Bana bir
zihin ver Allahım
bulanık bir
zihin
kokuşmuş çay
demliklerinin arasında
unutmaya yüz
tutmuş
bataklara
saplanmış insanların
büyük
insanların
küçüğünü alt
etmeyi
marifet
zannetmesiyle
büyüyen
bulanık bir
zihin istiyorum
Kapattım
gözlerimi
hasat
geldiği vakit
başaklar
açmış
başaklar
konuşuyor benimle
biçilmek
nasıl bir duygu sen bilir misin?
Ey insan
bilsen biçer
misin beni o zaman
bilmem
yaşamadım o
duyguyu
hissetmedim
hiçbir zaman
ama
gecenin sona
erip
sabaha
kavuşması kadar
acıdır
elbette
Şimdilik
bıraktım güvercinin kanadı
şirinlik
yapan her bulantıya
şimdilik
kustum içimi
kendi içime
kurduğum
adalet,
mertlik, doğruluk
terazisine
dert
etmeden, kösnümeden
adadım puslu
hayatımı
pus dağıldı
zaman
anladım ki
ne kadar pes
etmek
istesem de
bir o kadar
da
bu hayatı
yaşamak
istiyorum
zihnimi
bulandırmadan