Serâzâd ve dümensiz rüzgârlarla savrulan

hantal ve bahtsız bir kayığım

hayatımın enkazıyla yorgun dalgalara layığım

Nox’un kızları güneşe feracesini giydirdiğinde,

unutulmuş kavimlerin lisanında bir mezar taşıyım.


Ânen anlamadığım,

anlatamayacağım

ve anlatmadığım

bir müzik duyuldu sereyân,

kulaksız kâinattan kimsenin duymadığı,

öyle füsunkâr ve süblimdi bu nağmeler

ölümlü kulakların duyamayacağı bir seyelân

Sesini işitsem; tarih beni boğazlardı.
Kimse duymadı:

çünkü notalar cellâdın ipinden sarkmaktaydı

 


Bir pınarın dingin şırıltısı gibi

içimden yaşam Carmen’i yükseliyor

Ağaçların gövdelerinde alizelerin elleri

sevinç ürpermeleri geçiriyor

Bükülmüş kollarını coşkuyla

câvidan sideralara uzatıyor

Dün bir mezardaydı cismim,

dirilen bir peyzajda canlanıyor

 


Ruhum kurtulmuştu prangalarından işte

Kar taneleri gibi güneşlerin yağdığı yerde

Fezada asılı duran rüyalar gibi

Kendi üstümde kanatlanmış dolaşıyor o ellerde

Varlıkların bütününde görüyorum kendimi

O anda kavradım devrilmiş bir saat kulesini,

elem ve acıların gizemini,

ve yıktım o tahammülfersâ bendimi

işte ateşe verdim o Kireneli bedenimi






( Enkaz Altında Carmen başlıklı yazı Gültekin Avcı tarafından 23.06.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu