Güzellik Dediğin Demden Devrana 3

Sözün itibarı değeri ve özüyle iyilik GÜZELLLİK dediğin hiç bir şey, kendi toprak damar kimya emek zahmet azim ısrar bağışıklık kök ve kaynaklarından olmadıkça her hangi yol kol damar ve dümenden olursa olsun şarlatanların ve sahtekarların sadece gösterişi ve görünüşü doyurup kandırdığı pırıl pırıl yüzeyselliği parlatıp cilalayarak tezgaha koyduğu her ne olursa olsun her gün kendi ölümünü yaşatmaktan öte ne ömrü vardır, ne ne zerafeti, kıymeti, ne değeri, ne coşkusu, ne hissi, ne sağlamlığı ne de devamlılığı.



Kimlikler ve inançlar üzerinden kendi şahsi çıkarının soygun sömürü talan yoğunluklu menfaat güdümüne uygun ve özel hakkını hukukunu ayrıcalığını iltimasını ve imtiyazını kotarıp kollayan dümen, tezgah istismar yöntem yordamlarıyla ; her konuda tartışmasız itaatlere üstün seçkin olduklarını tanrılaştırarak asıl kundaklayanların bizzat kendileri olanlar; dönek kaypak karakterinde olan kimliksizliği ve inançsızlığı ayarlayıp uyuşturdukları toplumsal bozguna formatlamanın tetikleyici kaynak sebeplisi olurlar.



Her türlü ilkesiz tutarsız güvensiz ve itibarsızlığı yol yordam bilerek şahsi menfaati uğruna özünde sözünde ilgisinde iletişiminde hiç bir kişilik karakter sağlamlığı göstermeksizin işine nasıl gelirse onunla işbirliği edip ortaklık ittifakı kuran en başta siyaset, toplununu kendine özendirip özelleştirdi.



Bütün çıkar ortaklarıyla ülkeyi toplumu devleti yasamayı yargıyı ve yürütmeyi sınırsız sorgusuz hak hukuk ve yetkiyle donatarak her türkü yağma yıkım hükümranlığını seçkin güruh ve kişi keyfiyetine meşrulaştıran Referandumlu Bop Başkanlaştırma sıralarındaki ‘ evet -hayır ‘ ve ‘ tamam mı devam mı ‘ resmileştirip zirveye taşındı bu özü esasıyla yağma yıkımlar silsilesi olan sabıkalı cürüm .



Hayatın can alıcı veya kaynak sağlayıcı zıtların birliği yaşam döngüsü temelinde, tüm yaşam zorluk ve çelişkilerinin akıl fikir duygu düşünce idrak algı his yol bilgi beceri tepki ve duyarlılığı sayesinde üstesinden gelerek sürdürülebilir bağışıklıklar kazanmış olmanın sevincini dışa vurmasıdır; beslenme barınma güvenlik aidiyet gibilerden sonra tüm canlılarda olduğu gibi insanın da mutluluğunu çeşitlendiren iç açıcı, huzur verici ve gönül zengin edici ilgiye iletişime sevgiye neleye saygıya hukuka bilgiye özgürlüğe pozitif refleksler uyandırarak kültür sanata ayıracak açık kalplilikte yerinin yurdunun olması.



Çünkü mutluluk paydası ve yaşam canlılığına dair duyulan ilgi yahut sönüp kararan kayıtsızlık, itibar edilen heves ve huzura dair ne denli samimi, tutarlı, özverili, dayanıklı, sağlıklı, dirençli, kararlı , özgür, özgün ve sağlam emekler sarfedip gayretler gütmeye ısrarcı olup olmamakla ilişkilidir.



Gününü havasını dengini demini ve devranını bulunca dünyanın sunduğu zenginliklere doymuş kanmış ceylanların kabına sığmaz çocuklaşan sevinç belirtileri hep buradan kaynaklanır.



Dallarını bahçelerini ve dağlarını çalçiçeklerle süsleyip boyayan bahar da, toprak da, insan da hepsinin tıpkısına aynısıdır. Diğer taraftan bütün kötümser halleri bünyesinde yutarak biriktiren moloz hal ve gidişlerse, baskılandığı yıkım ve tahribat bindiren imha yükünü taşıyamaz duruma gelince eninde sonunda tıkanır, kokuşur, çürür, depreşir, azar,siner , donuklaşır, pörsür, kudurur ve canlılığını yitirmeye yığılıp çölleştikçe hiç bir ezen üzen etkiye tepki vermeyecek şekilde bütün duyarlı reflekslerini yitirerek hem kendinden, hem toplumundan, hem de yaşadığı dünyasından ilgisini bağını koparır. Böylelikle ilim bilim sağlık huzur onur güven mutluluk sevgi saygı sanat kültür insan değerliliğini üretip paylaşmak yerine; kendini lime lime terkederek -hiç bir hayati ihtiyacı karşılanmayan ve kendini aciz zavallı ahmak yurduna koyanların - istismar algılarına alışıp kanıksadığı soygun vurgun yağma taciz ve talancıların her türlü rezil ve muhtaçlığı dayattığı kulluk köleliğe sevk ve idare tayin olunur.



Unun tam tersindeyse kendini yıkık yapmalanmış yoksul ören viranlarda bulan ve hisseden hiçkimseye doğru dürüst kalmayı anlatamayacağın gibi , kuşatan haksız hukuksuz sarmal cinnetinde hiç bir temel ihtiyaçları giderilmemiş kaygıyı karamsarlığı besleyen ve büyüten işsiz mutsuz güvencesizlerle kundaklayıp kamçılayan olumsuzlukların boğduğu ve baskıladığı bozgun dolaşımında simsiyahlıktan başka hiç bir şey göremeyip, değerlerine kayıtsız alıştırıldığı özenti bağımlılıklarının kendini tanımayacak kadar onursuz değişim dönüşüm itibarsızlığına yabancılaşır ve yozlaşır insan.



İşte tam da bu toplumsal kuraklık kesat kabız çorak ören ve kesişim noktalarında, Türkiye Cumhuriyeti değer ve birikimlerini yağmalayıp yıkması için yapılıp projelendirilen BOP; görevlendirildiği hiç bir siparişi erteye tehire koyup aksatmaksızın Oniki Eylül ile her türlü soyguna harama işgale vurguna baskıya kanunsuzluğa hukuksuzluğa meşruluk ve resmiyet kazandırarak sanal soyut ve sahtekarlığın her türlü hazır tüketimini zorlayan sınırsız sorgusuz hortumculuğuna - ortak çıkar bünyesinde medya mafya banka borsa tarikat holding akademisyen tacir tüccar ve toplumuna rol modelciliği edecek kaypak oynak sicil ve kimya bozukluğundaki tüm topyekün siyasi fırıldaklıkları barındırdığı- çullayıp çöreklendirildi.

 

Bütçeyi hazineyi soygun vurgun rant ve yağmalara tam takır ederek; her gün artan sayısı milyonların üstüne milyonlar ekleyen işsizlik dengesizlik istikrarsızlık yokluk güvensizlik zemininde sürekli korku kaygı şiddet mutsuzluk doyumsuzluk ve lüks tüketim çılgınlığı üretip çoğaltan asimetrik bozgun ve çelişkileriyle, en çok kendisinden çözüm beklenip umut bağlanan siyaset; her türlü istismara tıkanıp kalan şirket sahibi olduklarını beton yapım yönetim çarpıklığı servet mülk kaçağında tıkandığı yeri hayal satıp bölünerek tohumlamakta .



Havanın geliş gidişatı zifir zıkkım, ithal yoğunluklu hazır tüketimciliği dayatan alım satım süper markalaşma ve marketleşme pazar- piyasasında , günü gündemi hiç değişmeyen dert yığınaklı sorun biriktiren Bop raf ömrüne mahsus yalan ve talandan başka çevrim çarkının olmadığı onu yaptık bunu becerdik hamasetiyle acziyetini kanıksamış toplumsal teslimiyete çözümsüzlüğü kabullenen kafa karışıklığı tüccarlayarak ; daldan dala, ipten ipe , şekilden şekile -tükürsen yağmur sananların udsuz ilkesiz ihtiyatsız şahsi çıkarlarını önceleyen fırıldak dönüşleriyle - din istismarı yaparak dinsizliği, kültür ve kimlik istismarı yaparak sanatsız edebiyatsız kimliksizliği yozlaştırıp yerleşik tüketim piyasasının bop katkılı hormon ürün çeşidine dönüştürdükleri,göstermelik palavra davranışlarda bin türlü ittifak ve işbirliği tezgahına oynayıp dönüyor istismar manevralı cümleten siyaset.



