Yıllar önce bir yabancı dizi vardı televizyonlarda. Benim gibi orta yaşlılar hatırlar Emret Bakanım dizisini. O diziden bir konuşma yıllardır çıkmaz aklımdan:

Göreve yeni atanan bakan soruyordu müsteşarına: “Gelişmekte olan ülke ne demek?” Müsteşarın cevabı ilginçti: “Efendim, biz geri kalmış ülkelere kendilerini iyi hissetsinler, rencide olmasınlar diye geri kalmış ülke yerine gelişmekte olan ülke deriz.”

Ben bildim bileli biz “Gelişmekte olan bir ülke”yiz. Gelişmekte olan ülkelerde insanlar geleceklerini sağlamak amacıyla sınavlara girmek zorundadır. Üretimin olmadığı, doğalgazından, petrolünden, teknolojisinden, toplu iğnesine kadar her şeyini dışarıdan almaya hevesli ve Çin’in ucuz ve adi ürünler pazarı olmuş ülkemizde; üretime yönelik fabrikalar açmak yerine tüketime yönelik alışveriş merkezleri açtığımız ve insanımızı üretmeden tüketime alıştırdığımız müddetçe çocuklarımız daha nice sınava girecek.

SBS, YGS, LYS, KPSS, ALS, ALES, vs, vs.

Sınavların en erkeni olan YGS’yi geride bıraktık. Bir buçuk milyonun üzerinde öğrenci girdi bu sınava. Ne kadar yakınsak da ülkemizin gerçeği olan sınavlarda çocuklarımızın başarılı olmaktan başka çareleri yok. Bir üniversite kazanmak yeterli değil şimdi. Herkesi üniversiteli yapmak sevdasıyla her şehre, ilçeye bir üniversite açtık ve yükseköğretimde kaliteyi ayaklar altına aldık.

İyi bir gelecek isteyen öğrenci daha çok çalışmak ve kaliteli üniversiteler girmek zorunda. Bilinçli bir şekilde çalışan ve kendine hedef belirleyen öğrenci sınavda istediği başarıyı sergiliyor. Ancak her şeyde hazıra alıştırdığımız yeni neslimizin gençliğin verdiği şaşkınlıkla aklı bir karış havada olanları bu sınavlarda hayallerini gerçekleştiremiyorlar. Bilirsiniz ki sadece hayal etmekle hayal ettiği için mücadele etmek arasında büyük bir fark var.

Daha önce tek sınav sisteminde haziranda sınava giren öğrenci “Ah, keşke aklım bir karış havada gezmesem, işi sıkı tutsaydım da bir okul kazansaydım.” gibi yakınmalarla çıkıyordu karşımıza. Bu tür öğrenciler için yeni sınav sistemi bana göre daha iyi oldu; çünkü eski sistemde iş işten geçtiği için çare yoktu. Alın size ikinci bir fırsat. Nisandaki YGS’de gerçeğin tokadını yediniz mi size iki aylık bir fırsat daha sunuluyor.

Artık keşke demenize gerek yok. İki ayı iyi değerlendirin, çalışın ve kazanın.

Öğrencilerin ders çalışmasını engelleyen en büyük etken cep telefonlarıdır. Velilere ve öğrencilere tavsiyem şu iki aylık süre içinde cep telefonlarından kurtulun. Cep telefonları olmadan hayat olmazmış gibi davranmayı bırakmalıyız artık.


( Ygs Sonrası başlıklı yazı M. Kuvancı tarafından 11.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu