Satırlarımın İlk Harfi
"Esaret altında düşlerim, giderken gelemediğim sokaklarda, geldiğimde gidemediğim adımlarla çevrili bu çehre.."
...
Takvimler 2019'u gösteriyordu. Bense ortaokula daha yeni başlamışım, yaklaşık 10-11 yaşlarındayım. Tabi o zamanlar daha da bir masumdu, farklıydı. Her şey o yıldan sonra başladı, virüstü, savaşlardı, depremdi derken. 2019 yılı özellikle bu açıdan benim için en huzurlu yıl olabilirdi. Biricik ortaokulumda geçirdiğim en güzel vakit ve anılar oradaydı.. O zamanlar bir Sosyal Bilgiler öğretmenimiz vardı, Aziz Hoca. Orta boylarında, zayıf, gür saçlı, keskin yüz hatları ve hafif dolgun dudakları ile oldukça beyefendi bir öğretmendi. Sevdiğim ve iyi anlaştığım bir öğretmenimdi, özellikle derslerinde en çok eğlendiğim bir öğretmenimdi.
Okulların kapanmasına yaklaşık bir hafta kalmıştı. Ona bir hediye vermem gerektiğini düşünüyordum, bunu istiyordum. Ama öyle pahalı, süslü püslü hediyelerden değil, onu aldığında ömrü boyunca mutluluk ve gururla saklayacağı ve her baktığında manidar, manevi duyguları arşa çıkacağı bir hediye vermem gerekiyordu. Bir Pazartesi günü onun dersinin teneffüsünde sıramda oturup düşünmeye başladım. Resim çizsem onu memnun edecek ve o kadar özel bir şey çizecek bir yeteneğim yoktu. Hem ne çizebilirdim ki? Her halükarda basit duracaktı. Geriye yazı yazmak kalıyordu, çünkü elimdeki tek kaynak bir kağıt bir kalemdi..
Aldım elime kalemi, kopardım defterimden de bir kağıt yazmaya başladım. Sevgiyle, önemle, minnetle.. Nihayet bittiğinde yanına da bir gül figürü çizdim. Eh tabi o zamanlar da çocuk aklı. Normalde çok saçma bulurum böyle şeyleri ya'da utanır çizmem.. Teneffüste onu merdivende yakaladım:
- Aziz Hocam!
Adını duyar duymaz arkasını döndü. Ne olduğunu soracak olsa gerek fırsat vermeden eline yazdığım şiiri uzattım:
- Bu sizin için..
Bir elinde çayı, bir elinde de kağıt ile usulca merdivenlerden inmeye başladı, şiiri inceliyordu. Peşinden gitmedim, onu duygularıyla ve hisleriyle baş başa bıraktım. Nihayet sınıfıma çıktığımda sırama oturdum. İçimde bir şeyler hareketlemeye başlamıştı, içim kıpır kıpırdı ve anlam veremediğim bir coşku vardı. Ama işin garip kısmı bu his, bu zamana kadar yaşadığım hiçbir hisse benzemiyordu. Hepsinden farklıydı, her şeyden.. Bu benim hayatımda hem de yazarlık serüvenimde yazdığım ilk şiirdi, hatta ilk yazı. Edebiyat dünyasına attığım ilk adım. Bu sevgi, satırlarımın ilk harfiydi.. Ardından içimde bir ses duyuldu;
"Devam etmelisin!"
Sana Benzer
Öğretmen bir şarkıya benzer,
Bitmeyen bir melodi,
Sonsuzluğa uçuşan sözler.
Şefkatle donatılmış kalbi,
Daima ruhumu izler.
Öğretmen bir şiire benzer,
Bir bakışıyla hayatı yazdıran gözleri,
Güneşi bile gizler.
Bilinmez ki yüzünden başka,
Şiir görmedi bu gözler.
Öğretmen bir denize benzer,
Sonsuzdur gülüşü,
Sonsuzdur tebessümü,
Görünmez ki o okyanus kalbi,
Bana verilen en güzel hediyeydi.
Saygıdeğer Aziz Hocam'a...
Rüya
(
Satırlarımın İlk Harfi başlıklı yazı
Hayat Işığı tarafından
28.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.