Ya, böyle miydi bu özlü söz, atalarımız böyle mi demişti demeyin hemen. Tabi ki böyle değildi, doğrusunu biliyorsunuz ''Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.'' demişler atalarımız. Şimdi gelelim yoğurdun yiğitleri yere sermesi olayına...
Olay bu işte, gece yatacaksınız, uykunuz bir geliyor bir gidiyor, tam göz kapaklarınız kapanıyor, sonra fal taşı gibi yeniden açılıyor. O zaman ufak bir tasa biraz yoğurt koyuyorsunuz, mışıl mışıl uyuyor ve rüya moduna giriyorsunuz, olmadı da ev de yoğurt yok, onun yerine ayranda olur, ayran dediğiniz şey de yoğurdun sulandırılmışı değil mi aslında...
Orta Asya zamanlarında yoğurdu atalarımız olan Türklerin bulduğu söylenir. O nedenle bir çok dilde de adı yoğurt olarak geçer... Ama işte aklıma takılıp durur o ilk yoğurdu nasıl mayaladılar? Belki de tabiat olayı olarak kendi kendine mayalanmış da olabilir...
Tamam, anladık yiğitlerin yoğurt yiyişleri farklı olabilir, yiğitten yiğide değişir bu durum. Ama eskiden bir çeşit, sade yoğurt varmış. Oysa şimdilerde öyle mi, çeşit çeşit yoğurt var. Yoğurt tatlısı, yoğurt çorbası bile var, meyveli yoğurt var. Hadi o yiğitler şimdilerde sürekli meyveli yoğurt yiyorlarsa, o zaman da ''Her yiğidin meyveli bir yoğurt yiyişi var.'' diye de bir atasözümüz olabilir belki, öyle aklıma geldi işte birdenbire...
Siz siz olun, düzenli olarak yoğurt ve ayran tüketin, hatta çocuklarınızı da alıştırın derim. Yoğurt ve ayran kadar insana faydalı bir besin var mı? O zaman ne yapıyoruz yoğurt ve ayranın üretimine en büyük katkısı olan inek ve koyun dostlarımıza da teşekkür ediyoruz.
Tabi ki ana maddesi süt, yoğurdun. Atalarımızda ''Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.'' der. İnşallah sizlerin sütten ağzı yanmazda, yoğurdu üfleyerek yemek durumunda kalmazsınız... İçin ayranınızı ya da yiyin yoğurdunuzu, vurun kafayı yatın, sonra da renkli sinemaskop rüya moduna girin, hayat size de bana da güzel olsun...