Boşu Görünce Aldanma!
Yazacağım sanılmasın bir öyküde
Söylediklerim sanılmasın bir türküde
Ne kervan geçti yolumda ne bir seven
Issız başıma ömrüm gelip böyle geçti de
Anlattım kendimi böylesine sokaklara
Sokak benle ağladı anlattım yağmurlara
Toprakla yere yağdı acılarım yapraklara
Issız başıma ömrüm gelip böyle geçti de
Anladım ki hakkın sadıkların bu imtihanı
İlim akla hakimdir sarar elbet bu cihanı
Hiçbir yolu yoktur sabırsız yok dermanın
Aşkı buldu ömrüm aşkı gönülde terk etme
Hayal ilminin sahipleri biz yazan şairleriz
Doğru hak sözle hayalle cenneti isteriz
İstemekle kalmaz cümlesine şiirle gel deriz
Aşkı buldu ömrüm aşkı gönülde bekletme
Ruhun manasını kelamla keşifle söyleriz
Gece gündüz içindeyiz uykuyu hiç ederiz
Buna ilm-i işaret denilir yolunda
gideriz
Kalbi sözle söyleriz size
doğru geliriz
Aşkı buldu ömrüm aşkı sözü eksiltme
Rabbim her an benimle sessiz değilim
Aşkın nuru yağdı gönlüme yârsız değilim
Aşkla geçti ömrüm aşkı gönülde eksiltme
Kul Mehmet’im boşu görünce aldanma
Boşu dolduran Mevla’dır sen ağlama
Kara gün gelir geçer yıkık duvara yaslanma
Aşkla geçti ömrüm aşkı gönülde eksik etme
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
İlm-i işaret: (işaret ilmi}
sufilere mahsus bir ilimdir. Kalbin müşahedesini ve ruhun keşfini gerçek
manasıyla sözle ifade etmek imkânsız olduğu için bu ilme 'ilm-i keliim
"ilm-i işaret" denilmiştir. Söz konusu hususlar vuslat ve vech
halleriyle bilinir. Bunun ne olduğunu, tasavvufi halleri yaşayan ve bu ilm e
ait makamlara ulaşanlardan başkası bilemez... Büyük sufi şairlerden biri,
{Kelabazi'nin Ta'arrufunda da geçen bir şiirinde şöyle der:
Şekline takılanlar kelimelerin
bir şey sorduklarında bize
Cevabımız işaret olur onlara ancak
Rumuzlarla işaret ederiz manaya
Güçleştiririz anlaşılmasını
Yetersiz kalır kelimeler manayı
anlatmaya
Oysa biz görürüz sevinçle
O işaretteki manayı
Mana gösterir bize kendisini
Her parçanda ondan bir iz görürsün
Hallerin elinde esirdir sözler
Hüsranda kalanlar gibi elinde ariflerin
(Nefehiit, 22)