DOLAP
Yunus Emre bir şiirinde, “Benim adım dertli dolap/suyum akar
yalap yalap/Böyle emreylemiş Çalap/ derdim vardır inilerim” diyor. Bu şiirini
anlamak için eskiden kuyulardan dolapla eşek ya da beygir yardımıyla su
çekildiğini bilmek gerek. Dolap su çekerken gıcırdar. Ozanımız bu gıcırtıyı
dertli bir kişinin inlemesine benzetiyor. Dolaba koşulan eşek ya da beygir,
ileriye doğru yürüdüğünü sansın, dönüp durduğunu anlamasın diye de gözlerinin
iki yanı kapatılırdı. Boynuna da çıngırak bağlanan hayvan böylece aldatılırdı.
Bu konuda şöyle bir fıkra var; Bir kentli yoldan geçerken bu manzarayı(!) görüp
durmuş, orada bulunan köylüye eşeğin boynundaki çıngırağın ne işe yaradığını
sormuş. Köylü, “Çıngırağın sesi kesilince merkebin durduğunu anlarız” diye
cevap vermiş. Kentli gülerek, “Ya eşek durduğu yerde başını sallarsa” demiş.
Köylü adama şöyle bir bakmış; “Nerede beyim buralarda sizin gibi akıllı eşek!”
diye konuşmuş.
Dolap Beygiri filminde Şener Şen, evdeki karısına
kaynanasına, çocuklarına bakmak için eşek gibi çalışan ama kimseye yaranamayan
bir dar gelirli memuru canlandırmıştı.
Dolap deyip geçmeyin. Sadece su dolabı yoktur.
Yiyeceklerimizi sakladığımız buzdolabı, giysilerimizi koyduğumuz elbise dolabı,
lunaparklarda çocukların binmeyi çok sevdiği dönme dolaplar da vardır. Bir
yerde yolsuzluk varsa orada muhakkak bir dolap dönüyordur. Madrabazlar dolap
çevirmeyi çok severler. Çapkınlar seviştikleri kadının kocasından kaçmak için
elbise dolabına saklanırlar.
Siz hiç tingildeyen dolap nedir duydunuz mu? Duymadınızsa
anlatıvereyim.
Evi tren yoluna yakın olan bir kadın marangozu çağırmış. “Teren
geçerken dolap tingildiyor. Niye acaba? “ diye sormuş. Adam incelemiş dolapta
bir arıza görememiş. Kadın,” Biraz sonra tren geçecek. Dolaba girin de kendi
gözlerinizle görün” demiş. Marangoz dolaba girmiş. Tam o sırada kadının kocası
gelmez mi! Öfkeyle, “ne arıyorsun orada?” diye bağıran kocaya adamcağız, “Şimdi
ben size tren bekliyorum, desem inanmazsınız değil mi?” demiş.
Bakın bir genç, sevdiği kadınla evlenmek istediğini nasıl
anlatıyor:
Yoğurt koydum dolaba
,bugün başım kalaba
Seni doğuran ana
Olsun bana kaynana
Erhan Tığlı