Avni ile İhsan, gururla birbirlerine bakarak, selam verip dışarı çıkarlar. Aziz Çavuş bir şey söyleyecekmiş gibi duraklar, bir an düşünür, çekingen bir sesle sorar:
“Çaylak kelimesine neden kızıyorsunuz?”
Teğmen dik dik bakarak:
“Alayımıza gönüllü katılanları, eğitimlerine bakmadan kullanıyorsun bir... Morallerini bozuyorsun iki... Kime çaylak dediysen şehit düştü üç... Bir daha bu kelimeyi duymayayım...”
Çavuşun omuzları bir anda çöker, boynunu yana eğer, başını “olur” anlamında sallayıp, dışarı çıkar.
Dışarıda kendisini bekleyen gençlere bakmadan, hızlı adımlarla öne geçip, ikinci siperlere doğru yürümeye başlar. Gençler de ardısıra yürüyüp, konuşmasını beklerler. Sessizlik uzayınca birbirlerine “Ne oluyor?” gibilerinden bakışırlar. Mahmuz şıkırtısının temposu aralarındaki sessizliği bozar sadece. Avni sonunda dayanamayıp, içten bir sesle:
“Canınız neden sıkkın Çavuşum?”
Aziz Çavuş, omuz silkerek yürüyüşünü sürdürür. Avni yanına yaklaşarak, sevimli bir ifadeyle:
“Dün geceki konuşmamız yarım kaldı. Bize 57. Alayı anlatıyordunuz...”
Çavuş bir an sarsılır, sonra bıkkın bir sesle:
“Bugün konuşmak istemiyorum!..”
Avni, “Siz bilirsiniz” diyerek duraklar, İhsan’la yanyana yürümeye başlar. İhsan mimiklerle “aldırma” der. Çavuş temposunu hızlandırınca, onlar da hızlanır. İkinci siperlere yaklaşınca, çavuş yana dönüp düşman atış menzilinden uzaklaşır. Siperin başlangıç yerine ulaşınca seslenir:
“Onbaşı Efe!.. Kedi Efe!.. Neredesin?”
Yirmi metre ilerde, bir anda siperden biri fırlar, yerde dört ayak yürüyerek onlara yaklaşır, hızla yaylanarak karşılarına dikilir. Seri hareket ettiği halde çıt bile çıkarmayışı gençlerin dikkatinden kaçmaz. İri yarı, kumral olduğu halde güneşte esmerleşmiş efe, elâ gözlerini kısarak onları süzer. Saygılı duruşuna karşın başına buyruk bir ses duyulur.
“Buyur komutanım...”
Aziz Çavuş ona dik dik bakarak,
“Teğmenimin emri...” Bir an duraksar, nasıl hitap edeceğini düşünür. Gençleri göstererek:
“Bu Avni, bu da İhsan. Onları sorgu konusunda eğiteceksin. Hazır olduklarında haber vereceksin.” Efe işi elinden alınmış gibi huylanarak sorar.
“Ne o, bu yoğunluk neden?”
Çavuş, soru sorulmasından rahatsız olur. Dik bir sesle:
“Düşman bir halt karıştırabilir. Ne kadar çok bilgi alırsak, o kadar iyi olur.”
Efe utanmış gibi gençlere gülümseyerek, el uzatır.
“Safa geldiniz kızanlar...”
Aziz Çavuş atılarak:
“Onlar kızanın değil, ikisi de Tıbbiyeli... Gönüllü geldiler iki lisan biliyorlar. Onlara çok dikkat et... Seslenirken de ‘Aslan’ diyeceksin!”
Efe gözlerini devirerek:
“Öyle miii? Peki bilgiye bu kadar ihtiyaç varsa, kimleri devşireceğiz? Astları mı, yıldızları mı? Dostça mı, düşmanca mı? Hıı?”
Çavuş “Le havle” çekerek:
“Yıldızları devşirmeye çalış.” Gençleri göstererek:
“Onları devşirmeye katma, sadece sorgu için eğit!”
Kızgın adımlarla geri dönen Çavuşun ardından, Efe hınzırcasına bakar, sonra gençlere döner.
“Bugün tersliği yine üstünde... Ne zaman neşeli oldu ki? Nerelisiniz?”
Avni: “Muğla kökenli İzmirliyim.”
İhsan: “Manisalıyım.”
Efe: “Ben de Aydın Çineliyim. Sipere girelim.” Yere çökerek, kedi gibi yürüyüp sipere yönelir. Gençler de ardısıra sürünerek ilerleyip, sipere atlarlar. Efe ciddi bir sesle:
“Benim asıl görevim gece başlar. Nerede yürürsem yürüyeyim çıt çıkarmam. Eşkıyalıktan kalma bir alışkanlık. Bana Kedi Efe derler.”
İhsan gözlerinin içine bakarak sorar.
“Çok can yaktın mı?”
Efe elini sallayarak:
“Çookk... Ama Allah şahit, çoğu soyguncu, ırz düşmanı ya da gavurdu. Yabancıların şikayeti üzerine idam fermanım çıkarıldı. Savaş başlayınca hemen cepheye koştum. Bu yüzden affı şahaneye uğradım.”
Avni heyecanla:
“Padişah Efendimiz var olsun. Çok iyi yapmış.”
Efe dalgın dalgın:
“Dünyayı saran bu savaştan çıkabilecek mi? Çıkabilecek miyiz? Boş yere yaktılar bizi… Bize ne gavurun savaşından?!”
./..
( Savaş Bitti Mi? Z E Y N E P - 3 başlıklı yazı AytenDirier tarafından 23.03.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu