Edebiyat Evi Hali Vakti Huzurunda 2
Ücbes gün
portekiz bir kac gün Ispanya gezeyim tozayim dedim istediydim. Sartlar uygun,
durumlar nazik ve hadi kalk gidelim cekip cagiranlar hevesini bulup da, dengi
devraninlarin ilgisi merakinca arzu endam olunca; ben beni biliyor ve
taniyorsam- ki bundan hic kimseye kendimi sorup danismayacak kadar ben benden bana
yakin, tanidik ve eminim- esmelerim ne
diyor, neyi kimi nereye gitmek görmek veya göstermek istiyorsa baska hic bir
laf söz izin tayin mühür yahut müsade dinlemeksizin davranir kusanirim deli
divanemi, saniyesine heder getirmeksizin aziksiz miyim erzaksizmiyim umrumda
bile olmadan atlar biner giderim gerek Hanya`ya gerek Konya`ya.
Yola düsmeler
arasinda en sevdigimse tren yolculugudur. Inenler, binenler ve genis pencere
dibinde hele, hayatin bütün yorgunluklarini yaslandigin yere birakarak hep
cocukluktan beri insana miras olan ` söyleserek drtleserek ninnisini dinledigin
fisiltilarin her türlü kirlerden ari duru ve berrak arinmis süzülmüs ve
kundaklanmis ninniler sicakligi samimiyetine salincaklar sallaniyormusun gibi `
irlanarak ugurlenerek salinip giden Tren yolculuklari.
Istasyona
giderken köprü merdivenlerinden asagi dogru yolumun üstünde biri topal ayagini
asvalta sürükleyerek perisan sapkasiyla üstü basi isyeri hatirasi toz kiri ve yag
lekeleriyle eski demir yolu calisanlari kiyafetinde bir adam ; indirimli ucuzluktan
kapip omuzladigi yorgan ve perdeleri naylonu acilmamis yükün altinda ezile
büküle belli ki evine götürüyordu.
Oralarda derme
catma fotörü yana yatmis iki büklüm yasca basca da hayli vaktin cinarlarini
devirmis baska bir ihtiyar, dünyada tamamlanmamis cilesine hala baht acip yüz
güldürecek hikayeler ararcasina, cöp bidonlarindan bulduklarini ayiklayip
bisikletinin ardinda sürükleyip cektigi kücük römorkuna istifliyordu.
Her uzun yürüyüslere yürüdügümde köpegini
gezdirmeye cikmis olarak neredeyse ayni sato yolunun, ayni derenin, ayni sehir
merkezi sapaginda karsilastigim ( tepeden tirnaga sosyete katalogundan süslü püslü otuzla kirk yaslari
civari ) kadin`bakin yine karsilastik` diyeceginden emin olarak `hayatin
icabini talebini yerli yerine koymak getirmek gerek, sese renge soluga dogaya
cevreye insana degil mi `diyecegime tahminimde hic yanilmazdim. Onunla lk bastan
selamlasmaksa yan yana gecerken bana hirlayip homurdanan köpegine dair ` galiba
sizin köpeginiz bana ayip olmuyor mu bu kadinin güzelligine tek kelime etmeden
savusup gecip gitmek demek istiyormus gibi geliyor bana `…deyisimin üstüne gülüserek
baska baska laflari körükleyen kivilcimlari atesledik karistydik.
Orayi savusup
gectikten sonra baska bir adam caddeye bayir yukari parkedili bir arabayi tek
basina bütün gücüyle bir eli direksiyonda bir omzu kapi kirisinin kenarinda
ayaklarini diredigi zeminde yikilip kalkarak itmeye calisiyordu. `Yardim edeyim mi dedim `. Zaten buraya hepsi kadardi,
cekme servisi gelip alacak zaten dedigine ondan evvel ben ona tüm ictenligimle
ve kalbimle tesekkür ettim.
Yolun sonuna
dogru iki yakasi dökülmüs yapraklar dolusu dev agaclarla bulvarlanmis kenar kaldirimlardan
giderken , arabasindan indirdigi cocugun kücük ellerini tutan babasina `ille
onu ordan alip indirmezsen surdan suraya adimimi atmam ` cigliklariyla sizlanip
aglayisini oraya daha önce birilerinin dalin ucuna bagladigi ve rüzgar estikce sallanan
YALANCI EMZiGiN ` pembe renginden dolayi
kendinin oldugunu saniyor ` diyerek caresiz baska yolu yok gibisine cekip yoldu
kopardi adam boyu yüksekligindeki emzigi cocugun babasi.
Artik herseyin
servisi otomatik cerceve, kutu veya
dolaplardan yaya..! Tren bileti alirken, annesinin istasyona kadar getirip vedalastigi
onbes yirmi gibi ve civari arasi gencin bakti gördü beni dügmeden dügmeye
dokunup tusladigimdan bir sonuc alamadigimi `bozuk para olmadan paranizin
üstünü vermiyor otomat. Bence banka kartinizla deneyin isterseniz daha kolay halledersiniz ` yardim
severligini yakinimda tutarak, hareket yeri aktarmalari ve nerden nerelere
bosluklarini O`doldurdu. Isi islemi biten bilet kutudan asagi düsünce de, daha
ben ona kafami kaldirip minnete sükrana davranacakken O`bana simsicacik
gülümseyisler icinde rica etti teskkürlere bogdu beni. Ilk aktarmadaki yerde
doktor muayenes biter bitmez okuluna dönecekmis gibilere konustuk laflastik
derken cikti geldi tren.
Trende cürümüs
gürgenler devrilmis tomruklar bir görünüp bir kaybolan patikalar yalniz evler
büklüm büklüm akip dolanan caylar dereler pencere kenari seyrindeyken; oturdugum
yerde Edebiyat aklimin bilinc ve bellegi gönlümün sayfalari elim kalem defterde
olmasa bile kendi fiilinde bildigi gördügü duydugu ve taniklik ettigi dünya
hayatina,özgür idrak ve iradeli bireysel kimlik ve kisilige, ilgide iletisimde karsilikli
özgün saygin nitelikligi tartip dengeleyen emeklerle derlenmis yorulmus paylasma
zenginligine, hayati derecede degerli toplumsal
duyarliliga ve yapaysiz yapmaciksiz tüm onur ve itibariyla kendine özgün insanlik
gercegine dair harflerden heceler siralayip duruyordu hem duygularim hem de
düsüncelerim.
Cünkü yapraksiz
yemissiz agaclar dahi dogal dengeler degerinde varligiyla dünya güzelligini bezeyip
doldurdugu hususa ve cesitlilige anlamli kimetli vazgecilmezdi. Ve sadece
kiligi kalibi kiyafeti üstlenecegi rollere göre sekilsel bicimlere girenlerin
romani yapilip , hikayesi yazilip, filmi cevrilip, siirleri bestelenecek diye
ne müzigin sarti vardi, ne de edebiyat sanatin kaidesi kosulu.
Bu bakimdan ELESTiREL yorumlarla; ister yergi
ister övgüye dair sözü savi her ne yanda veya yönde olursa olsun henüz söz yazi
filim serit makara kesit ayrac ..heykeltrasin hamur camurlardan ilk oyarak kaziyarak
yahut yapistirarak yontmaya basladigi tortopakligi övenlere kanip aldanarak
kendini hic kimsenin erisemeyecegi kadar essiz emsalsizin en yüksek ve en yüce
doyum noktasina vardirdigina sabitleyip kilitlemesi gibi, imrendigi
hayranliklari kusursuz ilahligin tanrisiymis gibi kendinden vazgecerek en ilkel
savrulmalardayken hic bir gercekci elestiriye ilgisi, alakasi ve tahammülü
olmamak, metin manzume roman makale siir..türü ve konusu her ne olursa olsun
etrafini donatan yapay yapmacik ve sahteligin yaldizli ödüllerle birinci gelmeyi
bogarak ve üfürdügü yere devrilip
düserek; kendini kendinden baska herkese ve herseye sabitleyip kilitlemenin tesvik
eden yanlislarina pirim vermesinden baska bir sey degildir. Buradaki kör kafes
kisir döngü ve karanlik dügüm, asla insani kendine özgün; özüne sözüne yazisina
diline özgür; karsilikli paylasimin samimiyetine onuruna ve itibarina bellegi
birikimi deneyimi kendi emekleriyle kazanip olgulastigi ÖZGÜVENLILIGI akesinlikle
büyütüp gelismesi mümkün degildir insanin. Her yalan yanlisi görmez duymazdan
gelerek tahammül edemedigi sorgulayici ve irdeleyici yakinlasmayi ve
yorumlamayi daha ilk ilisen dokunuslara sanki
en kutsallarina müdahale ediliyormus gibi altyapisini besleyen hicligin disa
vurumunda kontrolünü kaybetmis basibozuk refleklerle saldirir, kizar, köpürür,
küser, alinir, ice kapanir, disa savrulur ve karsilastigi kendisiyle yüzlesmeyi sindirip
tasiyamayarak kopyalandigi taklitciligin en bilinen foyasini sakladigi kabusunu
uyanir.
Sevkini
kirmamak adina veya küme kalabaligi etsin kaygisiyla herkesin cikarttigi yukardan
düsürmeyen karsilikli övgü ödünclerini hediyelesirken de, kisa, kisir soyut ve hepsi
birbirinin aynisi tek cümleyi gecmeyen markajlayip mühürlemelerse samimiyeti
olmayan göstermelik ve görsellik ziyaretine ceyrek altin takislari gibi otomatik
sallamalarsa, inceleyen, irdeleyen, soran ve kisinin paylasim ortakligini ve tanikligini
sayglayan yorumlarla hic bir ilgisi
alakasi yoktur. Aslinda da böylesi yaklasimlar yalan tesvik övgüleriyle yordugu
emegi ortaya koyani matraga ve maskaraya sararak bir cümle ötesinde hic bir
deger zahmete kendini ayiracak yyakinligi ilgisi gercekligi olmayan ve tiye
alip dalga gecercesine güdülen cabayi oldugundan cok daha körlüge baglayarak;
ona iyilik degil kötülügün de en büyügünü yapmis olur.
