Arkadaşlar yeni bir ortak şiir çalışmasına ne dersiniz?

 Şekil 7+7 ve serbest beyitler olacak, yani her beyit kendi arasında kafiyeli. Mübalağa sanatı uygulanacak. Konumuz ayrılık olsun, ayrılıktan dolayı, kavuşmak için yaşanması imkânsız duygularınız yer alsın. Konu dışına taşan, mübalağa sanatını içermeyen, kafiyeleri hatalı olan paylaşımlarınızı almayacağım.

 **********************

Mübalağa (Abartma): Bir özelliğin ya da durumun olduğundan daha çok gösterilmesidir.

Abartmanın oluşması için, söz konusu özelliğin, mantığın sınırlarını zorlayacak biçimde büyütülmesi veya küçültülmesi gerekir. Böylece mecaz da oluşur.

 

Birkaç örnek:

"Derdimi döksem ben Karadeniz’e
Kırım sahillerini sel tufan alır."
**** 

"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ"
 ****
"Ölüm indirmede gökler ölü püskürmede yer

**********************************

Tek bir örnekle konuyu anlatamayacağım için tanımadığınız arkadaşların dizelerini de örneklemiştim ama rahatsız olanlar varsa kendim yazarım dedim. Düşünülmeden yazılmış olsa da örnekler benden.

Dikkatinizi çekerim MÜBALAĞA- ABARTMA- TEZVİR - ŞİŞİRME etkin olacak. Haydi bir daha deneyelim. 

Sen gittin ya yanımdan dağlar yandı ahından
Geceler güne küstü ayrıldı sabahından………………………..Afet kırat

Neredesin diyerek kuşlara sordum haber
Kapında beklemekten ağaç oldum birader.
 
Gölgen ile soğudu hasretle yanan bağrım
Yerde ölüler ürktü duyulmadı mı çağrım
 
Yüz bin kere söyledim kalbimi yakma diye
Hasretin çivisini alnıma çakma diye
 
Hayalini unuttum üflesem uçacaksın
Karıncaya tutunup dağlara kaçacaksın
 

 
 
Arkadaşlar ilginiz ve katılımlarınız için çok teşekkür ederim. Hece şiiri sadece kafiye durak ve hece sayısıyla yazılınca şiir olmaz, edebi sanatları da kullanmak gerekir. Bu gün şiire en çok yakışan sanatlardan birisi MÜBALAĞA sanatını işledik. Diyen olursa bir başka Edebi sanat, açıklama, örnek ve katılımlarınızla devam ederiz.
---------------------------------------------------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------------------------------------------------

Zülfün teli bin altın yârim kurbanım sana

Sarraflar etmez demiş el bassınlar kurana.   Yahya Koza

 

---- Zülfün teli bin altın---- tek saç telinin bin altın değerinde olduğunu söyleyerek mübalağa sanatı kullanılmış.

 

Güneşi fırlatırım yerleştirip bir yaya...

Askım vuslat bulunca gönlüm döner bir aya...  Alp Aldatmaz

 

--- Güneşi fırlatırım yerleştirip bir yaya... Güçlü bir mübalağa…

 

 

Jilet kesti yüreği kanar durur kesilmez

Irmağa dönüşse de yaramı kimse bilmez… Türkmenoğlu

 

----- Jilet kesti yüreği--- kalp derinin üstünde olmadığı için kabul edilebilir.

 

Sensiz akort tutar mı, kalbimin tamburası

Mızrap kırık, tel kopuk, sanat mı (?), tam burası

 

Fesatsız paylaşıma örnek ortam burası

Saçmalar ayrı düşen, kanadıkça yarası… Gökdeniz

 

--- kalbimin tamburası--- güzel bir imge ama mübalağa yok.

 

Hasretini doldurdum bir dünyanın içine

Düşmez karıncanın sırtına sürdüm reçine Gökhasret

 

---- 2. Dizede durak hatası var mübalağalı anlatım da var.

 

 

 

Ne gönlümde vefa var, ne başımdaki çile

Çile dediğin ne ki çektiklerim hep hile..  kemaldoganay

--- anlam açısından da mübalağa olarak da çalışılması gerek.

 

 

Yüreğine sığmadı , bir beden büyük aşkım

Ayrılık acısını ateş den gömlek sandım…SİLGİSİZce

 

--- Güzel bir beyit ama mübalağa belirsiz gibi…

 

Gülizarın gülleri usanır mı bülbülden

Sende bir gün düşersin taht kurduğun gönülden… Harun Yıldırım

 

---- Güzel bir beyit ama konumuz dışında

 

 

Körelmiş beyin ile, ormanları keselim

Yeşil rüya sarihtir, ne bilsin aklı selim. Mihman

 

--- Körelmiş beyin balta gibi görülmüş güzel bir benzetme bu ayrı bir konu.

 

Mikroskobun camından görüyorum ben seni

Tanrı kadar büyüktün niçin terk ettin beni.   Seddarbaba

 

---  en büyük kadardın şimdi mikroskopla görebileceğim kadar küçüldün. Çok başarılı…

 

 

 

Bir cananın uğruna dağlar,denizler aştım

Ayı yanıma alıp yıldızlarla güreştim… NURİ BAŞ

 

---- Ayı yanıma alıp yıldızlarla güreştim, hem mübalağa hem de daha sonra bahsedeceğimiz sanat var.


Vuslatından bıkmadan, seller gibi akardım,
Önümde ki dağları, yumruğumla yıkardım...

Nasıl da sefil etti, aht etmiştim her ana,
Delirdim hasretinden, kurşun zıktım zamana...

Dedim ki ol Adem'in, derdine yoktur çare,
Halimiz öyle yaman, Mecnun'dan da biçare... Adem Efiloğlu


Vuslatından bıkmadan, seller gibi akardım, Önümde ki dağları, yumruğumla yıkardım... Adem Efiloğlu ------ yumrukla dağ yıkmak olası değil, yumruk gibi güçlü mübalağa… 

Nasıl da sefil etti, aht etmiştim her ana, Delirdim hasretinden, kurşun sıktım zamana... Adem Efiloğlu --------zamana kurşun sıkmak da olası olmadığı için bu sanata dahil edilebilir. 

 

Bu bir yarışma değil, sadece çalışma, darılmaca gücenmece olmasın, bilgim dahilinde değerlendirip anlatmaya çalıştım.

 

Ne dersiniz bir dahaki sefere HÜSN-Ü TALİL sanatını ( şiirde kullanılacak en güzel sanat) deneyelim mi?


( Mübalağa- Ortak Çalışma başlıklı yazı Afet Kırat tarafından 16.03.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.