Tam da bu kurak çorak ve kabız noktada sosyal siyasal kültürel her bakımdan ve her yönden tüm duyarlı ilgili cesaret birikim tepki aidiyet ve becerilerini yitirmiş kaybetmiş; ve soyanın sömürenin her özenti buyruğuna ve tüketim çılgınlaştırmasına tapınacak derecede sorunsuz teklifsiz itaatkar Bop Toplum Mühendisliğiyle gelinen ikinin yirmi üç takviminde, miladının kendine kuyrukçuluk edenler dışında herkese bıkkınlık verecek derecede ve katlanılmaz değişimi kaçınılmaz miladının dolduğunu anlayan Akepe’ nin yan kenar kısmında Kürt- İslam devleti kurma heveslisi ve Bop Ilımlı İslamcılığı’ nın esas kadro yedek figüranı Hizbulcu Hüdapar sıralanıp hizaya girerken diğer kaçak çarpık kafa kol boşluğuna kendini Mesih rolünde oynattıran James Bond din istismarcılığının pop korn kızlarıyla şıkır fıkır hareketli dümbekli Mouşallllllah, mouuuuşaalllah çektirterek dönüp kıvıran Adnan Okyar‘ ından acayip akıl fikir aldığını her fırsatta dillendirip dillendirip siyasi makaraya takan Yeni Refah’ çı Fatih Erbakan almış yürümüş vesselam.

 

Akabinde tayinde ‘ baktık inceledik ittifaklaştığımız ortaklıktan yana bir arıza, bir kusur, bir pürüz, bir terslik, bir mahsur, bir sakat, bir olumsuz durum vaziyet görmedik; Hüdapar Hizbul’ un sicil karinesi tertemiz’ diyerek ; Türklüğü , Türkiye, yi, Türkçe’ yi ve Türkiye Cumhuriyeti’ ni yağma yıkım hedefinde tutanlarla aynı safta Bop Şovalyeciliği’ nin kendinden beklenen icap gereğini yerine getirmiş MEHEPE.

 

Öteki taraftaysa kendine uygun arabesk dizicilerinin ve proleter bıyıklılarıının BOP siyasi galasında Kulkanışa ELVERİŞLİ SOL maskara matrağının ‘ kürt meselesi’ bozuk pilağına takılmış kalmışları ipoteğine çöküp çullanan PEKAKA kiralik katilliği temsilcisi HEDEPE, ufak bşr değişiklikle SOL - YEŞİL koltuk deynekçiliği üzerinden bindirme hamleleri yaparak siyasi istismar trafik ihalesiyle her zaman olduğu gibi ve hiç kimseyi kesinlikle şaşırtmayacak şekilde, Kürt Devleti koparma piyasasında bulunmanın alttan alta ittifak pazarlığını pişirip koparmış.

 

Her halükarda kesinliği tartışma götürmez kaçınılmazlıkla olan biten bir şey var ki , her yıkım yağma enkazında şahsi çıkarlar keyfiyeti hortumlamalarında tğkenen tıkanan hak hukuk ilim bilim liyakat akıl vicdan yolunda yürümeyen hayatın çürümüş kokuşmuş toplumsal enkazında mutlak değişmesi gereken Bop miladının ömrünü taaa başkanlaştırma ve referandumlama aruzasından beri dolmuş bitmiş olduğudur.

 

Kuvvetli ihtimaldir ki durumun bilen tanıyan ve farkında olanları, biiir bir işledikleri bütün ‘ itibar gösterişi için her yol mübah ‘ anlayışlı ülke devlet ve toplum zenginliklerini yağmalayıp yıkımdan yıkıma sürükledikleri bütün ittifak ve işbirlikçileriyle; tüm suçlu yükümlü gördükleri her konu başlığından kendilerine uygun bavul toplayıp daire boşaltan ; ve evrak yakarak delil karartmaya kadar şimdilerde kuvvetle bir ihtimal uğraş be meşguliyet içindedirler..

 

Bu arada en düşük herhangi bir maaşın tümünü yemeden içmeden kesip öteki aylara borçlu kalacağı şartıyla; en düşük cep telefonu TL. cinsinden bin pangunotu kiran kirana boylayıp ciritlemiş- üstelik de ülkenin her şekil siyasi istismarlara elde olan sorun ceşitliligine uygun    ve yatkın en başta gelen issizler yıgınagı  yüzde otuzlar zirvesini tırmanmaya delirip tavan yapmışken- iyi mi.. ! ?



Seyfi Karaca… Mart / 23

( Güzellik Dediğin Demden Devrana 3 başlıklı yazı Yeldegirmeni tarafından 29.03.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.