Nerede Bulmaca Görsem
Gazeteler, ah bu gazeteler, çeşit çeşit, sayfa sayfa, renkli renkli,
kimisi de siyah beyaz. Yine de azdır bizim ülkemizde kişi başına düşen gazete
sayısı, gelişmiş ülkeler ile kıyas edecek olursak. Avrupa'da bizim dışımızda ki
bir çok gelişmiş ülke de kişi başına düşen gazete sayısı bizimkinin neredeyse
iki üç katıdır. Onlar her yerde okurlar. Otobüste, trende, vapurda, durakta
beklerken, mıçarken, kaçarken. Bizimkilerde çoğu zaman bu ulaşım araçlarında
horul horul uyurlar hatta rüya bile görürler. Sabah işe giderken uyanık
olanların hali de belli uyuyanların ki de... Bizim erkek milleti de iş yerinde
patronundan ya da müdüründen fırçayı yeyince, karılarının ve çocuklarının
canına okur akşam eve dönünce,
Ben, gazetelerin en çok bulmaca eklerini severim. Kare bulmaca, çengel bulmaca,
rakam bulmacası, su doku, hiç fark etmez. Nerede bulmaca görsem, paça kasnak
dalar, bulmacaya el ense çekerim. Sırtını da yere getirmeden bulmacayı kimse
elimden alamaz. ''Çöz bizi de sen de kurtul biz de kurtulalım Ahmet Ağabey.''
diyorlarmış gibi gelir sanki bulmacalar bana. Kalemi çantamdan çıkartıp da
elime aldım mı bulmacalar karşımda tir tir titremeye başlasalar da üzmemeye
çalışırım onları. Bu bulmaca işi artık ben de bir hastalık halini aldı desem
yeridir.
İş yerlerinde zaman zaman işimizin olmadığı durumlarda esnaf arkadaşların,
dükkan komşularının dükkanlarını adımlar ziyaret ederim. Ayaküstü sohbet,
muhabbet ederiz. Kimi zaman komşuları çekiştirir, kimi zaman siyaset konuşuruz,
atar tutarız memleket meseleleri hakkında. Politikalar üretiriz kendimize göre,
çok biliyormuş gibi. Hele de esnaf arkadaşın gazetesi var ise o gazetesinin
içinde de bakir, ellenmemiş bir bulmacası varsa, arkadaş ile sohbet ederken,
iki arada bir derede kaş ile göz arasında bulmacasını da çiziktirmeye başlarım.
Kimi esnaf arkadaşlar sesini çıkartmaz, gazetenin bulmacasını karalarken,
kimisi de ''Hop hop birader.'' deyip çözdürmemek için cansiparane bir şekilde
elimden almaya çalışır. O sırada ben ise elimde kalem, kafamda okuduğum
sorular, boş kareleri aldırış etmeden dolduruyorumdur. Soldan sağa üçün ikisi
''Baryumun Simgesi'' cevap hazırdır. Bir bulmaca kurdu için basit bir soru. BA
tabi ki. ''Bir bulmaca kurdu, başka bir bulmaca kurdunu hiç sevmez.'' Bunu da
özlü bir söz olarak araya sıkıştıralım. Efendim, gelelim uzun sorulara, hepsi
kısa değil tabi ki soruların. 17. Yüzyılda yaşamış divan şairi filan fişmekan
diye devam eder gider sorular...
Arkadaşlarımın, komşularımın çoğu, benim bu tedavi olmaz hastalığım, bulmaca
çözme merakına bayağı alıştılar alışmaya da bazen zor durumlara düştüğümde
oluyor, hiç tanımadığım adamların bulmacalarını çözünce. Geçenlerde şehirler
arası otobüste, yanımda oturan arkadaşın Hürriyet Gazetesini aldım bir göz
gezdireyim diye, okurken ufaktan ufaktan iç cebimde de kalem, orta sayfaya
gelmişim. Bulmaca bana bakıyor ben bulmacaya bakıyorum, bir yandan da yanımda
ki gazete sahibine bakıyorum. Herifin göz kapakları hafif iner gibi oldu. Ahmet
durur mu? Gazete elde, kalem elde, şak şak iki dakika da hem kare bulmaca, hem
çengel bulmaca, hem de su doku sizlere ömür. Tüh tüh çok iyi bulmaca idiler
Allah taksiratlarını affetsin, yanda ki gazete sahibi de beni af etsin. Sonra
bir güzel katlarsın gazeteyi ve usulca adamın yan tarafına koyarsın Ahmet.
Velev ki adamda benim gibi bulmaca meraklısı biriyse, daha sonra gazeteyi açıp
da bulmacalarının çözüldüğünü görünce sanırım bana sunturlu küfürler ile
giydirmiştir.
Bazen doktor muayenehanesinde sıra beklerken denk geliyor gazeteler ve bulmacalar.
Yine dayanamıyorum. Elim kaşınıyor, beynim kaşınıyor. Sekreter hanım ismimi
söyleyinceye kadar Allah ne verdiyse, önüme hangi bulmaca geldiyse şakır şakır
hallediyorum. Bilirsiniz bir çoğunuzda, bulmaca çözmek Alzheimer hastalığının
da ortaya çıkmasını geciktiren sebeplerden birisiymiş... Sekreter Hanım o ara
içeriden eski hasta çıkınca ''Buyurun Ahmet Bey sıra siz de.'' demesin mi?
Hayır hayır demesin tabi ki gazetenin çengel bulmacasını çözüyorum şu an da
doktorcuğumun muayenehanesinin bekleme salonunda, iki tane de boş kare kalmış,
doktorum az beklesin yahu! On dakikadır düşündüm düşündüm bulamadım, onları
bulup yerlerine yerleştireyim hemen geliyorum sekreter hanım, hemen geliyorum
doktorcum. Bunun da tedavisi vardır herhalde kulak burun boğazcıdan çıkıp bir
de psikiyatri doktoruna mı gitsem?
(
Nerede Bulmaca Görsem başlıklı yazı
AhmetZeytinci tarafından
28.10.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.