Mübalağa (Abartma): Bir özelliğin ya da durumun olduğundan daha çok gösterilmesidir.
Abartmanın
oluşması için, söz konusu özelliğin, mantığın sınırlarını zorlayacak biçimde
büyütülmesi veya küçültülmesi gerekir. Böylece mecaz da oluşur.
Birkaç
örnek:
**********************************
Zülfün teli bin altın yârim kurbanım sana
Sarraflar etmez demiş el bassınlar kurana. Yahya Koza
----
Zülfün teli bin altın---- tek saç telinin bin altın değerinde olduğunu
söyleyerek mübalağa sanatı kullanılmış.
Güneşi fırlatırım yerleştirip bir yaya...
Askım vuslat bulunca gönlüm döner bir aya... Alp Aldatmaz
---
Güneşi fırlatırım yerleştirip bir yaya... Güçlü bir mübalağa…
Jilet kesti yüreği kanar durur kesilmez
Irmağa dönüşse de yaramı kimse bilmez… Türkmenoğlu
-----
Jilet kesti yüreği--- kalp derinin üstünde olmadığı için kabul edilebilir.
Sensiz akort tutar mı, kalbimin tamburası
Mızrap kırık, tel kopuk, sanat mı (?), tam burası
Fesatsız paylaşıma örnek ortam burası
Saçmalar ayrı düşen, kanadıkça yarası… Gökdeniz
---
kalbimin tamburası--- güzel bir imge ama mübalağa yok.
Hasretini doldurdum bir dünyanın içine
Düşmez karıncanın sırtına sürdüm reçine Gökhasret
---- 2. Dizede durak hatası var mübalağalı anlatım da
var.
Ne gönlümde vefa var, ne başımdaki çile
Çile dediğin ne ki çektiklerim hep hile.. kemaldoganay
---
anlam açısından da mübalağa olarak da çalışılması gerek.
Yüreğine sığmadı , bir beden büyük aşkım
Ayrılık acısını ateş den gömlek sandım…SİLGİSİZce
---
Güzel bir beyit ama mübalağa belirsiz gibi…
Gülizarın gülleri usanır mı bülbülden
Sende bir gün düşersin taht kurduğun gönülden… Harun Yıldırım
----
Güzel bir beyit ama konumuz dışında
Körelmiş beyin ile, ormanları keselim
Yeşil rüya sarihtir, ne bilsin aklı selim. Mihman
---
Körelmiş beyin balta gibi görülmüş güzel bir benzetme bu ayrı bir konu.
Mikroskobun camından görüyorum ben seni
Tanrı kadar büyüktün niçin terk ettin beni. Seddarbaba
---
en büyük kadardın şimdi mikroskopla
görebileceğim kadar küçüldün. Çok başarılı…
Bir cananın uğruna dağlar,denizler aştım
Ayı yanıma alıp yıldızlarla güreştim… NURİ BAŞ
----
Ayı yanıma alıp yıldızlarla güreştim, hem mübalağa hem de daha sonra
bahsedeceğimiz sanat var.
Vuslatından bıkmadan, seller gibi akardım,
Önümde ki dağları, yumruğumla yıkardım...
Nasıl da sefil etti, aht etmiştim her ana,
Delirdim hasretinden, kurşun zıktım zamana...
Dedim ki ol Adem'in, derdine yoktur çare,
Halimiz öyle yaman, Mecnun'dan da biçare... Adem Efiloğlu
Vuslatından bıkmadan, seller gibi akardım, Önümde ki dağları, yumruğumla yıkardım... Adem Efiloğlu ------ yumrukla dağ yıkmak olası değil, yumruk gibi güçlü mübalağa…
Nasıl da sefil etti, aht etmiştim her ana, Delirdim hasretinden, kurşun sıktım zamana... Adem Efiloğlu --------zamana kurşun sıkmak da olası olmadığı için bu sanata dahil edilebilir.
Bu
bir yarışma değil, sadece çalışma, darılmaca gücenmece olmasın, bilgim
dahilinde değerlendirip anlatmaya çalıştım.
Ne
dersiniz bir dahaki sefere HÜSN-Ü TALİL sanatını ( şiirde kullanılacak en güzel
sanat) deneyelim mi?