Dağlanmış Sevdalar


dağ, 
büyük sığınak 
ya da zirve 
hem mefkure yolunda zor yol
hem de yeni bir hayat bulmanın beşiği
kuru hava, duru gökyüzü, parmaklara değen bulutlar
kemikleşmiş kabullerin tahakkümüne 
karşı koyma gücünü bahşeder 

dağ
masallarda 
yetim çocuğun 
doğuya doğru yedi yıl kadar gittikten sonra ulaştığı 
mutluluğa kavuştuğu zirve  
yolculuğun ve tırmanışın hedefi
kendini tanımanın  mekanı

benliğinin derinliklerinden yükselen
kurulu düzeni sarsacak ölçüde haklı sesleri 
kimsenin dinlemeye hazır olmadığını düşünüyorsun
oysa yüksek sesle haykırmadan da yapamayacaksın
öyleyse dağlara çık 
uzaklaş insanlardan 
seni anlayışla karşılayan o ıssızlıkta kelimelerini haykır

yeniden doğuşun yolu dağdan geçer
zirvelere tırmanmaya yönlendiren 
henüz dile getirilemez tutkunun yanında 
inzivaya çekilmeye götüren bir ıstırabı da yaşamış olmalısın  
peygamberleri çağrıştıran dağ
tur dağında musa
zeytin dağında isa
hirada muhammed gibi

dağ yolcusu
öz varlığına, 
aleme ve yaradılışa 
bakmayı murat eden kişi
öyle olur ki her birimizin 
hayat görüşü 
hayat tarzı
yüce dağlar misali yükselerek ufkumuzu kaplayabilir 

insan olarak hakikate doğru sürdürdüğümüz yolculuğu 
sorumluluklarımızın üzerinden değerli kılarız
nerede durursak duralım 
yüksek dağlar nedeniyle 
sadece bir yüzüyle tanırız hayatı 
dağın öteki yüzünde başka insanları
sesini duyurmakta zorlanan gönlü yaralıları
unuturuz

bulutlara doğru yolculuğunu sürdüren
yine de ayakları toprağa basmakta olan kişinin gözlerinde 
yeniden can bulur dağ
orada tepkisiz kılmaya dönük söylemlerin
baskıcı düzenleri sürdürmeyi mümkün kılan yalanların
iki yüzlü kabullerin bir geçerliliği yok

zorlu bir yolu var
öyle ki kişinin bir koşuda zirveye ulaşması düşünülemez 
dağın zirvesinde 
gökyüzüne kendini daha yakın hisseder insan 
ve zihin yaratılışın hikmetleri üzerine düşünmeye 
daha açık hale gelir
kendini kabullendirmek isteyenler için 
çıkışların kürsüsüdür dağ
varlığının hikmetleri üzerine düşünmeye 
çekildiği mekandır

dağ soğuğunda
dağ yolcusunun kelimeleri kılık değiştirir
derin bakışlarıyla şehrin iç yaşantısına nüfuz ederken
kendi içine doğru başlattığı yolculuğu 
şehrin dışına
dağa tırmanarak tamamlamaya çalışır

cennetten dünyaya düştü düşeli 
varlığının anlamı üzerine sorduğu sorulara döner defalarca 
sorulara evrensel cevaplar bulmaya çalışır
yaşadığı toplumda hurafelerle yüceltilen cehaleti
sınıflar arasındaki uçurumu derinleştiren kuralları sorgular
bakış açısının sebeplerini çözümlemeye çalışır
bir zamanlar çölde edindiği temel değerleri 
bir dağın zirvesinde tamamlar

ateşin de emirle yandığını
itaatle tutuştuğunu haber verir
dağın da kul olduğunu
denizin de itaat ettiğini söyler
secdeleri görünür kılar gözlere
teslimiyetin gölgesinde 
söndürür göğsünde yanıp duran alevleri 
gül eyler alnına

kat kat 
dosya dosya 
la perdesinden besteler zamanın notalarını
perde açıldı mı da bir kez
koşar gelir yamacına bütün güzel nağmeler

silinmiş boş kağıtlara döner buhranın her türlüsü
ah sütunları kırılır
damar damar çatlar 
kavruk baharlara dökülür umutları
en dar kapısında oturup 
ruhunu hu ile şerh eder

dağlarda nalınlarımızı ayağımızda unuturuz bazen
parlayan yıldızlarımızdan parıltılar düşer bahtımıza 
elif ve lam ve mimler ses bulur 
eskir dönüş biletleri
yırtarız  ahitleri
harf kılığında efsunlu sözler dolar gecelerimize
geceyi düğümleyen sırlar
münzevi ahlarımıza eklemlenir

nefse doğru incelen büyük cihatlara gönderir bizi
çöller boyu aç ve susuz yürüyüşlere tutuluruz
yıldızların dağılabileceğini
dağların yerlerinden oynayabileceğini 
güneşin yörüngesinde hep itaat içre akıp gittiğini 
anlatır bize

dağlanmış sevdaları
akça bir düş olarak fısıldar kalbimize
ıssız yerlerinde açar zambaklarımız
sunarlar ruhumuza sonsuzluk müjdesini 

zincir yaparız deruni sağanakları
hep yitik sevdalara
ağlarız geceler ve gündüzler boyu
yele veririz benliğimizi
aylar ve yıllar yılı

redfer
( Dağlanmış Sevdalar başlıklı yazı redfer tarafından 10.06.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.