Bana gelince eger
bu ilgi itibar hassasiyette degilsem ismi adi adresi neresi olursa olsun hic
bir yere ne ugradim ne de ilistim. Görselligin ve gösterisin kuaför
kataloglarinda gördügünün - ismi cismi isterse edebiyat müzik sanat olsun hayatini
ve kisiligini kaybetmis kimliksizligi alip satan serbest piyasa
vitrinciligin kiskirttigi gibi kaliba
giren, kamciladigi gibi col cocuk dede ebe genc ihtiyar profillenen insan yapimi
ve toplumsal bozgunlar sürecinde kendiden
haric herseye benzemeye can vererek- aynisi olmaya calisan kitlik
kiranlarindaki yerle bir olusun düzlemsiz dengesizliginde hele, ugradiysam
eger yukardaki saydiklarimi en az ismim kadar bilerek cogu zaman ters tepki
gördüm, yazdiklarimin kimieri silindi, `adam buraya ilisti gitti bizim
birincilik `gibilerden ardim sira kim bilir ne ayaz laflardan dayak kötekler yedim.
Bana gelince zaten
hic kimsenin neredeyse hic birsey okumadigi; veya hayran olup tapindiginin
kirini dibini kaziyarak ordan derme catmalarini kendi olmamis ve olusmamis
haline kostümleyip vitrinledigi ; veya kituplasmis saplantilarin buyurdugu
kadarinda kendine noktayi koydugu; ille anlasilayim diye ne bir beklentim,
umurum , arzu, talebim olmayan; her yazdigimi anlasilmasi zor, okunmasi uzun
mesele gibisinde kaypaklik ve kaytarmalara daha
ilk satirinda yazdigim gibi birakanlarin ne övgüsüne ne yergisine zamani
yaziyi sözü mekani defteri kalemiyle birlikte bos verip birakmadigim, duygu düsünce akil
fikir hayal tanikligimda biriken nem varsa zaten ilgsi samimiyeti olana
haddinden fazla anlatmisimdir. Bu yüzden her yazdigima olasi yapilan yorumlara -tekrar
ve uzuunca sayfalar ve satirlara mal olacak olan; ve belki de yine ilgili
kisinin gerek umruna gerek aklina gerek gönlüne tek hecelik durum vaziyet
degisikliginde bulunmayacak olan- hic
bir yerde hic bir zaman tekrar dönmedim.Her kim yazdiklarim veya paylastiklarim üzerine ne edindi
cikardi anladiysa kendi kendisiyle basbasa biraktim.
Kuskusuz benim
buralarda olmamam bu sebeple kendi bildigine haricten gazel okumadaki sabitligin
cok da büyük nazarinda itibarinda herhangi dereceden bir önemi olmayacaktir. Sevgi
saygi onur dil tarih cografya edebiyat sanat …diye saymakla birtmeyen insanlik
deger adina yerini yurdunu kalemini kitabini ve ilgili duyarli insanini arayan incelik
ve akil fikir duygu düsüncelerle özgür iradede özgün kisilikte dünyalar
güzelligine kendini yoran gönüller dolusu nazikliginse cooook..! Dileyenin
görsellik ve gösteris keyfiyetine birinci secip begenen egim büküm kivrim
kivranislarinin dolgusuyla yapilmislarindan meydana vitrine carsiya bazara ve gelen degil, tam tersi, akil fikir ve gönül
isiydi sanat edebiyat cünkü.
Katki sunmak,
deger ve farkini katmak, insanligin toplumumuzun güzel ülkemizin ve sevgili
Türkce`mizin dili dagarcigi birikimi mirasindan aldigimiz oldugumuz bildigimiz akil
fikir bilgi birikimler mirasiyla, bu titizlikteki bu saygin yerde, onurlu
duyarli maksat niyetlerin yordugu emeklerle bende olan bitenleri buranin sofrasina iletip
paylastirmaktir onca maksat niyetim. Hayirlisiyla..ve herkese tekrar tekrar
sonsuz tükenmez sevgiyle..!
Ve civcivlerini
kümeste diger tavuklar yanasinca kükreyip kovalayan tavuk, yavrulari tel
örgünün önünde ardinda bölünpnce bir o tarafa bir bu carafa cildirmis gibi
cirpinarak; catal yürekliligin…iste deme gitsin
Koltugun karsi oturani,
yan komsusu, kisa tanismalarin kücük hikayeler, ralara inan binen bavullar, verilen
mola araliginda sicak soguk sekerli sekersiz tadimlik atistirmaliklara sehirden
sehire, ülkeden ülkeye, her istasyonda sabah ögle yatsi ve yeniden sabah
derken, afa daldik bakin..! Libzon`a varmis gitmisim bile..!
Seyfi Karaca…….Ekim
/ 22
(
Edebiyat Evi Hali Vakti Huzurunda 2 başlıklı yazı
Yeldegirmeni tarafından
14.10.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.