21.03.13
Tayinimle ilgili işlemleri yapıyorum. Havalar çok sıcak. Bazen esmiyor değil. Onu Allah’ın lütfu olarak görüyor, seviniyoruz. Elimde şişe suyu içerek geziyorum. Haksız bir tayin bu. Fen Lisesine tayinim bundan 3,5 sene önce bir tuhaf tesadüf sonucu gerçekleşti.
Geçmişi de anlatmalı mıyım, bilmiyorum. O zaman Yahya Kaptan Lisesindeydim. Oraya da İmam Hatip Lisesinden atanmıştım. Anadolu İHL kadromuz usulsüz atama yüzünden Danıştay kararıyla iptal edilmişti. Buna da sebep bakanlığın yönetmeliğe aykırı atama yapmasıydı. Daha sonra yönetmeliği değiştirdiler ama bizi kapsamadı. Çünkü biz zaten Anadolu kadrosunda olduğumuz için başvurma imkânımız yoktu. Atamamız iptal edildiği halde göreve devam ediyorduk. Bakanlık hatasını kabul etmiyor, görevimizi aynı kadroda sürdürüyorduk. Ne oldu da sonradan karara uymayı kabul etti, bilmiyoruz.
Olan bize oldu. Bir gün ansızın Milli Eğitim Müdürü tercih yapmamızı emretti. Ben de başa Yahya Kaptan Lisesini yazdım.1,5 yıl sürdü buradaki görevim. Bir gün yine aniden Okul Müdürü ‘size tayin hakkı verildi’ dedi. Ve Fen Lisesi maceram böyle başladı.
Ama orada da kalamadık. Daha tayinimizin birinci döneminin sonunda norm fazlası olmak varmış. Bu süper zekâlılar okulunda ilk şoku böyle yaşadık. Bir öğretmen ihtiyacı olduğu halde iki öğretmen tayin etmişlerdi. Ne oldu, nasıl oldu, anlayamadım. Nasıl bir entrika döndü, bilmiyorum. Ben gittiğimde 3 branşdaşım vardı, ben dördüncü oldum.
4 yıllık bu okulda her yıl 100 öğrenci alınıyordu.25 kişilik 4 sınıf var, her dereceden. Etti mi sana 16. Her sınıfta 5 er saat dersten 80. Kişi başına düşen ders saati 20. İki öğretmen müdür yardımcısı oldu kısa zaman sonra. Onlar 6 şar saatten 12 saat ders aldılar geriye 68 saat ders kaldı. Onları iki öğretmen bölüştük.30 er saatten 60 saat derse girdik kalanı da fazladan idareci olan branşdaşlarımız aldılar. Bir öğretmen ihtiyacı doğdu. Ama baktık ki 2 göndermişler büyüklerimiz. "Bir bildikleri vardır" dedik, boyun eğdik. Keşke eğmeseydik, ne olduysa ondan sonra oldu.2. yıl 16’şar saatten 3 öğretmen dersleri bölüştük; bunun böyle gitmeyeceği aşikârdı,
Bir öğretmen norm fazlası olacaktı. Turgay bey kıdemi benden eksik öğretmen olarak hep kendini norm fazlası sayıyordu. Norm fazlası kadrolarının ihtiyaç olan okullara gönderme emri gelmişti. Turgay beyi çağırdılar, O" doğru bakın norm fazlası ben değilim" diye söylemiş. O bunu nereden biliyordu? Kıdemimin fazla olduğu halde puanımın düşük olduğunu nereden biliyordu. Bundan hep şüphelendim. O yıl benim tayinim yapılmadı. Çünkü ben tercih yapmadım.
Fen lisesi öğretmeni ancak sosyal bilimler lisesine tayin edilebiliyordu. Ben de ona razı olarak ya da "burada kalırım' diye tercih yapmadım. O yıl böyle idare ettik. 16 saat dersi haftanın beş gününe yaydılar.
Kadere bak :O yıl müdür yardımcısı Fatma Hanım tayinini aldırdı. Turgay bey de kendi isteğiyle Sosyal Bilimler Lisesine öğretmen olarak, içimizden biri daha müdür yardımcısı olarak görevlendirildi. Yine 30’ar saat derse girmeye başladık.
Ama gel gör ki bir sonraki yıl çok istekle öteki okula giden adam geri döndü. Her dönem norm tayinleri için yazı çıkar, ben imzalar oldum. Hatta bir kezinde yeni müdür beni vermek istemediğini söyleyerek Milli Eğitim’den talep etti. Ama bu yıl’ geldi çattı en son ölmek ne bir yemiş ne bir çiçek’.
Şimdi ayrılma zamanı. Biz de onu yaptık. Ah ne zorlu bir macera oldu bu. Fen lisesi macerası. Planlayarak gitmedim, planlayarak ayrılmadım. Sürekli stres altında kaldım. Bu yüzden çok şiir yazdım bu okulda. Başka nedenleri de var mı bilmem. Ama bu okuldan hiç ayrılmak istemedim Allah biliyor.