Tam gün yasası vatandaşın lehine düzenlenmiş sosyal bir proje, tabi özellikle görünen iki yönü ağır basmaktadır,
1-Devlet imkânlarını kimsenin şahsi çıkarları için kullanmamasını sağlamak,
2-Gelir düzeyi düşük olan vatandaşların mağduriyetlerini önlemek.
Aslında Anayasasının başlangıç maddelerinde vurgulanan sosyal bir devlet olmanın da gereğidir. Ancak bu türden projeler ve yasalar daha çok sosyal demokrat veya sol bakış açısıyla hayata bakan parti veya STK’ların projeleri olarak ortaya çıkabilecek çalışmalardır.
1978 yılında Mete Tan ismiyle müsemma olan bir tam gün yasası yine çıkmıştı. Bu çalışmayı o günün Cumhuriyet Halk Partisi lideri Sayın Bülent Ecevit’in hükümet etme ve başbakan olduğu dönemle ilgili icraatı olarak ortaya çıkmıştı. On iki Eylül öncesi Cumhuriyet Halk Partisi ile bu günkü Cumhuriyet Halk partisi birbirinden oldukça farklı yaklaşımlar sergilemektedir. O günkü Cumhuriyet Halk Partisi sosyal yaklaşımı daha ağır basan, kendi ismiyle de paralellik arz etmesi doğrultusunda Halkın partisi olma idealiyle icraatlar üretmeye çalışıyordu. Devletin ideolojisini uygulayan değil, daha çok devrimci ve değişimci yaklaşımıyla halkın gözünde büyüyor ve halkın desteğini alabiliyordu.
Bu günkü yaklaşıma bakıyorum tamamen elitlerin haklarının savunucusu konumunu sürdürmek için çaba harcamaktadır. Söz konusu Tam Gün yasa tasarısı ile ilgili Cumhuriyet Halk Partisinin öncülük etmesi gerekirken, ne yazık ki yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine gitmeyi yeğlemiştir.
Vatandaş olarak bekliyoruz ne zaman Cumhuriyet Halk partisi Halkın partisi olacaktır. Ya bizi ifade eden Halk kelimesini kaldırsın isminin üzerinden, ya da Halkın yararına olabilecek proje ve çalışmalara öncülük etsin, öneriler sunsun ve gerçek anlamda sosyal devletten yana Halkın partisi olsun. Tabi bizim anladığımız Halk kelimesiyle onların telaffuz ettiği kelime aynı anlamda mı kullanılıyor onu da b,ilemiyorum, ancak gördüğüm veya hissettiğim sanki farklı anlamlar da kullanılıyor gibi gelmektedir bana.
Üniversitelerin polikliniklerine gidin doktora öğrencileri yani asistanlar poliklinik hizmeti vermektedirler. Yrd. Doç, Doç. veya Profesöre muayene olmak isterseniz ücret ödemek zorundasınız yoksa poliklinikteki hizmetle yetinmek zorunda kalırsınız. Ülkemizin büyük bölümü dar gelirli olan insanlar hocaların muayene parasını nasıl ödesinler, bu Cumhuriyet Halk Partisini ilgilendirmiyor mu yoksa.
Bir arkadaşım çocuğunu Üniversitenin Psikiyatr bölümünde poliklinikte muayene ettirdi, verilen ilaçlar rahatsızlığı artırdı. Mecbur kalarak ücret ödeyerek hocaya muayene ettirdi, verilen ilaç faydalı geldi ve ilaç kullanımı başladı. Ayda bir kontrol amaçlı randevu verildi, ne yazık ki her kontrol de ücret ödemek zorunda kalmışlar. Her ay aldığı asgari ücretin dörtte birini sadece kontrol için üniversite hastanesine ödemek zorunda kaldı arkadaşım, bu kontrol altı ay sürdü.
Şimdi soruyorum Cumhuriyet Halk Partisini dar gelirli ve gelirsiz, çoğunluk mu ilgilendiriyor yoksa hem özel hastanede hem de devletin imkânlarıyla daha zengin olabilmenin yolunu sürdürenlerin yanında mı olmak istiyor. Hem Halk partisi olacaksın hem devletin sosyal ilkesinin gerekliliğinden dem vuracaksın hem de bunların tersini yapacak ve bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine gideceksin, buna bu ne lahana bu ne turşu derler.
Cumhuriyet Halk Partisinden beklenen Halkın sorunlarını tespit ve çözümde özellikle sosyal devlet ilkesinin sınırlarının genişletilmesi için var gücüyle çalışmasıdır, tuzu kuruların yanında yer almak olmamalıdır.
Saygı ve Selamlarımla