İlk kez Haziran ağladım
Sarnıçlar kucaklarında gözyaşı taşırken
Bin yıllık uzaklıkta ki şehirlerden
Ekosu yitik arenada
Kağıttan ölülerden
Şeytan uçurtması yapan bendim
Zeytin ağaçlarından sonra
Sivrilirdi tepe
Kısaldıkça kısalırdı bacaklarım
Bir timsahın gözlerini sağarken
İplik iplik çözülürdü ellerim
Lügat yontan ustalardan
Sıçrayan kıvılcımları
Soyulana kadar derim izlerdim
Batarken güneş
Zincire vurulmuş kızıl başlı köleler
Terini dökerdi kırk iğneli delik deşik
Efsunlanmış gönlüme
Yeşil bir rüya vardı az ötede
Islak yosunlar yurt tutmuştu
Taş kesmiş bedenlerde
Dilini akbabalara kaptıran hatip
Çizdikçe çizerdi
Binlerce çemberi iç içe
Ortasında ben
Hey diye bağırırdım
Heybesinde kömür taşıyan
Elma yanaklı çocuğa
Hey çocuk
Benim için yas deyip yaş tut
Her Haziran bir damlamda
Belki tam düşmez yoluna silüetim
Henüz doğmamış bir kar tanesiyim
Bulutların karnında
Sayarsan bir gün adımlarını
Ne olur, ne olur bana rastla
Masa kurardı kalpazanlar
Atarken umuda yeni bir yama
Nasıl çirkin, nasıl edepsiz,nasıl üvey dururdu
O kadar eski püsküde
Gökyüzünden o mavi parça
#ÜmitSeyhan
(
İlk Kez Haziran Ağladım başlıklı yazı
Ümit Seyhan tarafından
19.10.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.