Mircea Eliade isminden bahsetmiştik, bu kişi ilginçtir ki Amerika’ya gidince yemeden içmeden kesilmiş tabiri caizse, işi gücü herşeyi bırakmış ve ısrarla eski Türk felsefesinin çok tanrılı olduğunu yazıp çizmiştir. 


Yazdığı zaman için bir kıymeti harbiyesi yoktu fakat bugün için var.


Bir örnek vermeye çalışayım çalışma yöntemlerini anlatabilmek için; büyük güçler nabzı tutar gibi moda olacak birşeyi daha hissettikleri an yahut ta hazirlamak istedikleri an, hemen o moda olacak olan her ne ise, lüzum olan her ne ise, onu yıkıp yoketmek adına, aslından saptıracak ve milletin peçete gibi kullanıp atmasını sağlamaya çalışır, yıpratır, kirletir, eskitir ve istediği yöne evirir çevirir.


Mesela son 8-10 yıldır tarihi romanlar, diziler, filmler moda olurken, daha siz kıpırdayamadan birileri hemen yalan yanlış, kafalarına göre subaşını tutuverdiler. Son 10 yıldır bir elin parmağını geçmeyecek sayıda doğru yapıtlar üretilmiştir ki onlar da muhakkak geniş kitlelere ulaşamamıştır, yetersiz reklam, yetersiz bütçe vesaire gibi sebeplerden.


Daha Türk tarihçileri bu konuyu araştıramadan işte Mircea Eliade gibi özel misyon yüklenmiş kişiye yazdırıldığı söylenen kitaplar ve sözüm ona makalelerle Türk’ler kendi atalarına yan bakar gibi, onlardan utanır gibi yahutta tasvip dahi edemez bir algı oluşturuldu.


Ortalama bir islamcı kişi bugün atalarımıza cahiliye dönemi yaşamış gibi bir bakışla böyle düşünme cüretinde bulunabilir hale getirildi, öyle ya sanki Ortadoğu’daki islam öncesi cahiliye sapıklıklarına, sapkınlıklarına, hunharlıklarına biz Türkler imza atmışız gibi. Atmadık.


Eski Türkleri çok tanrılı göstererek oluşturulan algı, dünlerde cahildiniz, barbardınız, neye inandığınız belli değildi, farslar gibi, Hindular gibi, Yunanlar gibi Araplar gibi çok tanrılı ne idüğü belirsizdiniz, islam olunca insan oldunuz der gibiler.


Milattan asırlarca evvel biz kadın sultan seçip devlet yönetirken, aynı dönemde Ortadoğu’da öz kızıyla evlenen kral bile görüldü.


İslam öncesi Türk’ler toplumsal huzur refah dayanışma gibi sayısız ahlaki hasletler ile doluydu, yani cahiliye dönemi denilen dönem Türkler için geçerli değildir.


Cahiliye dönemi gibi bir utanılacak dönem yaşamadığımız gibi asla çok tanrıların olduğu bir inancımız da olmadı, eski Türk inancı sadece ve sadece Tanrı’ya inanmaktan ibaret idi, dini yükümlülüklerin olmadığını ilk bölümde anlatmıştım.


Peki cahiliye dönemi yaşamadı ise eski Türkler, varolan güzel hasletleri nereye bağlayabiliriz. Bu sorunun cevabı Türk Türesi, Türk Töresidir.


Töre yazılı olmayan yasalar, değerler ve hertürlü olay karşısında gelenek haline getirilmiş olan, temelini kendinden evvelinden alan tecrübelerle oluşturulmuş nizamdır.


Eski Türklerin çok tanrılıymış gibi Mircea Eliade gibilerin maşalığında gösterilmiş olması, bugün doğan her Türk nesile ister istemez verilen mesaj, sanki sadece 1000 yıldır kayda değeriz ondan evveli karanlık bir dönem gibi algılanması sağlanıp, Türk evladının özgüveni ve ezelden beridir Türk’ün içinde olan, yaratılıştan itibaren Türk’e bahşedilmiş manevi gücün kırılmasına sebep olmaktadır.


Halbuki Türkler islam evveli kendilerini Tanrı’nın gazabı, Kırbacı, Ordusu, kılıcı gibi bir kökten varolan inanç ile varolagelmişlerdir.


Tengricilik Türklerin ilk yaratıldığında Allah’ın ruhlara kendi ruhundan da katarak yarattığı günden ta ki hangileri olduğu bilinmese de Kuran’dan anladığımız kadarıyla, sünnette de ifade edildiği şekilde kendilerine gönderilmiş peygamber veya peygamberlerin ışığında hep tek Tanrı’ya inanagelmiş, insanı sevmiş, doğayı sevmiş, hayvanı sevmiş ve hep ilahi bir emir beklemişlerdir.


Bay Ülgen sadece bir mitolojik kahramandır, Kayrahan sadece bir destandır, Umay ana sadece bir mitolojik destanın betimleme ve tasviridir.


Türk evladına insan ilk yaratıldığından beri Türk’lerin hak yoldan topluluk olarak çıkmadıklarını, varsa yanlışların daima münferit olduğunu, bu bağlamda ister ezelden beri zaten müslümandık yahutta öyle isimlendirilmese bile en azından ezelden beri tek Tanrı’ya inanageldiğimizi temel bir ders gibi anlatıp aşılamak gereğine inanıyorum.

( Eski Türk İnancı Nedir Ne Değildire Dair 2.bölüm başlıklı yazı Alp.Aldatmaz tarafından 24.02.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.