Ey gönül havalanma
Ne devletlusun ne necabetle
Ne pürü paktan çıkıp
Ne meşrutlukla doğrusun
Hecen var her biri
Kendi bağlamıyla geceden
Niteldin
Şimdi doğru yol diye gelirsin
İpe sapa gelmez her biri niceden
Arap saçı gibi taranır
Beş kere beş
On beşe eğriltilmişse...
Veya kutsanmış adına:
Tanrı'nın hakkı Tanrı'ya
Sezar’ın hakkı Sezar’a diye,
Otuz altıya doğrultulmuşsa
Beş kere beş,
Adalet aranır
Açmazın bu
Her biri bir sayfa
Okunacak şeyler çok
Yaşam denen
Şu kahrolası kahpe acunda
Kıraat görmemiş gözler
Sen der.
Ben der.
Memnunum
Doktor bile dövüyorum der.
Eciş bücüş lükle
Yapış yapış
Bir para etmez
Öyleye getirilmiş
Böyle gönderilir
Vıcık vıcık sözler macunda
Hanım efendiler
Bey efendiler
Kayıkçı kavgası içinde
Bu insanlar aç
Sayenizde aç
Her türlü çıkmazla
Bütün yollar Sezar’la çevrili
Bir hiçlik okunur bungun gözlerde
Tanışmıyoruz derle kaçınır bakışlar
Tüm vahşilik içinde kaybettirilen
Karşılıklı transfer emeğe dikili
Hiçliğin hiç olduğu,
Anlamsızın anlam olduğu bir noktaya devrili
29.08.2023
Necabet: Soylu. Soyluluk sanı.
Devlet: Mal, mülktür. Giderek saltanattır. Padişah, kral,
şah vs. malı, mülkü, halkı, kölesi ve toprakları olan monark kişidir. İşte halk
toprağının, mülkünün olmaması nedeniyle mevalidir.
Devletlu: malı mülkü kudreti olmak. Mülk yönetir gücü olmak.
Mülkten pay vermek.
Ne devletlusun ne necabetle: Osmanlıda vezirlerin
şehzadelere hitaben kullandığı cümledir. Toprağı, halkı, yönetir gücü olmak
soyluluktur. Soyluluk, Tanrı tarafından mülkü verilmiş olmakla Tanrı sal
kayradır.
Bungun: Yorgun
Meşrut: Şartlı gerektirme