ABD’li Türkolog Norm Kisamov “Günlük İngilizcede konuşulan sözcüklerin yaklaşık yarısı Türkçedir. Avrupa dillerinin pek çok kökü Türkçedir.” demektedir. Bu sözü duyunca biz de ortaokuldan kalma Türkçe-İngilizce sözlüğünü elimize alıp kendi çapımızda bir araştırma yapalım istedik. Vardığımız sonuçlar hem ilginç hem de şaşırtıcı…

Be, olmak demek.. Oğuz (Ogur) Türkçesinde; rica anlamında bi gel, bi git ve sitem anlamında gel be, git be şeklinde sık kullanılmaktadır. Gurmanç (Kürt) lehçesinde de yine be/bi şeklinde varlığını sürdürmektedir. Hatta Kürtlerin Türklüğüne şiddetle karşı çıkan ve be/bi sözcüğünden hareketle Kürtçe ile İngilizce akraba dillerdir diyen diplomalı bir hödükle karşılaşmışlığımız bile vardır.

Buy, satın almak anlamındadır ve “bay” diye okunur. Bay, Türkçede zengin demektir. Azerbaycan Türkçesinde hâlâ kullanılır. Zenginlik ile satın almanın ilintili olduğu ortadadır.

Big/mega; bek, beğ, bey.. Oğuzlar beg/beğ/bey demeyi sürdürürken Kuzey Türkçesi konuşan Kıpçaklar bek der. Türkçedeki b-m ses değişimini; Oğuzlardaki (Ogurlar) ben-men örneğini zaten biliyorsunuzdur. Zazalar ise mın derler.

Bit; bildiğiniz bit anlamında.. Türkler arasında bite pit denildiği de olur. Pîrimiz Şehriyar bir yakımında (şiir) “Yanaşmanın goynu dolar pit inen” der söz gelimi.

Direct; doğru demek.. Türkler direk der dosdoğru gitmeye… Toprağa, binaya dikilen ağaç ve/veya demirden sırığın büyük boyutlu olanlarına da direk denir. Anadolu köylerinde hâlâ yaşayan dirgen sözcüğünü de unutmayalım. 

Eat, it diye okunur. Bir şeyler yemek anlamındadır. Eski çağlarda temel besin kaynakları hayvansal gıdalar olan Türkleri ve eti düşünürsek bu sözcüğün de Sakalar veya Galatlar (Keltler) aracılığıyla adaya gittiğini düşünebilirsiniz. 

Foul, hile demek. Türkçede tavuğun altına konan yumurtaya fol denir. Sakalar ve belki de Galatlar Keltler) aracılığıyla adaya taşınmış olmalı.. Tepik/depik (football) terimi olan faul da anlam ve söylem yönünden benzerlik gösterir hatta.

Go, gitmek/uzaklaşmak demek.. Türkçedeki kovmak eylemi (fiil) ile ilintili olduğunu görebilirsiniz. Türk çobanlarının ho/hov diyerek davar (koyun-keçi) sürülerini sevk ettiklerini biliyoruz. Bir Avşar Yörüğü olarak ortaokul yıllarımıza kadar keçi gütmüşlüğümüz de vardır.

Hi; hay diye okunur ve Türkçedeki hay/ay veya hey/ey ile aynıdır. Selam ve biraz da seslenme (hitap) anlamı içerir. Derviş selamı da denen Türkçedeki hu sözcüğü ile anlamdaştır. Hu, Amerika’daki Turanî topluluklarda hâlâ yaşayan bir sözcüktür bu arada.

Hovling; ulumak demek ama havlamak anlamı da verir. Türkler; köpek havladı, kurt uludu derler. Özbekistan’daki o sesinin Türkiye’de a’ya dönüştüğünü de hatırlatalım; Ovshar (Ovşar)-Avşar gibi..

God; Tanrı demek.. Türkçe “kut” sözcüğünden gelir. Az biraz Türk tarihi okuyanlar “Tanrıkut” kavramını, tanımını hemen anımsayacaktır. Türklerde kutlu olsun demek, Tanrı katında kabul/makbul olsun demektir. 

Perish; yok olmak demek.. Türklerde halen perişan ve/veya perlim perişan oldu denir yok olup gitmeye, zarar-ziyana.. Sondaki -an ise Farsça çoğul ekidir.

Pure; saf (katıksız) demek.. Türkçedeki pür-dikkat, pür-telaş gibi söz öbeklerini anımsayın. 

Say; söylemek demek..  Türkçedeki söy kökünü ve yine saymak, sayıklamak sözcüklerini zaten biliyorsunuz.

Snake; nek, yılan demek.. Divan-ü Lugati’t-Türk adlı ölümsüz eserde nek sözcüğü de geçer. Demek ki sözcüğün çıkış noktası Türkistan..

Soul; ruh demek.. Türklerde halen “ruhu çıktı” yerine “soluğu çıktı” denir ölüm olayını anlatmak için. Toroslarda yaşayan ve dilleri İstanbul Türkçesinde olduğu gibi Arapça, Fransızca istilasına uğramamış olan Avşarlar günlük yaşantılarında “soluğum çıktı”, “soluğum taştı” gibi deyimleri sıkça kullanırlar. 

Ortaokuldan kalma sözlüğe üç beş dakika göz gezdirince elde ettiğimiz veriler daha doğrusu bulgular bunlar.. Gerisi bilginlerin (âlim) işi.. Biz bir Türkçe sevdalısıyız, dilbilimci (filolog) değiliz sonuçta. Şu yaşadığımız ömrün hiçbir anında tereciye tere satmak gibi bir huyumuz, muradımız olmadı şükür. Karamanlı Yunus Emre’nin de dediği gibi; “İlim, ilim bilmektir./İlim, kendin bilmektir.” öyle ya. Ve yine Karamanoğlu Avşarlarının Kızıl/Kızıllar oymağından olan Gâzi Mustafa Kemal Atatürk önderimiz, kutup yıldızımız.. Onun da dediği gibi “Türk demek Türkçe demektir. Ne mutlu Türk’üm diyene!” Kızıl sözcüğü Türkçede altın demektir bu arada. Kızıl altın, kızıl güneş gibi söz öbeklerinden aklınızda kalsın. Atatürk’ün -onca çamur atmaya, karalamaya rağmen- değerini yitirmemesi dahası günden güne değerine değer katması soy kökünden geliyor olsa gerek. Güneş-Dil Kuramının (teori) bir güneş gibi dünyayı aydınlatacağı günler de gelecektir elbet. Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.


Aziz Dolu Atabey

azizdolu.wordpress.com


Üzerinde üç taneTengri tamgası/damgası bulunan Hatti/Hitit Güneşi


( İngilizcenin Dip Noktası Türkçe başlıklı yazı Atabey tarafından 13.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu