim,öksüz yanını..
Unutur mu Allah'ım?
İnsan kendi sesini.
Kaybeder mi ?
Bu lanet olası kelime kıtlığında
Gidenlerin öznesini.
Unutur mu su,?
Unutur mu toprak?
Unutur mu rüzgar?
Ilk cemresini
Allah'ım kaç çeşittir vâveylâ ?
Ağladığımı görmez,kalp atışımı duymazlar
Bir korkuluğum mısır tarlasında
Ürksün diye kargalar
Dadanan koçanlara
Bir el, sıcacık bir el olsa
Sevgiyle basan yüreğime
Bir kıvılcımlık
Yele karşı çelimsiz
Küf kokan yağmurlarda
Razıyım ben kuru samana
Ümit Seyhan
(
Korkuluk başlıklı yazı
Ümit Seyhan tarafından
20.11.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.