Öyle ya sen yanmasan ben yanmasam biz yanmasak eczaneler batar billahi... Yat güneşin altında hem de tam öğlen saatinde üç saat beş saat, omuzların, sırtın, göğsün yansın, sonrada koş eczaneden yanık kremi al, sırtına, yüzüne göğsüne her yerine boca et. Sabaha kadar inle, yatakta bir o yana bir bu yana dön dur.
Bende yanmayayım, sen de yanma, o da yanmasın, kimseler yanmasın neticede... Öğle saatinde çıkmayın kardeşim güneşe. Sabahın erken saatinde bir de akşamın geç saatinde girin denize filan girecekseniz eğer... Tamam anladık sen ben biz yanmazsak krem üreten firmalarda iflas miflas eder filan diyorsanız, demeyin, etmezler...
Küçük çocuklarınızı, hele de bebeklerinizi sobalardan, yanıcı aletlerden uzak tutun. Gözleriniz onun üzerinde olsun. İllaki yanmak ya da birilerini yakmak istiyorsanız sevdikleriniz için yanın tutuşun. Vatanınız için sevgi ile aşk ile yanın tutuşun... İşte o zaman o şiirin dizeleri gelsin aklınıza ''Sen yanmasan ben yanmasan biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa'' Nazım Hikmet...
Bir de şu zibidilere, telefon dolandırıcılarına dikkat edin de yanmayın. Bu işler çok ayyuka çıktığı halde, bu işlerden haberi olmayan saf vatandaşlarımızı az da olsa alçakça kandırıp yıllardır elde ettikleri birikimlerini bir şekilde iç ediyorlar. Bir on sene kadar oluyor bu işler ortaya çıkalı, aman dikkat, aman!
Bugün dünyanın bir çok yerinde zulme ve zalimlere baş kaldırmış binlerce yüz binlerce insan özgürlük mücadelesi ve vatanları için canlarından oluyorlar. Çocuklar, kadınlar, insanlar yanıyorlar yangınlar en kolay su ile söndürülür... Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed sav. de "Canı yanan sabretsin, canı yakan da yanacağı günü beklesin." demiştir. ''Yanmak da güzeldir eğer seni yakan senin için çok değerliyse.'' demiş bir düşünürde...